Elveda Emmioğlu
Belki bir daha dönemem geriye!!!
Ruhumda bir sıkıntı var, emmioğlu.
Gidiyorum bu diyardan elveda;
***Yordu beni, bu hayatın çilesi.
***Kalmadı içimde, yaşama hevesi:
***Ne sakinin adı kaldı, nede meylerin;
***Vuslata erdi muhabbetim, emmioğlu.
Hasreti zehirli ok gibi, cana batıyor.
Battıkca daha fazla, canım yanıyor.
Ömrümün güneşi, hüzünle batıyor;
Elveda dost bildiğim, elveda emmioğlu.
Duymuyor sesimi, ruhumdaki sevgili!!!
Bir bilsen, öylesine özlem doluyum ki.
Çok yakından vurulmuşum, emmioğlu.
***Özlem gibi geliyor, leylakların kokusu.
***Lime lime, bu gönlümün dokusu.
***Sarpa sarmış, şu ömrümün yokuşu;
***Allahına kurban senin, emmioğlu.
Yıllar geçti herşey, mazide kaldı.
Söndü ışıklar bir-bir, perde kapandı.
Gönüle hatıra yalnız, özlemi kaldı.
Elveda dost bildiğim, elveda emmioğlu.
Hanifi OKYAY 04.10.2021 / 14:00
Hanifi OKYAY Şiirleri
Henüz Yorum Yazılmamış.
İlk Yorumu Siz Yazabilirsiniz.
Benim Hakkım Değilsin
Ey sevdiğim, yetti bunca cevri-cefan!
Bu dünyada, değişmez yazgım değilsin.
Bundan böyle, daha anmam adını;
Alınma sevdiğim, huri melek değilsin.
Gönül kabesin de, erkanım olsan da.
Bez-mi alemde, furkan olsan da.
Her iki çihan da, sultan olsan da;
Yüzümü sürdüğüm, mihrabım değilsin.
Sevdalıydım, sende bundan haberdar:
Sanma, önümüzde uzun yıllar var.
Ömrümün geldiği yer, gayri sonbahar;
Bundan böyle, yazım kışım dağilsin.
Gönlüne dar gelmez mi, göğüs kafesin?
Bilmem hangi diyarda, hangi yerdesin?
Ne selamın gelir, ne de duyulur sesin;
Bundan sonra, benim hakkım değilsin.
Allah sana vermedi mi, dini imanı?
Bilmem neydi bu garibin, suçu günahı?
Gönül sende bulmuştu, sırr-ı süphanı;
Bundan böyle, sen sultanı değilsin.
Abu hayat olsan da, tatmam suyunu:
Kul okyay'la oynadığın, gönül oyunu!
Unutup adını, terk ettim yolunu;
Sen benim dünyada, dengim değilsin.
Hanifi OKYAY 24.07.1996 / 09:55
Hanifi OKYAY
Hozana Döndük
Bozulmuş dünyanın ahenkli rengi!
Bağları bozulmuş hozana döndük.
Değişti insanın şekli şemali!
Sazı sözü başka ozana döndük.
Cep delik cüzdan dertli perişan!
Kıçımızda don yok her şey ayan
Damlar akmıyor ya evimiz viran
Meteliğe kurşun atan ağalara döndük.
Yollarımız asfalt kalmadı çamur
Tahtadan saca varmıyor hamur
Gittikce büyüyor sırtda ki kanbur
Yüzü koyun yerde sürünür olduk.
Unutuldu artık dirgen ile yaba
Herkes şehirli kalmadı oba
Ocaklar söndü yanmıyor soba
Yolcusu olmayan yollara döndük.
Herkes alim oldu kalmadı cahil
Köyümüz perişan insanlar sefil
Bir iş tutacak kalmadı ehil
Yan gelip sırt üstü yatana döndük.
Halimi arz etsem devlet babaya
Önce bir süzüp bakar boyuma
İki katip yazar gelir jandarma
Suçsuz yere yatan mahkuma döndük.
Kul okyayım derdim çok ama demem
Muhanet tasından bir yudum su içmem
El ne derse desin ben vaz geçmem
İtile kakıla dostum yılgına döndük.
Hanifi OKYAY 29.08.02017 / 21:22
Hanifi OKYAY
Gönül Hastası
Nasıl güveneyim ben böyle yare
Hançer-i sırtımdan vurduktan sonra.
Ellerle bir olup çıkıp da gitti
Şeleği sırtıma sardıktan sonra.
Erken hazan geldi gönül bağıma
Dönüp de bakmadı ahu zarıma
Söyleyin gelmesin gayri mezarıma
Benim hatırımı kırdıktan sonra.
Ömrümüm güneşi doğmadan battı
O yar şu gönlümü bir pula sattı
El odun toplarken o ateş attı
Neyleyim narına yaktıktan sonra.
Gitmedi başımdan derdi tasası
Yere batsın onun aşkı sevdası
Kul Okyayım oldum gönül hastası
Bela’yı başıma sardıktan sonra.
Hanifi OKYAY 30.11.2016 / 14:00
Hanifi OKYAY