Sabah ezanına yakın ufkun doğusunda dikey şekilde görünen ağarmadır ki buna "fecr-i kâzib" de denir.
D.Ö. 973- 1051
Onuncu ve on birinci yüzyıllarda İslam dünyasında yetişmiş olan büyük fen ve din alimi Biruninin, eserlerindeki yüksek fen bilgileri kendisinden sekiz asır sonra yaşamış olan fen alimlerini dahi şaşırtmıştır. Astronomi alanındaki çalışmalarına 995 yılında Güneşin ve gezegenlerin eğimini saptayarak başlamıştır.
Yaşadığı asra Biruni asrı denmesine neden olan ve yaşadığı dönemden asırlar sonra dahi eserlerinden yararlanılan Biruni yalnızca İslam aleminde değil, tüm dünyada etki uyandırmıştır. Aslen Türk olan Biruni, Türklerin İslamiyet'i kabul etmeleri neticesinde bu medeniyetin çok geniş sahalara yayılmış olmasından dolayı insanlığın, özellikle ilmi alanda büyük kazançlar elde ettiğini belirtmiştir.
Günümüzde özellikle Batı bilim dünyasında yer çekimi kanununun İngiliz bilim adamı Newton tarafından keşfedildiği kabul edilse de bu konuda ilk defa fikir ortaya atıp incelemelerde bulunan Birunidir. Ayrıca çağımızda henüz sözü edilebilen karaların kuzeye doğru kayma fikrini 9.5 asır önce dile getirmiştir. İçinde bulunduğu çağda Ümit Burnunun varlığından ilk bahseden alim olan Biruni, Kuzey Asya ve Kuzey Avrupa'dan da detaylı bilgiler vermiş, ayrıca Kristof Kolombdan beş asır önce Amerika kıtasından ve Japonya'dan söz etmiştir.
Kitab-üt- Tefhim fi Evaili Sanaat-it-Tencim, Kitab-ül-Cevahir fi Marifet-il-Cevahir adlı eserinde kıymetli taşlar ve madenlerden bahsetmektedir. Biruni, izafi (rölati, nisbi) yoğunlukları, mahruti alet dediği ve en eski piknometre (yoğunluk ölçme aleti) denilebilecek bir alet vasıtasıyla belirlemiştir.
Biruni, cebir, geometri ve coğrafya konularında o konuyla ilgili bir ayet zikretmiş, ayette bahsi geçen konunun yorumlarını yapmış, ilimle dini birleştirmiş, ilim öğrenmekteki amacının Allah'ı tanımak ve hakikati bulmak olduğunu dile getirmiştir. Eserleri halen Batı bilim dünyasında kaynak eser olarak kullanılmaktadır.
Tedirgin, bezmiş, usanmış, bezginlik getirmiş.
Bitki bilimi.
Açıklamalarıyla 1529 Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Terimi
1- Bir işi, bir davranışı yapmama kararı alma.
2- Bir kimse, bir Topluluk veya bir ülkeyle amaca ulaşmak için her türlü ilişkiyi kesme.
Övünmek, üstünlük taslamak, kurulmak.
Budizm dininden olan kimse.
Dinî törenlerde yakılan kokulu ağaç vb. maddeler, tütsü.
Belli bir çağa yetişmek ve belli bir takım vasıflara sahip olmak demektir. Belli bir yaşta bulunan ve belli vasıflara sahip olan kimseye "bâliğ" denir. Bâliğ olan kimse, artık dinî hükümlerden yükümlü tutulur.
Misk kokusu.
İftira demektir.
Tabiat kanunlarına aykırı sonuçlar elde etmek iddiasında olanların başvurdukları gizli işlem ve davranışlara verilen genel ad, efsun, sihir.
Guslü gerektiren ihtilam, cinsel ilişki, hayız ve nifas hâlleri gibi şeyler.
Bilmemesi mazerete dayalı olan cahil; yani Allah'ın hükümlerini öğrenme imkânı bulamayan veyahut kendisini bilir sanan ancak gerçekte bilmeyen kimse.
Cahil-i Mukassır (=Suçlu Cahil)
Geçerli mazereti olmadan öğrenmeyen ve cahil kalan kimse; yani öğrenme imkânı olduğu hâlde ihmal edip hükümleri öğrenmeyen kimse.
Cahiliye, Kur'an-ı Kerim inip İslamiyet yayılmadan önceki Arapların tutum ve davranışları için kullanılan bir kavramdır. Cahiliye - adı üzerinde - cahillik, kabalık, görgüsüzlük demektir. Bu kavram İslam'a uymayan her türlü inanç, söz ve davranışı ifade eder. Cahilliğin moda olduğu, cehaletin ortalığı kasıp kavurduğu, İslam'dan önceki döneme Cahiliye Devri denir. Bu devirde insanlar o kadar cahillerdi ki kendi elleriyle taştan, tahtadan putlar yapıp onlara taparlardı.
Peygamber (sav)' den önce Arapların yaşadığı döneme verilen isim.
Cüâle anlaşmasında ödül vaadinde bulunan kimse.
Dince yapılması yasak sayılmayan, yapılmasında sakınca bulunmayan şey demektir.
Müslümanların namaz kılmak için toplandıkları yer.
Diğer Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Terimleri
Terimler Sözlüğü Ana Sayfa
Açıklamalı Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Terimleri Sözlüğü