Aradığınız eş sesli (sesteş) Kan kelimesinin anlamı ve örnekleri;
1. Vücudumuzdaki hayati sıvı. "Zavallı boğa, kanlar içinde insanlara saldırıyordu."
2. İnanmak, kanmak. "Şevket, artık bu sözlerinle beni kandıramayacaksın."
3. Soy. "Sen bizim kanımızdan olamazsın."
Eş Sesli (Sesteş) Kelime Örneği Arayın
Yazılışları ve okunuşları aynı, anlamları farklı olan kelimelere eş sesli (sesteş) kelimeler denir.
Eş sesli (sesteş) kelime: İç
(dersimiz.com-15313)
1. Bir şeyin iç kısmı. "Bu kovanın içi neden pis görünüyor?"
2. Bir sıvıyı içmek. "Çocuklar gece yatarken süt içmeli ki sağlıklı kalabilsinler."
Eş sesli (sesteş) kelime: Kır
(dersimiz.com-15318)
1. Şehrin dışındaki dağ, bayır. "İnsan arada kırlara, bayırlara kaçıp gitmeli."
2. Parçalamak, bozmak. "Maç çok zorluymuş, adamın ayağı kırılmış."
3. Beyaz renk. "Babamın saçları kırlaşmaya başladı."
Eş sesli (sesteş) kelime: Mayıs
(dersimiz.com-15323)
1. Yılın beşinci ayı. "Her Mayıs ayında çiçeklerle renklenir bu bahçe."
2. Taze büyükbaş hayvan pisliği. "Küçük kızların mayıs kokan toprak sofalarda yetiştirdikleri koza sepetleri... S. F. Abasıyanık.
Eş sesli (sesteş) kelime: Boz
(dersimiz.com-43176)
1. Kül rengi, gri. "Bizim de boz bir eşeğimiz vardı."
2. Bir şeyi kendisinden beklenilen işi yapamayacak duruma getirmek. "Bu saati sana boz diye vermedim."
3. Açılmamış, sürülmemiş (toprak). "Şu gördüğün boz yerlerin tümü bizim."
Eş sesli (sesteş) kelime: Dal
(dersimiz.com-15332)
1. Ağacın kollarından her biri. "Ağacın dallarını biraz budamakla iyi ettik."
2. Suya, sıvıya dalmak. "Bu kadar yüksekten suya dalmak pek akıllıca değil."
Eş sesli (sesteş) kelime: Makam
(dersimiz.com-15322)
1. Mevki, konum. "Makamına güvenip konuşan insan, basit insandır."
2. Müzikte söyleme biçimi. "Bu şarkıyı bu makamda söylemeniz yanlış."
Eş sesli (sesteş) kelime: Acemi
(dersimiz.com-53447)
1. Bir işin yabancısı olan, eli işe alışmamış, bir işi beceremeyen. "Arkadaşım acemi şoför gibi araba kullanıyor."
2. Bir yere, bir şeye yabancı olan. "Sen galiba bu mahallenin acemisisin."
Eş sesli (sesteş) kelime: Kız
(dersimiz.com-15358)
1. Dişi çocuk. "Sınıfta yedi kız, beş erkek olmak üzere toplam on iki öğrenci vardı."
2. Öfkelenmek, sinirlenmek. "Dediğini unutmamalıydım, bana kızmakta haklısın."
Eş sesli (sesteş) kelime: Mâni
(dersimiz.com-46620)
1. Bir şeyin yapılmasını önleyen şey, engel. "Ders çalışmama mâni oluyorsun."
2. Genellikle birinci, ikinci ve dördüncü dizeleri uyaklı olan, daha çok hecenin yedili ölçüsüyle söylenen halk şiiri. "Sana bir ramazan mânisi söyleyeceğim."
