Konusunun mutlaka gülünçlü olması gerekmeyen, içinde müziksiz konuşmaların da yer aldığı Fransız operası.
İçinde karşılıklı konuşmaların, şarkı ve dansların yer aldığı, hafif opera. Operetta (İt.).
İş, yapıt (eser), çalışma anlamında. Besteleri sıralamaya yarayan sayıların belirteci. Op. olarak kısaltılır. Bazı besteciler yapıtlarının bestelenmiş ya da yayınlanmış sırasını belirtmek için Op. Kısaltmasını ve yapıtın sıra numarasını kullanırlar.
Kutsal konulu bir metin üstüne çalgılar, koro ve solistlerce seslendirilmek için yazılmış, sahnelenmeyi gerektirmeyen tür. Çeşitli konuları içeren düzenli eserlerin koro ve orkestra için bestelenmiş şekli. Oratoryonun konularının genelini dini eserler oluşturur. Eski müzik sanatının en önemli kollarından biridir. Operanın doğmasında önemli rol oynamış, sonraları yerini tamamıyla bu sanata bırakmıştır. Oratoryo solo parçaları koro ve orkestrayla orijinal bir etki yaratır. Eski oratoryonun ustası Händel'dir. Sonraları geçen yüzyılın başında Haydn'ın yazdığı "yaradılış" ve "Mevsimler" oratoryoları bu türün şaheseri olmuşlardır. Romantik bestecilerden; Liszt, C. Franck Elgar, Bruch, Pfitzner oratoryo bestelemişlerdir. Oratorio (İt.).
Açıklamalarıyla 1164 Müzik-Dans Terimi
Alman besteci Carl Orff'un hareket ve müziği bütünleştiren bir müzik eğitimi metodunda kullandığı ksilofon, glockenspiel gibi vurmalı çalgılardan oluşan gruba verilen ad.
Yaylı, üflemeli, vurmalı çalgılardan oluşan büyük çalgı topluluğu. Senfoni, konçerto ve oratoryoları seslendirir, operalara eşlik eder. 20 kişilikten 150, 200 alete kadar çeşitli kalabalıkta olur. "Senfoni Orkestrası" orkestraların en zenginidir. Orchestra (İng.).
Müziği bir orkestranın çalacağı biçimde düzenlemek; ayrıca çalgıların ve seslerinin incelenmesi. Orchestration (İng.).
Süsleme. Süs notası, tril gibi. Appaggiatura (İt.).
İnatçı bas. Israrla yinelenen pes bölüm. Basso continuo.
Türk halk danslarına eşlik eden müziği nitelemek için de kullanılmasına karşın genellikle eğlence amacına yönelik dans müziklerini ifade eden terim.
Saz çalarak şiirler, deyişler ve destanlar söyleyen halk sanatçısı, saz şairi, âşık
Birleşik bir şeyi oluşturan basit şeylerden her biri, unsur, eleman.
Bir müzik parçasının eşit süreli bölümleridir. Bu eşit süreli bölümleri ayıran ve porteyi dikey olarak kesen çizgilerse ölçü çizgileridir. Ölçülerin çeşitleri portenin başına anahtardan hemen sonra konulan rakamlara ölçü gösteren rakamlar denir. Ölçü gösteren rakamlardan alttaki rakam değer parçasını, üstteki ise her ölçüde o değer parçasından kaç tane bulunacağının göstergesidir. Örnek: Dört dörtlük bir ölçünün nota birimi dörtlük olup iki bölüt'e ayrılır. Bir Ölçü'de, dört tane dörtlük oranında nota bulunur. 4/4 sayıları ile gösterilir. Dört Dörtlük Ölçü, dört birimli, ikişerli bir ölçüdür. Altı Sekizlik bir ölçüde ise nota birimi noktalı dörtlüktür. Üç bölüte Bir ölçü içinde, 6 tane sekizlik nota bulunur. 6/8 sayıları ile gösterilir. İki Dörtlük Ölçüde nota birimi dörtlük olan bu sistem iki bölüt'e ayrılır. Bir ölçüde, iki tane dörtlük oranında nota bulunur ve 2/4 sayıları ile gösterilir. Mesure (Fr.).
Ölçü modülasyonu (Metrik modülasyon)
İlk sunulan temponun da, çapraz ritmin gelişmesiyle üreyen yeni temponun da, aynı anda belirgin bir şekilde duyulabilirliği.
Buluşlarıyla, deneyleriyle bir akımın, bir çağın öncülüğünü yapan sanatçı ya da sanat dalı. Avant-garde (Fr.).
Sonorite.
Bir şey hakkında olan ya da bir öyküyü adım adım anlatan müzik. Öykülü müzik genellikle bir senfonik şiir formundadır.
Piyanoda pedala basılması gereken yerlerde notanın altına konan işaret. Pedal. Piyano - Hafif sesle anlamına gelen ifadenin kısaltılmışı.
Tanınmış parçaları başka ortamlara uyarlayarak düzenlemek.
Vokal müzikte konuşur gibi söylemek; çalgı müziğinde tane tane, belirgin çalmak.
Diğer Müzik-Dans Terimleri
Terimler Sözlüğü Ana Sayfa
Açıklamalı Müzik-Dans Terimleri Sözlüğü