Yavrum
Kan kokan topraklarda
Kanımı dondurdular!
Ateş dolu ocaklarda
Canımı yandırdılar!
Neredesin benim balam,
Burnumda tütüyorsun
Kiminlesin canım yavrum?
Aklımdan gitmiyorsun.
Burda insanlar insanı
Paraya pula satar
Bilmem ki ciğerparem
Hasretlik nice tutar?
Herkes almış yavrusunu
Koynunda sarıp yatar,
Benimse yüreğime
Acı dikenler batar!
Özlüyorum güzel yavrum
Hasretinle yanıyorum
Gurbetteyim bu yerlerde
İçin için kanıyorum
Mevlâm kimseye verme
Yavrusundan ayrılmayı,
Kurban olam nasip etme
Ciğerimden kavrulmayı.
"Kerkük'ten oğlum Leys'e"
07.08.2004
Turan AKBULUT
Turan AKBULUT Şiirleri
Henüz Yorum Yazılmamış.
İlk Yorumu Siz Yazabilirsiniz.
Ne Olur Gel!
Özledim, hasretim güzel gözlerine
Sensiz günlerim geçmiyor, inan
Rüyamda uzandı ellerim ellerine
Gel artık, özledim, ne olur gel!
Adın dilimden hiç düşmez oldu,
Gecem, gündüzüm seninle doldu.
Umut bahçemin gülleri soldu!
Gel artık, özledim, ne olur gel!
Adına nice şiirler yazdım,
Sevdanı kalbime derince kazdım,
Bunca yıl yeter, hasretten bezdim!
Gel artık, özledim, ne olur gel!
Sesin yetmiyor, yüzünü görmeliyim…
Yüreğimi söküp; eline vermeliyim,
Sıcak nefesini hissetmeliyim…
Gel artık, özledim, ne olur gel!
Yüreğim hasretle seni istiyor,
Gözlerim başka bir şey görmüyor,
Artık bana hayalîn de yetmiyor,
Ne olur anla! Özledim, ne olur gel!
Turan AKBULUT
Sevgiye Davet
Gelin gardaş olalım, sevgiden ağ kuralım,
Kini, nefreti tutup bir kenara atalım,
Muhabbet bir göl olmuş, biz dibine batalım
Diyirem, diyirem de yanım sıra gelen yok!
Dostu düşman bellemeyin, birbirize güvenin!
Arkası muhkem durur; insanları sevenin.
Yüreği rahat olur dost bağına girenin…
Diyirem, diyirem de yanım sıra gelen yok!
Ne istirsiz birbirizden? Niye töhmet edirsiz?
Demir mi ki Mevlana: “Siz benem işte ben de siz!”
Birbirize inanıp niye güman etmirsiz?
Diyirem, diyirem de yanım sıra gelen yok!
Aha sevgi, muhabbet, ahadır da kin, nefret…
Hele sen insanları sevmeye bir gayret et!
“Turan gardaş, o ki ele, sen bu yola devam et!”
Diyirem, diyirem de yanım sıra gelen yok!
Turan AKBULUT
Mum Çiçeği
Ey! Duruşu mahur,
bakışı mahmur mum çiçeği.
Senin payına mı düştü
bu dalgalı hayatın
sahillerinde solmak.
sana mı kaldı, en ağır yükü
omuzlarınla kaldırmak.
Sen ki,
güneşler açtırmalısın
en karanlık gecelerin
ufuksuz şafaklarında.
pervasız gölgelerde
ışığa koşmalısın
delicesine....
Sen ki,
umudu sulamalısın
gözlerinden süzülen
damla damla çiğlerden.
kokular salmalısın dört bir yana
yaprak misali kirpiklerinden...
gözlerinden hüzün değil
yemyeşil düşler akmalı.
güneş açınca gözlerini,
ilk senin yüzüne bakmalı...
Hayran olmalı sana Hilâl,
dili tutulmalı dolunayın,
Mehtap, yüzünden almalı
o parlak ışığını.
simsiyah gökyüzünde,
samanyolu saçlarında,
yıldızlar parlamalı.
denizin suyunda
göklerin değil,
gözlerinin rengi olmalı
ve balıklar
hayatı engin sular yerine
gözlerinde bulmalı.
sararmış başaklarla değil,
saçlarınla oynaşmalı rüzgarlar,
kirpiklerine tutunmalı kuşlar
ve ceylanlar
göğsünde uyumalı.
hadi gülümse artık,
özüne banıp da kansın arılar.
kokunu yaysınlar
yedi düvele.
o zaman fark edeceksin
sevda denen gerçeği,
Ey! Duruşu mahur,
bakışı mahmur mum çiçeği.
Turan AKBULUT(LEYSEYUP)
Turan AKBULUT