Eş sesli (sesteş) kelime: Yaş
(dersimiz.com-17917)
1. Islak, nemli. "Çimler yaş, sakın oturayım filan deme."
2. Doğuştan beri geçen ve yıl birimi ile ölçülen zaman. "Teyze senin yaş kaç?"
Eş sesli (sesteş) kelime: An
(dersimiz.com-70915)
1. Zamanın bölünemeyecek kadar kısa olan parçası. "Gelmeyeceğini bir an bile düşünmedim."
2. Birini veya bir şeyi akla getirerek sözünü etme veya onu düşünme; zikretme. "Biz akşam konuşurken seni de andık."
Eş sesli (sesteş) kelime: Yayık
(dersimiz.com-21666)
1. Tereyağı çıkarmak için sütün, yoğurdun içinde çalkalandığı kap veya makine. "Yayık tereyağını, taze ekmeğe sürüp yemeye bayılırdı."
2. Yayılmış, yayvan. "Herkes bir tarafa yayılmış; gelin, toplanın bakalım şöyle."
Eş sesli (sesteş) kelime: Ünlü
(dersimiz.com-15305)
1. Meşhur. "Tüm ünlüler bu lokantaya gelir."
2. Ses yolunda bir engele çarpmadan çıkabilen ses, vokal, sesli, sesli harf: a, e, ı, i, o, ö, u, ü.. "Cümlede ünlü harfleri bulmak zor olmadı."
Eş sesli (sesteş) kelime: Dil
(dersimiz.com-15343)
1. Ağızda bulunan tat alma organı. "Sütten dili yanan, yoğurdu üfleyerek yermiş."
2. İnsanların düşündüklerini ve duyduklarını bildirmek için kelimelerle veya işaretlerle yaptıkları anlaşma, lisan. "Kaç aydır bu dil kursuna gidiyorsun?" "Beni vazgeçirmek için az dil dökmedi."
Eş sesli (sesteş) kelime: Toka
(dersimiz.com-42851)
1. Saçları bir arada tutmaya yarayan, bazen de süs olarak kullanılan araç. "Tokamı kaybettim bulamıyorum." "Beyaz toka yakışmış."
2. Kemer, kayış, ayakkabı vb.de tutturmalık. "Bu kemerin tokası kopmuş." "Çantanın tokasını beğenmedim."
3. El sıkışma. "Babamla da tokalaştın mı?" "Pazarlık için uzun süre tokalaştılar."
Eş sesli (sesteş) kelime: Boğaz
(dersimiz.com-15303)
1. İki kara arasındaki kısım. "İstanbul'da boğaz olması şehre ayrı bir güzellik katıyor."
2. Boynun ön bölümü. "İki gündür yolardayım, boğazımdan sıcak bir yemek geçmedi."
Eş sesli (sesteş) kelime: Eş
(dersimiz.com-17857)
1. Birbirinin aynı olan veya birbirine çok benzeyen iki şeyden her biri, benzeri. "On dakikadır ayakkabını eşini arıyorum."
2. Karı kocadan her biri, hayat arkadaşı, refik, refika. "İnsan, iyi ve kötü gününde eşinin yanında olmalı."
Eş sesli (sesteş) kelime: Çay
(dersimiz.com-15331)
1. Bir Türk içeceği. "Bu çay, biraz demli geldi bana."
2. Küçük nehir. "Çayın kenarında yılın ilk pikniğimizi yaptık."
Eş sesli (sesteş) kelime: Er
(dersimiz.com-15339)
1. Erken, geç olmayan. "Er ya da geç bu iş olacak."
2. En rütbesiz asker. "Erler, eğitimlerine kesintisiz devam ediyordu."
Eş sesli (sesteş) kelime: Baş
(dersimiz.com-20854)
1. İnsan ve hayvanlarda beyin, göz, kulak, burun, ağız vb. organları kapsayan, vücudun üst veya önünde bulunan bölüm, kafa. "Attığın silgi, başıma isabet etti."
2. Bir topluluğu yöneten kimse. "Anayasamıza göre, Cumhurbaşkanı devletin başıdır."
3. Başlangıç. "Ben bu işin başından beri buradayım, benden daha iyi mi bileceksin?"
Örneklendirilmesini istediğiniz, eş sesli (sesteş) kelimeler-sözcükleri BURADAN ekleyebilirsiniz.
Bu sayfadaki içerikler kaynak gösterilmeden alıntı yapılamaz, kanuna aykırı ve izinsiz olarak kopyalanamaz, başka yerde yayınlanamaz.