Stadion'unyarım daire biçimli arka bölümüne verilen ad.
1- Antik Yunan ve Roma'da atletizm sporu için kullanılan, etrafında oturma basamakları bulunan, bir ucu yarım daire biçiminde sonlanan, uzanlamasına dikdörtgen plana sahip olan alan.
2- Yaklaşık olarak 180 metreye denk olan uzunluk ölçüsü.
3- Bu mesafede yapılan koşu.
4- Koşu ve diğer atletizm yarışmalarının yapıldığı, kademeli oturma yerlerine sahip, ince ve uzun yapı.
Genellikle yazıt, bezeme ya da her ikisini de içeren ve dik bir biçimde zemine yerleştirilen dar levhaya verilen ad.
Zarif üslup. Almanya'da 14. yüzyıl sonu ile 15. yüzyıl başında egemen olmuş bir sanat anlayışı. Uluslararası Gotik'le sıkı sıkıya ilişkili olan bu anlayışta figürler yumuşak, zarif ve incelikli bir biçimde betimlenir, sıcak renklerle boyanırdı.
Açıklamalarıyla 574 Arkeoloji Terimi
Üsluplaştırılmış. Doğadaki formların belli bir üslubun ya da tekniğin gereği sadeleştirilmiş şekli. Stilize çiçek motifi.
Bir sokak, agora ya da başka bir yapının yanında yer alan, üstü kapalı, sütunlu galerilere verilen ad.
M.Ö. 1. yüzyılda yaşamış ünlü gezgin ve Coğrafya kitabının yazarı.
Atina ordusunda donanma komutanlarına verilen ad.
Aslen bir yerbilim sözcüğüdür. Arkeolojide ise, yerleşimlerde oluşan katmanları açıklamak için kullanılır. İnsanların inşa ettikleri binalar, üzerinde yaşadıkları yerleşim tabanları zaman içinde terk edilir, harabeye döner ve yıkılır. Yıkılan yapıların kalıntılarının üzerine yenilerinin yapılması, yeni nesillerin gelip yaşamlarını sürdürmeleriyle, höyüklerde görüldüğü üzere, yeni katmanlar oluşur. Stratigrafi, yani katmanlaşmanın oluşumu, belli noktalarda jeolojik oluşumlarla paralellik gösterir. Genel bir kural olarak en alttaki tabaka, eğer deprem gibi çok güçlü doğal bir felaketle yer değiştirmemiş ise, en eski olandır. (İng. Stratigraphy)
Alçı yoğunluklu süsleme tekniği.
Tapınakta sütunların durduğu platform.
İ.Ö. 2000-1600 yılları arasında en parlak dönemini yaşayan Miken keramik sanatının İ.Ö. 12. yüzyıl sonlarında kısa bir dönem yeniden canlanması. Özellikle Atina'da sözkonusu geçiş çağına verilen isim.
Anadolu Selçuklu döneminde çoğu sultanlar tarafından yaptırılan han ve kervansaraylar için kullanılan sanat tarihi deyimi. Genellikle biri kapalı, diğeri açık avludan meydana gelen iki bölümlü bir şema gösterirler. Açık avlu ortasında "köık mescit" bulunur. Taş süslemeler özellikle girişlerde yoğunlaşır. Her türlü konaklama gereksinimini karışlayan vakıf kuruluşlardı.
Tapınağın içinde ya da yakınında bulunan, tanrılara sunulan adaklar için kullanılan, genellikle taştan yapılmış öğe. Küçük boyutlarda olduğu gibi, anıtsal yapı türünde olanları da vardır.
Yuvarlak karakterli, daha çok kitabelerde kullanılan, kitaplarda ise başlıklara mahsus büyük boy bir yazı üslubu.
Genellikle mermerden, yekpare, taşıyıcı mimari öğe.
Küçük sütun. Mihrap ve portal gibi yerlerde daha çok dekoratif amaçla kullanılır.
Perslere karşı Yunanların tek vücut olmasını sağlayan birliğe verilen ad.
Antik Çağ'da bazen bir kaç kent ya da ufak yerleşim birimlerinin bir araya gelerek oluşturduğu kent-devletlere verilen ad.
Bir çeşit meydan çeşmesi. Özellikle cami avlularında, çepeçevre muslukları olan çokgen su tesisi.
Diğer Arkeoloji Terimleri
Terimler Sözlüğü Ana Sayfa
Açıklamalı Arkeoloji Terimleri Sözlüğü