Eğitim Sitesi

Yaşlılar Dünyası Şiiri

Yaşlılar Dünyası

Deryayı yüzer geçerim

Dayanamam gözyaşına

Kendime kefen biçerim

Dayanamam gözyaşına



Duygunun iç çağlayanı

Kelimenin farklı yanı

Görünce bir ağlayanı

Dayanamam gözyaşına



Balığın gözyaşı deniz

Doğumlara hep güleniz

Göçüp, ağlatıp gideniz

Dayanamam gözyaşına



Mânânın taşan boyutu

Şekillendirir soyutu

İneğin gözyaşı sütü

Dayanamam gözyaşına



Bulutunki ise yağmur

Uyanır bitkiler mahmur

Tüm kâinat neşeli hür

Dayanamam gözyaşına



Her canlı verir işaret

Tefekkür et, sen de kâr et

Artınca kalbte hararet

Dayanamam gözyaşına



Ali Rıza Malkoç

Bursa 28/02/2010

Ali Rıza MALKOÇ Şiirleri

  

Henüz Yorum Yazılmamış.
İlk Yorumu Siz Yazabilirsiniz.

Benzer Ali Rıza MALKOÇ Şiirleri:

Onuncu Köy

Pusu kurmuş güneşe, gölgesinden korkanlar

Maskenin arkasında, yüzsüz yüzsüz adamlar

İnsaf yüklü olandan, azıcık olsun damlar



Kesip de yemek için, göstermelik severler

Doğruyu haykıranı, dokuz köyden kovarlar



Var olan yara alır, sökük vicdanlı bunlar

Utan yahu! demenin, muhatabı insanlar

Vahşet sergilenince, tasdikleniyor zanlar!



Sıkışınca riyakâr, sözü dilde yuvarlar

Doğruyu haykıranı, dokuz köyden kovarlar



Zekâ ile kurnazlık, bir değildir bilirim

Şeytana yâr olunmaz, insan varsa gelirim

Bu nasıl hukuktur ki, adalet dilim dilim!



Hak arayan yüzüstü, sultan oldu sığırlar

Doğruyu haykıranı, dokuz köyden kovarlar



Asrın kara lekesi, üstün ırk hezeyanı

Kınamalar yıldırmaz, sanki teşvik beyanı

Barış nârâlarının, kalmadı tutar yanı



Hele fırsat geçmesin, sığ derede boğarlar

Doğruyu haykıranı, dokuz köyden kovarlar



Dehşete kapıldım ben, bu bir cani stili

Yakılmak isteniyor, kıyametin fitili

Medeni vahşet gibi, suskun dünyanın dili



Barbarlık başlara taç, küme düştü değerler

Doğruyu haykıranı, dokuz köyden kovarlar



Ne zaman Osmanlı'nın, kılıcı girdi kına

İstikrar serap oldu, düşman geldi yakına

Ateşle oynayanlar, kına yaksınlar kına!



Nasıl duysunlar beni, kalbte çifte duvarlar

Doğruyu haykıranı, dokuz köyden kovarlar



Dünyamız onuncu köy, sen başka mekân ara

Haddini aşanları, atacağız kenara

Vicdana kan bulaştı, insanlık aldı yara



Çobanlar sahte çıktı, başsız kaldı davarlar

Doğruyu haykıranlar, dokuz köyü kovarlar



Ali Rıza Malkoç 01/06/2010 Bursa

Ali Rıza MALKOÇ

Vasiyetname (3)

Ey oğul ! atandan, al öğütünü

Gördüğün dost bilme, dara düşmeden

Kimse kara bilmez, ayran –sütünü

Sırtım sağlam sanma, zora düşmeden



Virüs girmiş, muhabbettin bağına

Leke sürmüş, altın neslin çağına

Yorgun düştük, gönüller otağına

Her kayan yıldıza, fire düşmeden



Adamın da posası var hatırla

Anlatamam meramımı satırla

Variyeti ha kamyonla, ha tırla

Temkinli ol, özü nar’a düşmeden



Raf ömrü tükenmiş, kof kafalarla

Gübresi çok amma, bakımsız tarla

Günahını taşıyamaz katarla

Düzeltme hakkı ver, süre düşmeden



Masum masum gizli, akıyor seller

Yürek yaralıyor, bu necis haller

Tefekkürün önündeki engeller;

Kalkmalı, gönüller kor’a düşmeden



Kainat’ın aynası ve mayası

Gönlümüzün nuru, kalbin ziyası

İnsanlığın, ortaklaşa hülyası

Kabul görsün artık, yere düşmeden



Karlı dağlar, kar mı ağlar her zaman?

