Eğitim Sitesi

Anadolu Gezisi Şiiri

Anadolu Gezisi

Ter kokuyordu Çukurova tarlaları,

Irgat Türküleri duyuluyordu uzaktan;

Ekin biçiyordu yalınayaklı köy kızları

Elleri kabarıyordu oraktan



Gökbelen dağlarına yağmur yağıyordu;

Yetimler mahallesinde bir çocuk ağlıyordu



Kan kokuyordu doğunun çimenli yaylaları;

Silah sesleri geliyordu Şırnak'tan

Oğulsuz koymuşlardı ak saçlı anaları;

Tütünler tedirgin olmuştu ocaktan



Cilo dağlarında kamalaklar üşüyordu;

Garipler köyünde bir gelin düşünüyordu



Yosun kokuyordu Karadeniz'in mavnaları;

Oynak havalar dökülüyordu parmaktan

Buz gibi bir soğuk biçiyordu baharı;

Dal boylu gençler gidiyordu bıçaktan



Ilgaz dağlarında kurtlar uluyordu

Bekarlar kahvesinde bir adam uyuyordu



Şehvet kokuyordu Ege'nin bereketli ovaları;

Körpe bedenler soyuluyordu ahlaktan

Tedirgin etmişlerdi bizim havaları;

Yadırgı sesler geliyordu plaktan



Çatalkaya dağında kartallar dönüyordu;

Bir nesil yaşıyor, bir tarih ölüyordu.

Abdurrahim KARAKOÇ Şiirleri

  

ferit bulur tek kelime çok güzel

duygu SÜPPER NASIL YAZIYOSUNUZ HAYRET EDİYORUM OKURKEN BİLE YAŞIYORUM YAZILANLARI

duygu SÜPPER NASIL YAZIYOSUNUZ HAYRET EDİYORUM OKURKEN BİLE YAŞIYORUM YAZILANLARI

hasan harikasınız hocam

tuğba harika

Yazılan son 5 yorum gösteriliyor.

İçerikle ilgili 5 yorum yazılmış.

Benzer Abdurrahim KARAKOÇ Şiirleri:

Anadolu Gezisi

Ter kokuyordu Çukurova tarlaları,

Irgat Türküleri duyuluyordu uzaktan;

Ekin biçiyordu yalınayaklı köy kızları

Elleri kabarıyordu oraktan



Gökbelen dağlarına yağmur yağıyordu;

Yetimler mahallesinde bir çocuk ağlıyordu



Kan kokuyordu doğunun çimenli yaylaları;

Silah sesleri geliyordu Şırnak'tan

Oğulsuz koymuşlardı ak saçlı anaları;

Tütünler tedirgin olmuştu ocaktan



Cilo dağlarında kamalaklar üşüyordu;

Garipler köyünde bir gelin düşünüyordu



Yosun kokuyordu Karadeniz'in mavnaları;

Oynak havalar dökülüyordu parmaktan

Buz gibi bir soğuk biçiyordu baharı;

Dal boylu gençler gidiyordu bıçaktan



Ilgaz dağlarında kurtlar uluyordu

Bekarlar kahvesinde bir adam uyuyordu



Şehvet kokuyordu Ege'nin bereketli ovaları;

Körpe bedenler soyuluyordu ahlaktan

Tedirgin etmişlerdi bizim havaları;

Yadırgı sesler geliyordu plaktan



Çatalkaya dağında kartallar dönüyordu;

Bir nesil yaşıyor, bir tarih ölüyordu.

Abdurrahim KARAKOÇ

Yalvarış

Ya Rab, bu hasrete can dayanmıyor

Zaman kısa ben yorgunum yol uzun

Her adımda bir engel var salmıyor

Zaman kısa bin yorgunum yol uzun



Mümkün mü bu yolda maksuda ermek

Mümkün mü sılada dost yüzün görmek?

Aşıka ar gelir geriye dönmek

Zaman kısa ben yorgunum yol uzun



Çekilmez bir selek vurdun arkama

Şaşırdım yollarda kaldım aksama

Umudum her zaman bakidir amma

Zaman kısa ben yorgunum yol uzun



Sevip sevilmemek varsa kaderde

Hangi doktor ilaç verir bu derde?

Hastayım susuzum gurbet illerde

Zaman kısa ben yorgunum yol uzun



Ey hanlar halkeden Hancı Hancı!

Bir yudum askınla doğdu bu sancı

Ey fakir ekmeği Mümin inancı!

Zaman kısa ben yorgunum yol uzun.

Abdurrahim KARAKOÇ

Şanslı Babaların Şanslı Bebeklerine Nasihat

Acele büyü bebek

Acele büyü

Eğer kalmışsa yolunacak kış tüyü

Onu da sen yol

Baban gibi kurnaz ol

Hırsız ol

Namussuz ol.

***

Yani diyorum ki talihli bebek

On beş yaşında en geç

Dümenin başına sen geç

Götür dilediğin kıyıda otlar sürüleri

Sütlerini sağ

Kanlarını emiver

Korkma itirazları olmaz

Dilediğin yemi ver.

***

Köy köy

Meydan meydan

Seni sırtlarında taşırlar

Sövsen alkışlarlar

Dövsen alkışlarlar

Seni saraylarda kuş sütüyle ağırlayıp

Kendileri ahırlarda kışlarlar.

***

Büyürsen oğlun, torunların olur

Merak etme sıra onlara da gelir

Tebaanın torunları

Hanedanın yarınlarıdır

Onlarda ataları gibi sadakatle

Sizin torunlara karşı ibadette

Kusur bırakmazlar



Kendilerini yakarlar

Baht yükü büyüklerini yakmazlar.

***

Acele büyü bebek

Acele

Bu dünya hep böyle

Siz değişmez efendisiniz

Taraftarlarınız köle

Aksini söyleyen varsa... Halt etmiş....

Abdurrahim KARAKOÇ

Anadolu Gezisi Şiiri