eda teşekkürler kasım kaplan
Tüketici
Tüketici kendi hakkın bilmeli
Kaliteli mala para vermeli
Eğer bir şekilde aldatılırsa
Aldığı eşyayı geri vermeli
Herkes sattığın geri almalı
Kusurlu malına sahip çıkmalı
Müşteri kusuru anlamaz diye
Hatalı bir eşya satılmamalı
Satıcılar mecbur sahip olmaya
Belli müddetinde geri almaya
İtiraz ederde geri almazsa
Gider mahkemeye hesap vermeye
Müşteri haklıdır, velinimettir
Satanın yaptığı büyük hizmettir
Dürüst alışveriş, yalan olmazsa
Müşteri kazanmak büyük servettir
Köylümüz yıllarca güzel çalıştı
Müşteri kalite mala alıştı
‘Satılan mal geri alınmaz’ diye
Bu kural tarihe çoktan karıştı
Kasım KAPLAN Şiirleri
Yazılan son 2 yorum gösteriliyor.
İçerikle ilgili 2 yorum yazılmış.
Benzer Kasım KAPLAN Şiirleri:
Anneciğim , başucumda sesini,
Duyuyorum, anneciğim nerdesin?
Yıllardır gül kokan o nefesini,
Özlüyorum, anneciğim nerdesin?
Çoktan duymaz oldum şefkatli bir ses,
Acıktım, açlıktan kokuyor nefes,
Gittikçe itiyor arkadan herkes,
Düşüyorum, anneciğim nerdesin?
Geceler çok uzun varmaz sabaha,
Gerdiler gövdemi beton çarmıha,
Her geçen günümde birazcık daha,
Soluyorum, anneciğim nerdesin?
Bitmiyor geceler atmaz şafaklar,
Altımda döşeğim kuru yapraklar,
Geceler çok ayaz, soğu topraklar,
Üşüyorum, anneciğim nerdesin?
Yaramaz hallerde uyardığını,
Sevip okşayarak ısırdığını,
Her yatışta beni hep sardığını,
Düşlüyorum, anneciğim nerdesin?
Gitmez hayalimden evimiz bizim,
Sokak bir canavar, bense güçsüzüm,
Takatim kalmadı, çok çaresizim,
Ölüyorum, anneciğim nerdesin?
Kasım KAPLAN
Zaman değiştirdi gülen yüzümü,
Boşuna feleğe kızar dururum.
O sevgili yolda koydu gözümü,
Uçuk hayallerle süsler kendimi,
Hain aynalara bakar dururum.
Her gecenin içli matem rüzgarı
Estikçe aklıma getirir yarı.
Birde üzerine gurbet diyarı,
Ateşle sıvadım buzdan evimi,
Dünkü geçmişimi yakar dururum.
Buluştukça gece, ben göz yaşımla ,
Karanlık üstüme yürür hışımla,
Gece beni saran gam arkadaşımla,
Üç tırnaklı bir kuş emer beynimi,
Kendi kimliğimi sorar dururum.
Sokaklar her gece beni kucaklar,
İsyan eder bana yorgun bacaklar,
Beni hayat değil teneşir paklar,
Nefsime sattığım o günlerimi,
Kırmızı bir mumla arar dururum.
Gittikçe Kaf dağı yaklaşır bana,
Yoruldum hasretlik dokunur cana,
Onu tanıdığım günden bu yana ,
Yırttık bir karanlık izler gölgemi,
Ayak izlerime basar dururum.
Beklediğim sabah gecikir her gün,
Dünü yaşamadım, geç kaldım bugün
Bir umut şafağı görürsem bir gün,
Yelkovan her sabah çağırır beni,
Bütün saatleri sayar dururum .
Bir sevda ateşi yanar içimde,
Her gün yoklar beni başka biçimde,
Ben yanmayı seçtim bu son demimde
Bir garip duygular yutar dilimi,
Sevdaya şiirler yazar dururum.
Aradım kendimi bildim bileli,
Ne zorlu bir yolmuş böyle çileli,
Nefsim zalim çıktı,sözü hileli,
Her gün biraz daha azan nefsimi,
Yaşlı darağacı asar dururum.
Yaklaştıkça ömrün son demlerine,
Yüz döndüm tabibin merhemlerine.
Katlanırken onun sitemlerine,
Çift saplı bir kazma sıkar elimi,
Kendi mezarımı kazar dururum.
Unuttun mu beni, sevdiğim yoksa,
Gönder dertlerini sendeki çoksa,
İstemem, sensizken gün doğacaksa,
Zembillerle astım tek kederimi,
Yalnız kaderime ağlar dururum.
11.05.2004
Kasım KAPLAN
Çocuk affet bizi, bırak inadı,
Tamam, sitemini hak ettik çocuk.
Sana yaşanacak dünya kalmadı,
Sen gelecek için hayal kurarken,
Bu güzel dünyayı mahvettik çocuk.
Nutuklar atmaktan vakit kalmadı,
Doldurduk doldurduk kasa dolmadı,
Her neler yaptıysak gene olmadı.
Bizler hamutuyla deve yutarken,
Seni nutuklarla avuttuk çocuk.
Kan kokan dünyada halaylar çektik,
Düşmanlık bitecek tohumlar ektik,
Seni düşünürken çok çile çektik
Sen dünya çocuğu açlık çekerken
Sadece uzaktan seyrettik çocuk
Doyduk koyun, keçi, balıketine,
Döktük besinleri çöp sepetine,
İçtik şampanyayı su niyetine.
Bizler çok yemekten uyuyamazken
Seni aç karnına uyuttuk çocuk
Teknik ilerledi huzur kayboldu,
Dünya çok karıştı savaşlar oldu,
Parlayan gözlere gözyaşı doldu
Akbaba arkanda seni gözlerken,
Bekledik, resmini çektik be çocuk.
Bir cennet bırakmak isterdik size,
Savaşlarla düştük birbirimize,
Köpekler doldurduk evlerimize,
Hayvanları bile koruyor iken,
Seni sokaklarda unuttuk çocuk.
Kasım KAPLAN