İlköğretim Sosyal Bilgiler Dersi 4-5.Sınıf Öğretim Programında; Değer, bir sosyal grup veya toplumun kendi varlık, birlik, işleyiş ve devamını sağlamak için üyelerinin çoğunluğu tarafından doğru ve gerekli oldukları kabul edilen ortak düşünce, amaç, temel ahlâki ilke ya da inançlardır.(Özgüven,1999) Şeklinde tanımlanmaktadır.
Bu tanımdan yola çıktığımızda, bir toplumun kendi varlığının devamını sağlayabilmesi için mutlaka birtakım değerlere sahip olması ve bunları devam ettirmesi yani yeni yetişen nesillerine aktarması, bunları benimsetmesi gereği ortaya çıkmaktadır.
1739 sayılı Milli Eğitim Temel Kanunu’nun Genel Amaçları sayılırken 2.amacı: “Beden, zihin, ahlâk, ruh ve duygu bakımından dengeli ve sağlıklı şekilde gelişmiş bir kişiliğe ve karaktere, hür ve bilimsel düşünme gücüne, geniş bir dünya görüşüne sahip, insan haklarına saygılı, kişilik ve teşebbüse değer veren, topluma karşı sorumluluk duyan; yapıcı, yaratıcı ve verimli kişiler olarak yetiştirmek” şeklindedir.
İlköğretim Sosyal Bilgiler Dersi Öğretim Programında öğrencilere kazandırılması gereken değerler; adil olma, aile birliğine önem verme, bağımsızlık, bilimsellik, çalışkanlık, dayanışma, duyarlılık, dürüstlük,estetik,hoşgörü, misafirperverlik, sağlıklı olmaya önem verme,saygı, sevgi, sorumluluk, temizlik, vatanseverlik, yardımseverlik gibi devam eden değerlerdir.
Yine İlköğretim Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Dersi 4-8. Sınıflar Öğretim Programında öğrenciler tarafından içselleştirilmesi öngörülen değerler; adalet, aile birliğine ve kurumuna önem verme, demokrasi bilinci, dürüstlük, alçak gönüllülük, bağımsızlık, bağışlama, barış, Türk Bayrağına ve İstiklâl Marşına saygı, bilimsellik, cesaret, cömertlik, çalışkanlık, dayanışma, doğa sevgisi, doğal çevreye duyarlılık, doğruluk, dostluk, emaneti korumak, estetik, fedakârlık, gazilik, görgülü olmak, güvenirlik, hakseverlik, hakikat sevgisi, hayâ, hoşgörü, ibadet yerlerine saygı, iffet, iyi niyet, kadirşinaslık, kanaat, kardeşlik, merhamet, millet sevgisi, milli birlik şuuru, misafirperverlik, mürüvvet, namuslu olmak, nezaket, ölçülülük, paylaşımcı olmak, sabır, sadelik, sağlıklı olmaya önem verme, samimiyet, saygı, sevgi, sorumluluk, sözünde durmak, şehitlik, şükür, tarihsel mirasa duyarlılık, temizlik, tutumluluk, Türk Büyüklerine saygı, vatanseverlik, vefa ve yardımseverlik olmak üzere tam 61 tane değerin kazandırılması öngörülmektedir.
Yukarıda görüldüğü üzere, hem Türk Milli Eğitimi’nin amaçlarında hem de ders programlarında değerler eğitimine gereken önem verilmiş, değerleri kazanmış ve benimsemiş, bunları davranış haline getirmiş bireyler yetiştirmek amaçlanmıştır. Bu konuda program ve mevzuat boyutunda herhangi bir engel olmadığı gibi bunu emretmektedir.
İlköğretim Sosyal Bilgiler Dersi Öğretim Programı, İlköğretim Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Dersi 4-8. Sınıflar Öğretim Programı ya da diğer derslerin programlarının öğrencilere kazandırılmasını ve içselleştirilmesini öngördüğü değerlere baktığımızda hepimizin kendisinde ve çocuklarında görmek istediği davranışlar olarak karşımıza çıkmaktadır.
Peki, uygulama böyle midir? Eğitim sistemimiz yetiştirdiği bireylere bu değerleri kazandırıyor mu, bunları davranış haline getiren insanlar olarak yetiştirebiliyor muyuz? Böyle bir toplum ortaya çıkarabildik mi?
Toplumsal yaşantımıza ve toplumdaki insan ilişkilerine baktığımız zaman maalesef bunlara evet diyemiyoruz. Buradaki en büyük neden uygulamış olduğumuz eğitim anlayışından dersimiz.com kaynaklanmaktadır. Akademik başarıyı ön plana çıkaran bir eğitim sisteminde değerlere gereken önemin verilmesi ve bu değerlerin öğrenciler tarafından benimsenip içselleştirilmesi oldukça zor görülmektedir.