Güneş vurur, canlanır gök-yer-zaman

Tomurcuklar, yeşerirler bir zaman

Yeter ki sâfi kal, kire düşmeden

Ali Rıza MALKOÇ 20/11/2011 Samsun



Posa :Faydalı tarafı alınmış atık, tortu, çökelti

Meram: İstek, amaç, gaye, maksat

Variyet: Varlık, zenginlik.

Katar : Tren

Fire : eksik, noksan, Bir iş yapılırken çıkan artık parça

Necis : Pis, kirli, temiz olmayan

Hülya: tatlı düş, hayal

Ali Rıza MALKOÇ

Gezelim Görelim Anadolu'yu

Gezelim Görelim Anadolu’yu

Samsun’da doğdum ben, attım ilk adım

Adım Ali Rıza, Malkoç soyadım

Ayrılığım, kaç yıl oldu saymadım

Gezelim görelim Anadolu’yu



Urfa’da gazel var, derin hoyrat var

İbrahim makamı, ruha hayrat var

Maddede manada, coşku gayret var

Gezelim görelim Anadolu’yu



Erzurum Çarşıda, bağrı yanıklar

Tatyanlar okunur, Hakk’a tanıklar

Baş köşeye oturtulur konuklar

Gezelim görelim Anadolu’yu



Sivas toprağından, seslenir ozan

Aşıklar, inceden dertleri yazan

Her dem bahardayız, uğramaz hazan

Gezelim görelim Anadolu’yu



Diyarbakır’da var, yanık Güzelses

Coşkulu davullar, nağmeli nefes

Haykıran sevgiye, dar gelir kafes

Gezelim görelim Anadolu’yu



Maraş’ta toprakta, şair bitiyor

Mana yüklü mesaj bize yetiyor

Meşhur dondurması, serinletiyor

Gezelim görelim Anadolu’yu



Trabzon, kemence horon deyince

Şenlenir yaylalar, mani duyunca

Üzülür mekanlar, görülmeyince

Gezelim görelim Anadolu’yu



İzmir’de efeler destan yazıyor

Egeli zeybeğim siper kazıyor

Tarih canlanmış da bize kızıyor

Gezelim görelim Anadolu’yu



Bursa’da Osmanlı gelir hatıra

Nasıl anlatayım, sığmaz satıra

Derdimizi yükleyip de katıra

Gezelim görelim Anadolu’yu



Ülkemiz sallansa, koşar Ankara

Medeniyet şehri, sanmayın kara

Dağlar mı dayanır, hazır akara

Gezelim görelim Anadolu’yu



Çanakkale deyince, durup da düşün

Yiğit şehitlerim, süslesin düşün

Ne duruyorsunuz, yollara düşün

Gezelim görelim Anadolu’yu



Van'a gelin hele kaleyi görün

Erek' in başında uşkunu derin

Van Gölü, Şah bağı cennetten yerin

Gezelim görelim Anadolu’yu



Dünyaya duyuldu Hatay'ın sesi

Meşhurdur ülkede şu künefesi

Görülmeye değer uzun çarşısı

Gezelim görelim Anadolu'yu



İstanbul, bir çağı açan şehirdir

Dünyaya, güzellik saçan şehirdir

Saymadığım yetmiş kalan şehirdir

Gezelim görelim Anadolu’yu



Ali Rıza Malkoç 08/09/2006 Bursa

Ali Rıza MALKOÇ

Yaşlılar Dünyası Şiiri