1- Yorumunda teknik ustalığın üstün katına erişmiş kişiler için kullanılan terim.
2- Herhangi bir müzik aletini büyük ustalıkla çalabilen sanatçı.
Parçanın canlı çalınması gerektiğini gösteren hız terimidir.
Canlı, kıvrak, atik (tempo).
Canlı.
Açıklamalarıyla 1164 Müzik-Dans Terimi
İnsan sesi için. Ses müziği. Çalgı müziği karşıtı. Şarkılı müzik türleri: Opera, kantat gibi. Vokal.
Ses. (Mezza Voce: Yarım ses), (Sotto Voce: hafif ses)
Oluşumları sırasında ses yolunda belli bir engelle karşılaşmayan sesler; sesli harf.
Şarkı, opera, oratoryo gibi insan sesi için yapılmış besteler; ses müziği.
Solistin güfte sözü olmaksızın, tek heceyle söylemesi. Ağızlama. Vocalizzo (İt.).
Halk müziği.
Gürlük, yoğunluk. Ses dolgunlugu, genişliği.
Müzikli oyunlarda yapıtın başlamasından önce çalınan orkestra parçası.
Müzikte vurgu Accent yani > işareti ile belirtilir. Üzerine konduğu notanın ya da akorun diğerlerine göre daha vurgulu çalınmasını gerektirir.
Vurularak ezgi elde edilen çalgı.
Vurmalı çalgı def, darbuka, davul, trampet, vb.
1- Bir müzik yapımı okurken süreleri oranlayıp ölçülendirebilmek için uygulanan yönteme vuruş denir. Vuruş ölçü esas alınarak yapılır. El, ayak veya başka materyallerle uygulanabilir.
2- Bir ölçünün eşit süreli bölünmesidir. İkiye bölünen süre değerlerinden oluşan vuruşlara basit, üçe bölünen süre değerlerinden oluşan vuruşlara bileşik vuruş denir. Vuruşlarda olduğu gibi ölçülerde basit ve birleşik ölçü olmak üzere ikiye ayrılır. Bir ölçünün vuruşlarındaki süre değerlerini eşit zamanlar içinde okumak için elin düzenli hareketleri ile göstermek USUL' dür.
Vücudunu ritim çalgısı gibi kullanma.
ABD'de her yıl tekrarlanan efsanevi bir konser.
Yüz üstü uzanarak, yerde kutucuk gibi hareket etmek.
Ksilofon. Farklı uzunlukta tahta plaketlerden oluşan vurmalı çalgı.
Diğer Müzik-Dans Terimleri
Terimler Sözlüğü Ana Sayfa
Açıklamalı Müzik-Dans Terimleri Sözlüğü