Su. Marifet, İlâhî feyz, zât, varlık, kâmil nefs, ruh-i âzam, tümel akıl.
Kısa bir nevi gömlek olup, dizden biraz aşağı iner üst tarafında, baş ve yanlarında kollar için birer delik bulunur.
Arapça yüce, ulvi babalar demektir.
Şen, bayındır. Sonsuz gelecek zamanlar.
Açıklamalarıyla 1545 Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Terimi
Şen, bayındır, mamurlukla ilgili. (Abadı Mehmet Çelebi. Türk hukuk bilgini)
Abdullahlar. Peygamber efendimizin Eshâb-ı kirâmı (arkadaşları) arasında fıkıh ve hadîs-i şerîf ilimlerinde şöhret bulmuş Abdullah adını taşıyan sahâbîler. Abâdile, Abdullah kelimesinin çokluk şeklidir. Peygamber efendimizin Eshâb-ı kirâmı arasında A bdullah isimli üç yüz kadar sahâbi bulunmaktaydı. Fakat bunların içinde; Abdullah bin Ömer, Abdullah bin Abbâs, Abdullah bin Zübeyr, Abdullah bin Amr bin Âs radıyallahü anhüm, ilimdeki yükseklikleri sebebiyle Abâdile ünvânı ile tanındılar.
İlhanlı hükümdarı Hülagu'nun oğlu.
Dervişlerin abalarının yırtık pırtık olmasını ifade eder
Arapça, hallerin babaları demektir.
Beceri. Sezgi, anlayış, dikkat. (Abay Kunanbayoğlu. Kazak Türk şiirinin kurucusu.)
Karaçay-Çerkes Özerk Bölgesinde yaşayan müslüman bir halk. - Abaza Hasan Paşa, Osmanlı vezirlerinden.
Allaha itaat ve ibadet eden, kulluğunu hakkıyla yerine getiren. Yasaklarından kaçınan. (Abbad b. Bişr. Ashab'dan.)
Peygamber (sav)'in amcalarından birisi, Mekke fethedilmeden önce müslüman olmuştur.
Ebu'l-Abbas Ahmet b. Muhammed b. Abdurrahman b. Ebi Bekri'l-Ensari'l-Endelusî (Ö.633/1235) tarafından kurulan bir tarikat.
1-Kul. 2-Köle
Arapça, bedel, bidl ve bedii kelimelerinin çoğulu olup, büdela da bu meyanda zikredilir.
1- Namaz ve diğer bâzı ibâdetlerin yerine getirilebilmesi için yapılması lâzım gelen yüzü, dirseklerle berâber kolları yıkamak, başın dörtte birini mesh etmek ve topuklarla berâber ayakları temiz su ile yıkamaktan ibâret temizlik. Namazın dışındaki farzlardan biri.
2- Belli organları usûlüne göre yıkamak ve meshetmekten ibaret olan bir temizliktir, bir ibadet ve itaattir. Bir takım dinî görevleri yerine getirmek için abdest almak gerekir.
1. İdrar veya dışkı yapmak için ayakyoluna, helâya gitme.
2. Yellenmek.
Kulluk makamı. Evliyâlığın en yüksek makâmı, derecesi. İyilikleri Allahü teâlâdan bilip kendinden bilmemek. Allahü teâlânın lütf ve ihsânı ile Abdiyyet derecesine ulaşmak istiyen kimsenin, Peygamberimiz sallallahü aleyhi ve selleme tam olarak uyması lâzımdır. Bu yüce zirveye o yüce peygambere tam uymakla kavuşulur. Bu, Allahü teâlânın bir lütfu olup, onu dilediğine ihsân eder. (İmâm-ı Rabbânî)
Her şeyin sonunda Allah'ın varlığının devam etmesi, bulunması, O'nun el-Âhir ismini tanımlar. Yaratılanların fânî olmasından sonra, Allahü Ta'âlâ'nm bekâsını ve âhiriyyetini görüp, "Onun üzerine bulunan her şey fânîdir. Celâl ve ikram sahibi olan Rabbinin vechi kalıcıdır" (Rahman/26, 27), âyetini gerçekleştiren (hakikatına eren) kula denir.
Diğer Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Terimleri
Terimler Sözlüğü Ana Sayfa
Açıklamalı Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Terimleri Sözlüğü