Yapılması gerekli, zorunlu olan. Dince yükümlü sayılan insanların yerine getirmesi zorunlu olan işler, farz emirler. İslam hukuk bilginlerinin çoğu, vacibi farz anlamında kullanmışlardır. İslam fıkhında yapılması farz seviyesinde olmayan fakat sünnetten daha kuvvetli olan dini hükümler.
1. Bir işin yapılması veya bir borcun ödenmesi için tanınan süre, mühlet, mehil.
2. Zaman.
Hıristiyanlıkta yeni doğan çocuğa ilk günahı silmek ve onu Hıristiyanlaştırmak amacıyla yapılan kutsal işlem.
1. Allah’ın buyruk, yasak ve öğütlerini insanlara ulaştırmak üzere peygamberlerine özel yollarla iletmesidir.
2. Gizli konuşma, fısıldama, iham etme, ima ve işaret etme, ortaya çıkarma.
3. Peygamberler aracılığıyla insanlara, hayatın hangi ilkelere göre yönlendirilmesi ve nelere uyulup nelerden sakınılması gerektiğini bildiren ilahi bilgi, bu bilginin gönderiliş tarzı.
Açıklamalarıyla 744 Kur’an-ı Kerim Terimi
Allah tarafından gönderilen buyrukları yazan kimse. Peygamber efendimize gelen vahiyleri, onun emri ile yazan sahabilere verilen isim.
Kur’an-ı Kerim'in indiği dönemde Hz. Peygamberin emriyle ayetleri yazan sahabiler.
Bildirmek, vahiyle bildirmek, vahiy göndermek.
Ağırbaşlılık, heybet, ciddiyet. Onur, haysiyet, izzet ve şeref.
Durmak, durdurmak.
Bir malın mülkiyetini kendi şahsında tutarak yararlanma hakkını insanların hizmetine sunan kişi veya kurum, vakfeden.
Nitelik.
Birleştirmek, yan yana getirmek, ulaştırmak, bağlamak.
Bir kimsenin ölümünden sonra yapılmasını istediği şey.
Sonunda ceza, şiddet ve azap olan fiil, davranış.
Şiddetli dinî duygu ve heyecan hâli, coşma.
1. Kuruntu, yersiz korku.
2. Şüphe, tereddüt.
Birinin, işini görmesi işin kendi yerine bıraktığı veya yetki verdiği kimse.
1. Kendisiyle herhangi bir amaca ulaşılan ve yakınlık sağlanan şey, araç, vasıta.
2. İnsanı Allah'a yakınlaştıran ve onun Allah katında güzel bir konum edinmesini sağlayan dosdoğru inanç, ibadet, ahlak, ilim ve Hz. Peygamber'in (s.a.v.) sünneti.
1. Fısıltı, gizlice konuşma, şüphe, kuruntu, işkil, evham. Şeytanın aldatması veya kötü insanların etkisiyle kalbe gelen şeytani düşünce, iç karışıklığı.
2. Yanlış ve yersiz düşünce, evham. Bir konuyla ilgili kötü ihtimalleri akla getirip tasalanma. Olmayacak bir şeyin olacağını sanma.
Bir hadisin söyleniş sebebi.
Diğer Kur’an-ı Kerim Terimleri
Terimler Sözlüğü Ana Sayfa
Açıklamalı Kur’an-ı Kerim Terimleri Sözlüğü