ferit bulur tek kelime çok güzel
Anadolu Gezisi
Ter kokuyordu Çukurova tarlaları,
Irgat Türküleri duyuluyordu uzaktan;
Ekin biçiyordu yalınayaklı köy kızları
Elleri kabarıyordu oraktan
Gökbelen dağlarına yağmur yağıyordu;
Yetimler mahallesinde bir çocuk ağlıyordu
Kan kokuyordu doğunun çimenli yaylaları;
Silah sesleri geliyordu Şırnak'tan
Oğulsuz koymuşlardı ak saçlı anaları;
Tütünler tedirgin olmuştu ocaktan
Cilo dağlarında kamalaklar üşüyordu;
Garipler köyünde bir gelin düşünüyordu
Yosun kokuyordu Karadeniz'in mavnaları;
Oynak havalar dökülüyordu parmaktan
Buz gibi bir soğuk biçiyordu baharı;
Dal boylu gençler gidiyordu bıçaktan
Ilgaz dağlarında kurtlar uluyordu
Bekarlar kahvesinde bir adam uyuyordu
Şehvet kokuyordu Ege'nin bereketli ovaları;
Körpe bedenler soyuluyordu ahlaktan
Tedirgin etmişlerdi bizim havaları;
Yadırgı sesler geliyordu plaktan
Çatalkaya dağında kartallar dönüyordu;
Bir nesil yaşıyor, bir tarih ölüyordu.
Abdurrahim KARAKOÇ Şiirleri
Yazılan son 5 yorum gösteriliyor.
İçerikle ilgili 5 yorum yazılmış.
Benzer Abdurrahim KARAKOÇ Şiirleri:
Ter kokuyordu Çukurova tarlaları,
Irgat Türküleri duyuluyordu uzaktan;
Ekin biçiyordu yalınayaklı köy kızları
Elleri kabarıyordu oraktan
Gökbelen dağlarına yağmur yağıyordu;
Yetimler mahallesinde bir çocuk ağlıyordu
Kan kokuyordu doğunun çimenli yaylaları;
Silah sesleri geliyordu Şırnak'tan
Oğulsuz koymuşlardı ak saçlı anaları;
Tütünler tedirgin olmuştu ocaktan
Cilo dağlarında kamalaklar üşüyordu;
Garipler köyünde bir gelin düşünüyordu
Yosun kokuyordu Karadeniz'in mavnaları;
Oynak havalar dökülüyordu parmaktan
Buz gibi bir soğuk biçiyordu baharı;
Dal boylu gençler gidiyordu bıçaktan
Ilgaz dağlarında kurtlar uluyordu
Bekarlar kahvesinde bir adam uyuyordu
Şehvet kokuyordu Ege'nin bereketli ovaları;
Körpe bedenler soyuluyordu ahlaktan
Tedirgin etmişlerdi bizim havaları;
Yadırgı sesler geliyordu plaktan
Çatalkaya dağında kartallar dönüyordu;
Bir nesil yaşıyor, bir tarih ölüyordu.
Abdurrahim KARAKOÇ
Ya Rab, bu hasrete can dayanmıyor
Zaman kısa ben yorgunum yol uzun
Her adımda bir engel var salmıyor
Zaman kısa bin yorgunum yol uzun
Mümkün mü bu yolda maksuda ermek
Mümkün mü sılada dost yüzün görmek?
Aşıka ar gelir geriye dönmek
Zaman kısa ben yorgunum yol uzun
Çekilmez bir selek vurdun arkama
Şaşırdım yollarda kaldım aksama
Umudum her zaman bakidir amma
Zaman kısa ben yorgunum yol uzun
Sevip sevilmemek varsa kaderde
Hangi doktor ilaç verir bu derde?
Hastayım susuzum gurbet illerde
Zaman kısa ben yorgunum yol uzun
Ey hanlar halkeden Hancı Hancı!
Bir yudum askınla doğdu bu sancı
Ey fakir ekmeği Mümin inancı!
Zaman kısa ben yorgunum yol uzun.
Abdurrahim KARAKOÇ
Şanslı Babaların Şanslı Bebeklerine Nasihat
Acele büyü bebek
Acele büyü
Eğer kalmışsa yolunacak kış tüyü
Onu da sen yol
Baban gibi kurnaz ol
Hırsız ol
Namussuz ol.
***
Yani diyorum ki talihli bebek
On beş yaşında en geç
Dümenin başına sen geç
Götür dilediğin kıyıda otlar sürüleri
Sütlerini sağ
Kanlarını emiver
Korkma itirazları olmaz
Dilediğin yemi ver.
***
Köy köy
Meydan meydan
Seni sırtlarında taşırlar
Sövsen alkışlarlar
Dövsen alkışlarlar
Seni saraylarda kuş sütüyle ağırlayıp
Kendileri ahırlarda kışlarlar.
***
Büyürsen oğlun, torunların olur
Merak etme sıra onlara da gelir
Tebaanın torunları
Hanedanın yarınlarıdır
Onlarda ataları gibi sadakatle
Sizin torunlara karşı ibadette
Kusur bırakmazlar
Kendilerini yakarlar
Baht yükü büyüklerini yakmazlar.
***
Acele büyü bebek
Acele
Bu dünya hep böyle
Siz değişmez efendisiniz
Taraftarlarınız köle
Aksini söyleyen varsa... Halt etmiş....
Abdurrahim KARAKOÇ