Güncel Osmanlı Türkçesi terimleri sözlüğümüzde Acemi Oğlanlar terimi ile ilgili, kısa açıklayıcı bilgiler aşağıda gösterilmektedir. Acemi Oğlanlar nedir? Acemi Oğlanlar ne demek? Acemi Oğlanlar hakkında kısa bilgi gibi içerik arayışınıza cevap olabilecek kısa bilgiler sayfamızda yer almaktadır.
Acemi Oğlanlar Terimi Hakkında Bilgiler
Osmanlı Türkçesi Terimi Olarak Acemi Oğlanlar:
Yeniçeri ocağında istihdam edilmek üzere esirlerden veya devşirme usulüyle Hıristiyanlardan toplanan çocuklara verilen addı. Acemi ve oğlan kelimelerinin birleşmesinden meydana gelen bu terimin sözlük anlamı "işe alışkın olmayan" demektir. Kamus-ı Türkî'de oğlan kelimesi şöyle açıklanmıştır: Erkek çocuk, uşak, gulam; henüz tüyü bitmemiş genç erkek, delikanlı.
Acemi oğlanlarından güzellikleri ve zekâlarıyla dikkatleri üstlerine çekenlerin Yıldırım Bâyezid zamanında "iç oğlanı" sıfatıyla yeni teşekkül etmeye başlayan saray teşkilatı içine alınmaya başlanmasından bahseden Hammer, bunu neye dayanarak söylediğinden pek bahsetmez.
Acemi oğlanları, Arnavut, Boşnak, Rum, Bulgar ve Ermeni milletlerinden devşirildiği gibi, alınan memleketler de bunların sakin(yerleşik, oturmuş) bulunduğu yerlerdi. İstanbul civarındaki köylerden acemi oğlanı alınmayan yerler Kartal ve Kadıköy'dü. Kartal halkı Istabl-ı Âmire'ye (Merkez Ahır, Sultan'ın ataların bulunduğu ahır) ait Üsküdar çayırlarına bakarlar, biçerler, atlara yedirirler, Bursa ve diğer yerlerden gelen hayvanları muhafaza ederler, gerektikçe kılavuz vazifesini de görürlerdi. Bu sebeple onlar acemi oğlanı vermekten muaf bulunurlardı.
Acemi oğlanları, devşirildikten sonra Anadolu ve Rumeli'nin çeşitli yerlerine gönderirler. Buralarda Müslüman ailelerin yanlarına verilirlerdi. Acemi oğlanları bulundukları yerlerde yedi sekiz sene hizmette bulunduktan sonra İstanbul'a getirilirler, mensup oldukları yerlere göre, Anadolu veya Rumeli Ağası'nın tezkiresiyle (alındığına dair belge) birer akça ulûfe ile yazılırlardı. Ulûfeye yazılanlar artık yeniçeri ocağına mal edilmiş olurdu. Ulûfeye yazılamayanlar ise yine saray teşkilatının başka alanlarında göreve getirilirdi, yeniçeri ocağına bağlı olmazlardı.
Acemi oğlanları tamamen Hıristiyan idi. Fakat, Bosna halkı Müslüman olduğu halde, onlardan devşirme usulüyle acemi oğlanı alınırdı. Bu da kendi istekleriyle meydana gelirdi. Bosna ve Hersek halkına bu imtiyazı veren Fatih Sultan Mehmet'ti.
Acemi oğlanı, kırk evde bir hesabıyla devşirilirdi. Alınan oğlanların yaşları, bazı kayıtlara göre, 14-18, bazılarına göre ise 15-20 arasındaydı.
Acemi oğlanlarını çiftçiler de satın alabilirlerdi. Çifti çubuğu olmayan acemi oğlanı alamazdı.
Yeniçeri ocağının 1826 yılında kapatılmasının ardından, acemi oğlanları da tamamen ortadan kaldırılmıştır.
Benzer Osmanlı Türkçesi Terimleri
Acem Kösteği: Eski yazmalarda, kitap dikildikten sonra cilde, dibinden ve iç tarafından, bir kısmı kitaba bir kısmı da cilde gelmek üzere yapıştırılan ince tıraş edilmiş meşine verilen isimdir. Bu şekilde yapılan ciltler gayet sağlam olmaktaydı.
Acemi Oğlanı Kethûdası: Acemi oğlanları işine bakan Anadolu ve Rumeli Ağaları'nın hizmetindeki adamlara verilen isimdir. Toplanan acemi oğlanlarını satın alanlardan yoklama akçesini tahsil etmek ve kaçanları tutmak vazifeleriyle yükümlüydü. Acemi oğlanlarını satın almış olanlardan "yoklama akçesi" adıyla 80'er akçe alınırdı. Bu paralar alınırken aynı zamanda acemi oğlanlarının yoklaması da yapılırdı. Bu vazifeyi yapmak üzere Anadolu ve Rumeli'ye 2'şer kethûda gönderilirdi.
Anadolu ve Rumeli Ağaları'nın İstanbul'da başka kethûdaları da bulunurdu. Bunların da görevleri, Türklere satılan acemi oğlanlarından kaçanları yakalamaktı. Onun için kol dolaşırlardı. Yakalanan acemi oğlanları tekrar satılırdı.
Açık Gemiler ve Açıklar Ağası: Tuna'da işleyen gemilere verilen isimdi. Bu gemilerin işlerine bakan memura "açıklar ağası" denilirdi. Bu gemilere neden açık gemiler denildiği tam olarak bilinmese de, Tuna üzerinden başka yerlere gittiklerinden ve uzaklarda çalıştıklarından dolayı böyle söylendiği tahmin edilmektedir.
Adalet Emiri: Ahaliye zulüm edilmemesi hakkında sadrazam tarafından valilere yazılan emirlere verilen isimdi. "Adalet emiri ısdar olunmuştur" demek, sadrazam tarafından emir verilmiştir demekti.
Âdet-i Ağnam: Koyun ve keçiden alınan vergiye verilen isimdi. Her sene, ağnam müdürü olan kişi tarafından "sayıcılar" ve memurlar belirlenen bölgelere gönderilirlerdi. Bunlara görevleriyle ilgili buyruldular da verilirdi. Bu sayıcılara daha sonraları "kabzımal" denmişti. Bunlar görevli oldukları bölgelerdeki koyun ve keçiyi sayarlar ve bunu göre âdet-i ağnam alırlardı. Alınan ağnamın bir kısmı, masraflarına karşılık olmak üzere, "başkalık" adıyla, nazırlarla kabzımallara kalırdı.
Âdet-i ağnam vergisi, koyun ve keçi için birer akçeden ibaretti. Bu vergi önceleri tayin edilene memurlar aracılığıyla sayılıp toplanırken, sonraları "âşar" gibi bu da iltizam olunmaya başlanmış ve açık arttırma (müzayede) ile bu görevi alan mültezimlerin adamları vasıtasıyla sayılarak toplanmıştır.
Tanzimat'tan sonra, iltizam usulü bırakılmış ve bu verginin tekrar sayım memurları vasıtasıyla toplanması şekline dönülmüştür.
Terimler Sözlüğü Ana Sayfa
Online Osmanlı Türkçesi Terimleri Sözlüğü