Ney içi boş kamıştan yapılmış nefesli bir musiki aletidir. Üflenen kısmına başpare denir. Seslerin temiz çıkmasını bu kısım sağlar. Üstte 6, Altta 1 deliği vardır. Ney çalana Neyzen çok nadir de Nayi denir.Her neyin bir oktav tiz yapılmışına nısfiye birbirlerinden yarım ses farklı akort da yapılmışına Ma'beyn denir.
Ney çalan kimse.
Afrika müziğine özgü, ağaçtan yapılma ve silindir biçiminde bir el davulu.
Amuda kalktıktan sonra, diğer eli yerden çekerek tek el üzerinde dönmek.
Açıklamalarıyla 1164 Müzik-Dans Terimi
Amuda kalktıktan sonra, diğer eli yerden çekerek tek el 4-5 tur dönmek.
Türk müziğinde kullanılan şed (göçürülmüş) bir makam.
Türk müziğinde bir makam adı. Farsça "nîk: iyilik" ve "rîz: saçan", "nikrîz: iyilik saçan, neşe dağıtan".
Türk müziğinde dizeğin üçüncü aralığındaki do diyez 4 koma sesi.
Türk müziğinde kullanılan iki zamanlı bir usul.
Çocukları uyutmak için söylenen müzikler.
"Gece Müziği" anlamında kullanılır. İlk terim olarak durgun, düşünceli ve duygulu piyano parçalarını anlatmak için John Field tarafından kullanılmıştır. Bu türde en olumlu, en ünlü parçaları Chopin yazmıştır.
Yanına konduğu notayı yarı değeri kadar uzatır. Resimde noktalı notaların süre uzunlukları görülmektedir.
Sağına Uzatma Noktası konulan Dörtlük Nota'ya, "Noktalı Dörtlük" denir. Sağına Uzatma Noktası konulan Dörtlük Nota, Sekizlik Nota eklenmiş kadar uzatılır. (Dörtlük Nota Bir vuruşta okunuyorsa, Noktalı Dörtlük, Bir buçuk vuruşta okunur.
Sağına uzatma noktası konulan İkilik Nota'ya, Noktalı İkilik denir. Sağına nokta koyulan İkilik Nota, Dörtlük Nota eklenmiş kadar uzatılır.
Sağına Uzatma Noktası konulan Sekizlik Notaya, Noktalı Sekizlik denir. Onaltılık Nota eklenmiş kadar uzatılır.
Gece müziği, çoğu hüzünlü parçalardır. Lirik şekilde piyano parçalarının önemlilerinden biri. Piyano müziğinde sık rastlanan kompozisyon parçasıdır. Almanya'da önce Field tarafından yazılan noktürn'ün en önemli bestecisi piyanonun lirik şairi Chopin'dir. Nocturne (Fr.).
Bağlı değil.
Dokuz çalgı için yapıt. Dokuz çalgıdan kurulmuş topluluk.
Seslerin yüksekliklerini (incelik/kalınlık) ve sürelerini göstermeye yarayan işaretlerdir. Notalar müziğin alfabesidir. Müziği tek başına notalar oluşturmaz. Müzik eserleri, notaların zamansal organizasyonu ile anlam kazanır.
Nota sözcük olarak Latince kökenlidir. Not kayıt anlamında kullanılır. Sesleri kayıt etmekle ilgili bir terimdir. Bugün kullandığımız evrensel nota dili ve porte 11. yüzyılda İtalya' da bir rahip ve müzik adamı olan Guido d'Arezzo Tarafından bulunmuştur. Notaya isimlerini veren bir ilahinin her mısrasının ilk hecesidir. Bu sıralama daha sonra si sesinin eklenmesiyle ve
17.yy da Do nun UT kelimesinin yerini almasıyla şöyle sıralanmıştır: Do, re, mi, fa, sol, la, si. La sesinin uluslararası bir standarda kavuşturulmasıyla frekansı 440 Hz. olarak saptanmıştır. La notasının temel alınmasının nedeni bebeklerin ilk doğduğunda la sesi çıkarmalarıdır.
Seslerin yüksekliklerini ve sürelerini gösteren işaretlere nota denir. Şöyle düşünebiliriz: Yazıdaki harflerin yerine müzikte notalar vardır. Her nota belli bir sesi işaret eder. Nota okumayı bilen bir kişi, notalara bakarak hem o sesin yüksekliğini (incelik-kalınlık ayrımını), hem de o notanın ne kadar süreyle devam edeceğini (çalınacağını ya da söyleneceğini) anlar.
7 adet nota ismi vardır: Do-Re-Mi-Fa-Sol-La-Si. Bu notalar İngiliz sistemine göre harflerle de adlandırılır. Sırasıyla şöyledir: Do:C, Re:D, Mi:E, Fa:F, Sol:G, La:A, Si:B.
En eski nota yazısına yani, seslerin işaretlerle ifade edilmesine eski Yunan ve Roma medeniyetlerinde rastlanır. Bu zamanlarda sesleri şimdi bile tamamıyla okunmayan bir yolla, yazı harfleriyle işaretliyorlardı. Bizansın müzik yazısı aksanlarla idi. Bu tarz zamanımızda kullanılan notanın temeli olmuştur. Buna "neumen" denir. Melodideki seslerin yükselmesini iki eğri çizgiyle veya noktalı eğri çizgiyle ifade ediyorlardı. Bunların adları "acutus, gravis, secondicus"du. "Neumen" denilen bu yazının gelişimi birçok aşamalardan geçti. Bunların en önemlisi Guido Arezzo tarafından bulunan renkli çizgilerdir. Renklerin sarı veya kırmızı olması anahtar görevi görüyor ve notlar çizgi aralıklarına yazılıyordu. Daha sonra Cermen ve Roma usulü "neumen" yazısı kullanıldı. Nihayet Onikinci Yüzyılın dört köşe notaları "nota quadrata" en mütekamil şeklini aldı. Bunlar bugünkü notalara benzer kare şekilli işaretlerdi. Ondördüncü Yüzyılda "Ars Nova - Yeni Sanat" devri bunları çoğalttı ve çeşitlendirdi. Nihayet 1600 yıllarında artık bugünkü şekil ortaya çıkmıştır.
Portenin altına ya da üstüne çizilen nota çizgisi.
Diğer Müzik-Dans Terimleri
Terimler Sözlüğü Ana Sayfa
Açıklamalı Müzik-Dans Terimleri Sözlüğü