Aşık edebiyatında nesir. Mensur karşılığı olarak da sayalı kullanılır. Secili (müsecca) nesre ise ayaklı saya adı verilir.
Bir düşünceyi açık seçik biçimde anlatabilmek için niteliklerini, neden - sonuç ilişkilerini ayrıntılarıyla art arda sıralama işi.
Divan edebiyatında kullanılan bir üslup. Terim, "Hint tarzı, Hint üslûbu" anlamına gelir. Türk edebiyatına XVII. İran şairlerinin etkisiyle girdi. Bu nedenle sebk-i İsfahâni diye de bilinir. İran edebiyatına ise Hindistan'dan geçmiştir.
İran'dan Hindistan'a gelen İranlı şairlerce geliştirilmiş daha sonra da divan şairlerini etkisi altına alan, anlamın kapalı olduğu akım.
Açıklamalarıyla 793 Edebiyat Terimi
1- Eski düzyazıda cümlelerin ortasında ve sonunda yapılan uyak.
2- Cümlelerin veya bir cümle içinde birden çok kelimenin sonlarındaki ses benzerliği. Nesirde kullanılan bir çeşit kafiyedir. Secili nesre müsecca adı verilir. Edebiyatımıza Arap edebiyatından geçmiştir.
Edebiyat yapıtlarında seçilen parçaları içeren yapıt.
Osmanlı İmparatorluğu döneminde bazı elçilerin gittikleri yabancı ülkeleri tanıtmak amacıyla o ülkelerde gördüklerini anlattıkları yapıtlara verilen ad.
Söylenmesi kolay görülen ama benzeri yapılmak istendiğinde güçlüğü ortaya çıkan söz. Bu tür sözler sade ve derin anlamlıdırlar. En güzel örneklerini Yunus Emre, Süleyman Çelebi, Mehmed Akif Ersoy vermişlerdir. Örnek:
Ete kemiğe büründüm
Yunus diye göründüm
Yunus Emre
Cümlelerin doğru ve sağlam olması. İfadenin düşük, eksik olmaması gerekir.
Bir yazıda cümle ve kelimelerin akıcı, âhenkli, kolay ve anlaşılır olması. Selâset, sözüklerin birbirine uygun seçilmesiyle sağlanır.
Başkasına ait bir şiirin anlamını alıp kelimelerini değiştirerek yeniden yazmak. Selh intikal'in bir çeşidi sayılır.
Halk şiiri nazım şekli. Aruzun fe'ilâtün fe'ilâtün fe'ilâtün fe'ilün kalıbıyla gazel şeklinde yazılır. Murabba, muhammes, müseddes şeklinde yazılmış selislere de rastlanır. Kafiye düzeni divan, semai ve kalenderi nazım şekilleri ile aynıdır. Örnek:
Benden özge sana yok âşık-ı âvâre güzel
Sûziş-ı firkat ile yakma beni nâre güzel
Dün gece dîde-i hunkâr ile ettikte nigâh
Ciğerim başına açtın yine bir yâre güzel
Nûrî
1. Türk halk edebiyatında koşmadan sonra özellikle âşık edebiyatında en çok kullanılan, hece ölçüsünün 8 heceli kalıbıyla söylenen, kendilerine özgü ahengi olan nazım biçimi.
2. Hece ölçüsünün genellikle 8'li kalıbıyla; aşk, doğa ve insan sevgisi gibi konularda yazılan âşık edebiyatı nazım şekli. Ayrıca halk edebiyatında aruz ölçüsüyle de yazılan bazı şiirlere de semai denmiştir.
Kelimelerin anlamlarını araştıran bilim dalı.
1- 19.yüzyılda realizme tepki olarak doğan edebiyat akımı, simgecilik. Gerçekleri değil, gerçeklerin insanda bıraktığı izlenimi ele alır.
2- Realizm, pozitivizm ve natüralizme tepki olarak gelişen; aklın daraltıcı, gerçekliğin sıkıcı ve sığ olduğundan hareketle imgelemin genişliğine, aşkın bir dünyaya yönelen; görünenin ardındaki gizemi ifade etmek isteyen; görünenin zihnimizdeki bir kavram veya fikrin, iç dünyamızdaki bir hâlin sembolü olduğunu savunan ve dolayısıyla hayatı bir semboller bütünü olarak gören, anlamı geri plana itip şiiri müziğe yaklaştıran ve çağrışıma önem veren edebiyat ve sanat hareketi. Bu akıma göre sanatçı dünyayı olduğu gibi değil, kendi gördüğü gibi anlatmalıdır.
Şüphecilik.
Hem aruz, hem hecenin değişik kalıplarıyla yazılan bir şiir biçimi.
Bend, vezin ve kafiye kurallarına bağlı olmayan nazım şekli. Bendlerin, mısraların ve hecelerin sayıları belli düzene bağlı değildir. Şair isterse kafiyeli yazar. Bendleri sınırlayabilir veya sınırlamaz. Önce Fransız sembolistleri arasında yayıldı. Türk edebiyatına Servet-i Fünûn döneminde Batı edebiyatından girdi. Serbest nazmın uygulanışı üç aşama geçirdi:
1. Vezinli-kafiyeli serbest nazım: Servet-i Fünûn ve Fecr-i Âti döneminde görülür. Mısralar bir kelimeye kadar kısaldı, kafiye belli bir kurala göre sıraland. Aruz veznine yer verildi, bir şiirde birkaç aruz kalıbı veya bu kalıpların çeşitli cüzleri kullanıldı.
2. Vezinsiz-kafiyeli serbest nazım: 1925-1930 yıllarında görülmüş, 1930'dan sonra yaygınlık kazanmıştır. Vezin bırakılmış, bir heceye kadar küçülen dizeler kurulmuştur. Bu dizeler hiçbir dış düzene bağlı değildir. Şair belirtmek istediği fikri taşıyan kelimeyi öne çıkarır. Büyük harfler sadece cümle başlarında kullanılabilir. Kafiyeli mısraların arası açılarak kafiye örgüsü gevşetilir.
3. Vezinsiz-kafiyesiz serbest nazım: 1940 yılından sonra yaygınlaşan bu anlayışta vezin ve kafiye tamamen bırakıldı şiirde iç uyum önem kazandı. Örnek:
Yolcu Yolunda Gerek
Hastalar,
Kar isterler
Kafdağının ardından
Ve buluttan döşek,
Onlar,
Yaramaz çocuklardır,
Sallar durur,
Dünyanın balkonundan,
Düştü düşecek!
Gölgen kaçıyorsa senden,
Düşmüşse gökte yıldızın,
Kavga başlar canla ten arasında
Ne bilelim;
Hangi pınarın suyu,
Ya da çiçeğin özünde derman,
Büyük yerden geldi ferman
Yolcu yolunda gerek
Ali Akbaş
Genellikle şaşırtıcı, beklenmedik olay ve durumları ilgi çekici yolculukları, baştan geçen meraklı serüvenleri konu alan temel amacı sürükleyicilik olan roman türü.
1895 yılında Recaizade Mahmut Ekrem'in öncülüğünde Servet-i Fünun dergisinde toplanan ve tümüyle batıya yönelen edebiyatçıların oluşturduğu edebiyat ve bu edebiyatı oluşturan sanatçılar topluluğu.
Diğer Edebiyat Terimleri
Terimler Sözlüğü Ana Sayfa
Açıklamalı Edebiyat Terimleri Sözlüğü