Bu durumu şöyle bir örnek ile açıklayabiliriz. Veli çocuğunu okula kayıt ettirirken çoğunlukla okuldan ve öğretmenden şöyle bir talepte bulunmaktadır. “Hocam veya müdürüm ne olur benim çocuğum Fen Lisesini, Anadolu Lisesini vb. kazansın, yani akademik yönden başarılı olsun” demekte, “Benim çocuğum milli, manevi, evrensel ve insani değerlere sahip bir insan olsun” talebinde bulunmamaktadır.
Bu taleple karşılaşan öğretmen ise kendisine emanet edilen öğrencilerine milli, manevi, evrensel ve insani değerleri kazandırmak yerine, bunlara zaman ayırmak yerine “bir test daha fazla çözeyim, bir öğrencim daha Fen Lisesini ya da Anadolu Lisesini kazansın” endişesi ile çalışmakta, bu da değerler eğitiminin ihmal edilmesine neden olmaktadır.
Bu durum düzeltilebilir mi? Bu kısır döngüden çıkıp, öğrencilere sadece akademik başarı kazandırmak yerine, onlara milli, manevi, evrensel ve insani değerleri kazandırabilir miyiz? Elbette düzeltilebilir ve öğrencilerimize hedeflediğimiz değerleri kazandırıp, bunları davranış haline getirmelerine yardımcı olabiliriz.
Bu konuda (Simon,1972:8) şöyle demektedir: “Değer açıklama yansız bir yaklaşımdır. Değer açık bir şekilde öğretildiğinde etkisinin azalacağı düşünülmektedir. Bu nedenle değerler empoze ve zorlama yapılmadan, yedi basamakta değer kazandırmayı temel alır.
Seçme:
1. Özgürce seçim ya da bağımsız seçim yapma (seçme özgürlüğü),
2. Bir dizi mevcut seçeneği değerlendirdikten sonra alternatifler arasından seçilme,
3. Her alternatifin olası sonuçlarını düşünerek değerlendirdikten sonra seçebilme,
Ödüllendirme:
4. En önemli ve değerli olduğu düşünülen şeyleri ödüllendirme ve değer verme,
5. Serbestçe (özgür) seçilen bir değeri açıkça söyleyebilme,
Hareket:
6. Serbestçe (özgür) seçilen değerle uyumlu olan bir hareket tarzı (tavır) hareket edebilme,
7. Seçilen değerle uyum içerisindeki bir hareket tarzında tekrar tekrar hareket edebilmek.
Değer açıklama yaklaşımında amaç, yukarıda verilen yedi basamağı kullanarak, öğrencilerin kendi yaşantıları yoluyla değerleri içselleştirmelerini sağlamaktır. Bu basamakların kullanılması durumunda öğrencilerin değer ve davranışlarının farkına varması beklenir. (Sosyal Bilgiler 4-5.Sınıflar Öğretim Programı, Sayfa:89)
Demek ki; bizler istediğimizde öğrencilerimize programların öngördüğü milli, manevi, evrensel ve insani değerleri çeşitli şekillerde benimsetebilir ve işselleştirebiliriz. Bunun için yukarıda belirtilen hususlar tabii ki mutlaka önemlidir. Ancak, öncelikle biz uygulayıcılar öğrencilerimize öğretilen akademik bilgiler yanında milli, manevi, evrensel ve insani değerlere gereken önemi vererek, onlara gerekli zamanı ayırarak, öğrencilerimize örnek ve rehber olarak değerler eğitimine gereken önemi verelim.
Toplumda değerler eğitiminin öğrencilere benimsetilmesi ve içselleştirilmesinde olumsuz yönde etkili olan faktörlerden birisi de maalesef medyadır. Özellikle görsel medya dediğimiz televizyon, yapmış olduğu programlarda değerler eğitimine önem vermek yerine milli ve manevi değerlerimize uygun olmayan, Türk aile yapısına uymayan programlarla değerlerin kavratılmasından ziyade değerlerin tahrip edilmesine meydan vermektedir. O halde görsel medya bu konuda üzerine düşen görevi yaparak, özellikle çocuklara ve gençlere yönelik olarak milli ve manevi değerleri işleyen, bunları çocuklarımıza benimsetecek programlara ağırlık vererek değerler eğitiminin kavratılmasına önemli katkılarda bulunabilecektir.
Şükrü KESKİN
Eğitim Müfettişi