Güncel Hukuk terimleri sözlüğümüzde Çevre Hukukunun Ana İlkeleri terimi ile ilgili, kısa açıklayıcı bilgiler aşağıda gösterilmektedir. Çevre Hukukunun Ana İlkeleri nedir? Çevre Hukukunun Ana İlkeleri ne demek? Çevre Hukukunun Ana İlkeleri hakkında kısa bilgi gibi içerik arayışınıza cevap olabilecek kısa bilgiler sayfamızda yer almaktadır.
Çevre Hukukunun Ana İlkeleri Terimi Hakkında Bilgiler
Hukuk Terimi Olarak Çevre Hukukunun Ana İlkeleri:
Sürdürülebilir kalkınma, ihtiyat ilkesi, kirleten öder ilkesi, entegrasyon ilkesi, önleme ilkesi ve katılım ilkesi çevre hukukunun temel ilkelerini oluşturmaktadır. Çevre hukukuna temel oluşturan bu ilkeler, çevre hukukunun bağımsız bir dal olarak gelişmesinde ve kendine özgü bir karakter kazanmasında önemli bir rol üstelenmektedir. Bu ilkeler, bir bütünlük ilişkisi içinde yer almakta olup birbirini tamamlayıcı niteliktedir. Bu ilkeler, gerek ulusal gerek bölgesel gerekse de uluslar arası birçok metne yansıtılmıştır. Çevrenin korunmasını konu edinen yasaların hazırlanması sürecinde bu ilkelerin göz önünde bulundurulması gerekmektedir. Bu ilkeler ayrıca, yargı organları dahil olmak üzere tüm kamu makamları için bir kılavuz işlevi görmektedir.
Benzer Hukuk Terimleri
Antroposentrik Yaklaşım: Çevrenin korunmasında temel hareket noktası olarak insanı esas alan yaklaşımdır. Bu yaklaşım, çevrenin korunmasında insan menfaatlerini ön plana alıp, insana diğer çevresel varlıklar karşısında bir üstünlük tanımaktadır. TC Anayasası madde 56'da da bu tür bir yaklaşım benimsenmiştir: "Herkes, sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkına sahiptir."
Çevre Hukuku: Çevrenin korunması amacını taşıyan tüm hukuk normlarını kapsayan bir hukuk alanıdır.
Bozucu Şart: Borçlar Kanunumuzun 152/1. Maddesine göre, bozulması, kesin olmayan bir olayın gerçekleşmesine bağlanan sözleşme şartın gerçekleşmesinden itibaren geçersiz olur. Bozucu bir şarta bağlı olarak yapılan sözleşme, yapıldığı andan itibaren hukuki sonuçlarını doğurmaya başlar.
Borçtan Kurtulma Davası: Bir tür menfi tespit davası olup, borçlu tarafından açılan ve alacaklılara karşı borcunun bulunmadığını tespit etme davasıdır. Bu dava alacaklının ikametgahı mahkemesinde açılır.
Borçlunun Temerrüdü: Borcun ifası mümkün olduğu halde, borçlunun borcunu zamanında yerine getirmemesi sebebiyle ortaya çıkan durum. Borçlunun temerrüde düşmüş olması için, borcun muaccel yani vadesi gelmiş olması, ifa edilmemiş olması ve alacaklının ifayı beklediğine dair borçluyu uyarması gerekmektedir.
Terimler Sözlüğü Ana Sayfa
Online Hukuk Terimleri Sözlüğü