Anne'ye
Anne çözemediğin bir bulmaca
Şehir efsanesinde gerçeklik payı
Anne murattır umudun bitişinde
Zemheride bir fincan kahve
Ateşin yakmayan yanı
Göklerde bir kuşaktır yedi bin renk
Suyun kandıran yanıdır
Ve sütün beyazı
Aklın tohumudur anne
Etinden besleyendir bir canı
Kokusunda toprağın kanı
Bilinmez bir elementtir nefesi
Yıldızın yarasına sargı bezidir anne
İlk yardım çantasıdır iç cebinizde
Cehennem sıcağında lodostur
Nerden estiği belirsiz
Yetinen bir yetimdir aslında anne
Arta kalanları dökülüp kırılanları
Kumbarada toplayandır
Yani demem o dur ki
Anneniz annemdir
Haydar Şahinbay
Haydar ŞAHİNBAY Şiirleri
Henüz Yorum Yazılmamış.
İlk Yorumu Siz Yazabilirsiniz.
Kalemlerin Kurşunu
Vurup güneşi kanattılar göğsünden
Serdiler gökkuşağını kopardılar süsünden
Yine de sürüklediler bulutları peşinden
Yağmuru kara sayıp ayırdılar eşinden
Aldılar mısrayı şiiri ettiler yerinden
Bir ahım var kuzey yelinden
Söyleyin yare tutsun elimden
Çıkıp gelsin yad elinden
Tüketip umudu kırmasın belimden
Haydar ŞAHİNBAY
Haydar ŞAHİNBAY
Duvarsız Evler
Bir dağ zirvesinde olsam
Gökten bulut toplasam
Yeşil bir göl getirsem uzaklardan
Kanatları suya değse kuşların
İşgal etse gönlümü bir sevgili
Ne gamdan eser kalır ne tasa
Afrika´da bir çocuk olsam
Kolaçan etse etimi bir akbaba
El sallasam uçaklara
Bombalar üzerimde patlasa
Tenimden doyursa karnını güvercinler
Sabahlar gelincik açsa tarlalarda
Koşsam ağaç olsam gölgelerde
Irmak olsam aksam kentlere
Gözlerimde doğsa güneş
Kirazdan küpeler taksam kulaklarıma
Özgürlük yanı başımda dursa
Kızlar cennette yuva kursa
Sakallarıma konsa beyazlar
Ellerim tutsa kırmızı kalemleri
Şiirler yazsam hatıra defterimde
Türküler dinlesem karımdan
İpeksi ellerini alsam göğsüme
Çine gitsem ansızın
Kaldırımda unutsam ayaklarımı
Dövsem geceyi
Kibirli bir güne teslim olma diye
Ve yılkı bir atım olsa
Dört nala geçse ovaları
Mavi denizler aşsam
Şekilsiz çakıllar toplasam kıyılardan
Evler kursam duvarsız
Yuva yapsa tavanında leylekler
Evler kursa ellerim
Ve eller ısınsa içinde
Haydar Şahinbay
Haydar ŞAHİNBAY
Dökül
Dökül, lisanının buruk sesi
Mahcubiyetin asık suratı
Dökül, cemalin korkak gülüşü
Dikenli gülün çekilmez nazı
Dökül, sağır sessizlik
Duvarlardan usul usul
Cenneti tepeleyen ibadet kürsüsü
Dökül, çatlak aynanın avurtları
Ölümsüz gece, hiçlik zamanı
Tane tane dağıt, alevin kıvılcımını
Dökül ey namsız söz dalaşı
Dalsız ağaç, iklimsiz su başı
Dökül, acının kahpe sırdaşı
Muradın tutuşan çehresi
Makamsız mevki sahibi
Dökül, penceresiz hane kapısı
Mavi deryanın kıyısız haritası
Küfür namesi, çapak tarlası
Haramın borç hanesi
Ve hırsızın diri bakışı
Dökül, yokluğun tınısı
Göğe saldıran kuş sürüsü
Uzakların köhne rıhtımı
Ve avucumun üçüncü çizgisi
Rakı sofrası, şarap mahzeni
Derdin çetrefil huzuru
Yaşamın isli mazereti
Ufuk ötesi, öykünün kurgusu
Dökül, kibrin ünlü harfi
Kafeste tenin çıkmazı
Fikirsiz aklın oynak yeri
Dökül hükümsüz cehennem dibi
Dökül, kara sevdanın ağır kaybı
Zifir saçlarının mühürlü düğümü
Dökül, şebin karartma duruşu
Ve yalnızlığın göğe asılı urganı
Dökül ölümün vakitsiz ısrarı
Güzele meylin iflası
Lokmanın bedelsiz izahı
Dökül aşkın ayrılığa ifşası
Haydar Şahinbay
Haydar ŞAHİNBAY