Eğitim Sitesi

Online Genel Türkçe Terimleri Sözlüğü

Konak

Büyük ve gösterişli ev. Hükümet işlerinin görüldüğü yapı.

Konferans

Topluluğa bir konuda bilgi vermek amacıyla yapılan konuşma. Uluslararası bir sorunun çözülmesi için yapılan toplantı.

Kopya

1. Bir sanat eserinin veya yazılı bir metnin taklidi, asıl karşıtı.

2. Suret çıkarma işi.

3. Bir sınavda soruları cevaplamak için başka birinden veya yerden gizlice yararlanma.

4. Yazılı sınavda gizlice bakmak için hazırlanmış kâğıt.

5. (sıfat) Taklit edilmiş olan.

6. (biyoloji) Aynı canlıdan eşeysiz olarak üreyen canlı, klon.

Korkutmak

1. Korkmasına yol açmak.
"Gece gece kardeşini korkutmaya çalışıyor."

2. Kaygıya düşürmek, endişelendirmek.
"Ünlü sporcunun sakatlığı taraftarları korkuttu."

3. Gözdağı vermek, tehdit etmek.
"Onu biraz korkutursak sesi kesilir."

Açıklamalarıyla 377 Genel Türkçe Terimi

Köhne

Eskiyip yıpranmış, bakımsız kalmış. Eskimiş, çağ dışı.

Köle

1. Savaşta tutsak alınan, yabancı ülkelerden zorla kaçırılıp özgürlükten yoksun bırakılan veya başkasından satın alınan erkek, kul, esir, abd.

2. Birinin emri altında bulunan, özgür olmayan kimse.

3. (mecaz) Herhangi bir şeye aşırı derecede bağlı olan kimse.

Körük

Ateşi canlandırmak için kullanılan ve açılıp kapandıkça içindeki havayı üfleyen araç.

Köşker

Yemenici, ayakkabı tamircisi.

Kritik

Tehlikeli, endişe veren. Eleştiri, eleştirmen.

Kroki

Planın ölçeksiz fakat orantılı basit çizimine kroki denir.

Kukla

Hareketli yerleri iplikle sanatçının parmaklarına bağlanarak veya eldiven gibi bir kesiti kullanarak bir perdenin üzerinden oynatılan, bez, karton vb. hafif nesnelerden yapılmış insan ve hayvan figürleri.

Kulunç

Şiddetli omuz ve sırt ağrısı.

Kurgan

Orta Asya'nın kuzeyinde özellikle milattan önce ve miladın ilk yüzyıllarında yaygın bir biçimde uygulanan toprak altı mezar yapısıdır. Kütüklerden ahşap yığma tekniğiyle yapılmış bir mezar odası ve bunu gizleyen bir toprak yığınından oluşur.

Kusur

Eksiklik, noksan. Özür. Bilerek veya bilmeyerek bir işi gereği gibi yapmamak.

Kuşkulanmak

Kuşkuya düşmek, kuşku duymak, işkillenmek, şüphelenmek
"O çocuktan kuşkulanmakta haklıymışsın."
"Apartmana giren dilenciden kuşkulanıyorum."

Kutsal

1. Güçlü bir dinî saygı uyandıran veya uyandırması gereken, kutsi, mukaddes.

2. Tapınılacak veya yolunda can verilecek derecede sevilen.

3. (felsefe) Tanrı'ya adanmış olan, tanrısal olan.

Kuvarsit

Kum taşı.

Küfüv

Birbirine benzeyen veya yakışan. Akran, denk, eş, benzer, misil, nazir.

Küpeşte

Gemilerde güverte hizasında ıskarmoz bağlarına tutturulan dikmelerin dış yüzeylerine kaplanan kaplamaların oluşturduğu siperler.

Lakerda

Palamut, torik ve bunun gibi balıklardan dilim dilim kesilerek yapılan salamura.

Diğer Genel Türkçe Terimleri

İlk Sayfa ... 7 8 [9]10 11 ... Son Sayfa

Terimler Sözlüğü Ana Sayfa

Açıklamalı Genel Türkçe Terimleri Sözlüğü