Öfkem
Öylesine öfkeliyim ki sana
Kızgın şişlerle dağlayabilirim gözlerini
Başka birine bakmasın diye
Darağacında ilmekte olsan
Hiç düşünmeden tekmeleyebilirim altındaki iskemleyi
Bir başkasıyla nefes almayasın diye
Senden öyle nefret ediyorum ki
Zindanlara kör kuyulara atabilirim sonsuza kadar
Bir başkasıyla aydınlık gün yaşama diye
Yüz kez müebbet verebilirim sana
Bir başkasıyla özgürce dolaşma diye
Sana öyle öfkeliyim ki
Beddualar ediyorum
Tanrıya yakarıyorum
Dayanılmaz acılar versin
Kahretsin korlar düşüsün yüreğine için yansın
Sonsuz mutsuzluklara mahkum etsin
Biliyor musun çok öfkeliyim
Ama seni öyle seviyorum ki
Ne beddualar edebilirim
Ne acılar çektirebilirim
Kıyamam incitmeye
Tahammül edemem kulağındaki
Bir başka sese başka nefese
Başkasının dokunmasına öpmesine
Göz bebeklerini görmesine katlanamam
Aslında biliyorum sen bir hiçsin
Sadece boş bir yalancı öylesinesin
Değmezsin sevmeye layık değilsin
Ne sözün var ne yüzün
Aslında biliyor musun sana değil bana kızgınım
Kalbime yüreğime kızgınım
Kabahat onların onlar seni sevmese
Sen gerçekten hiç bir şeysin
Elif KAYA Şiirleri
Henüz Yorum Yazılmamış.
İlk Yorumu Siz Yazabilirsiniz.
Köyüm
Köyüm kartal yuvasıdır dağ başında kurulu
Kışları sert boyunca kar gecesi ayaz
Fırtınası dağları taşları söker yıkar
Baharı bahardır çiçekler kokar
Dereleri çağlayan köpük köpük coşar
Koyunu kuzusu ağıllar dolusu
Çobanları karabaşlar
Koyun kuzu meleşir ta yüreğinin içini titretir
Yazları ekini elması kirazı şeftalisi
Buz gibi taze nefes havası
Düğünleri bayramları sevenleri sayanları
Güz ekinler derilir sergiler serilir
İnsanları da mevsimleri gibidir
Bahar kokar mis kokar duyguları his kokar
Fırtına koparır ayaz tutar buz tutar
Sis tutar pus tutar yas tutar
Yazları eli açık cömerttir sınırsızca
Bir mevsim güzdür yaprak döker çiçekleri solar
Hazan olur viran olur ümitler solar
İşte o mevsimler köyümün son mevsimi olur
Hezeyanı heyelanı olur
Bahar kokmaz fırtına kopmaz
Pus tutar sis tutar ve sonuçta cehalet yutar
Köyümü ta yüz yıl öncesine götürür
Elleri tutmaz gözleri görmez aklı ermez olur
İşte bu mevsim köyümün son mevsimi olur
Okul nedir neye gereklidir bilmez
Çocuk nedir ne için yapılır düşünmez
Gelecek nedir neler yapılmalı sormaz
Sisler kara dumanlar çöker başlarına ayaklarına yüreklerine
Ne yol bulur ne yön ne de yarın düşünür
İşte bu mevsim köyümün hiçliği olur
Sesi yürekleri dağlayan karabaşa teslim bir köy olur
O köy işte böyle bir köyüm olur
Elif KAYA
Nasıl Da Alıştık Ölüme
Yakıştık Ölüme
Nasıl da yakıştık ölüme
Nasıl da alıştık
Nasıl da çatıştık kaderle
Nasıl da rahatladık
Her gün her yerde kazalar
…..yönünden …..plakalı araç
…..mevkiinde ….yaptı
…..kişi öldü … kişi yaralı
O an belki duyar belki duymayız
Belki görür belki de görmeyiz
Nasıl da yakıştırdık ölümü herkese
Beş onbeş yirmibeş yaşında
Kırk yaşında yetmiş yaşında
Herkese her an her yerde yakıştırdık
Zamanı dedik ölümün zamanı
Ekmek yemek su içmek kadar doğal saydık
Hiç sormuyor sorgulamıyoruz
Sorarsak da cevap vermiyoruz
Bir de suçu kadere yükledik mi
Vicdanımız öyle rahat öyle rahat ki
Değmeyin keyfimize
Neden … yapılmadı ….bakılmadı
…. İzin verilmeseydi ….olsaydı
Bunları konuştuk
Sadece konuşmak için
Ne sorduk ne cevap verdik
Çünkü gönlümüz rahat
Suçumuz yok ki
Kabahat kaderin
Kaderinde böyle yazıyormuş
Kaderden kaçılmaz ki
Kader doğmadan yazılırmış
Biz çok masum ve günahsızız
İnandırdık ya vicdanımızı
Biz çok çok rahatız
Geçmiş olsun diyoruz
Ya … olsaydın ya … kalsaydın
Ya …seydin ….dın …din ….
Şükret haline …
Kaderinde bu varmış
Suçluyu bulduk bir kere
Biz sütten çıkmış ak kaşık
Bu yüzden çok rahatız
Baş sağlığı diliyoruz
Emir Allahın (kaderin)
Başın sağ olsun
Allah başka acı göstermesin
Allah sabır versin
Oysa ateş bir kere düştü mü bir yere
Bir daha sönmez asla
Yandıkça yanar korlanır
Korlandıkça yakar kavurur
Suçu kadere atar
Üstüne bir de dilekler tutar
Sustururuz vicdanımızı
Oysa bir sorsak nedenini
Bir anlatsak kendimize
Hep boşuna konuşmak yerine
Bir kere dolusuna bir şeyler yapsak
Kandırmasak bizi
Neden öyle kolay öyle basit ki
Kaderin değil de bizim suçumuz olduğunu
Bir itiraf edebilsek bize
Bir bulsak o yüreği ömrümüzde
Ölümü bu kadar yakıştırmayız
Bu kadar suçlamayız o masum kaderi
Bu kadar kandırmayız o gariban vicdanımızı
Bu kadar ucuz sanmayız insan hayatını
Bu kadar basit harcamayız canlarımızı
Bu kadar değersiz kılmayız kendimizi
Sadece vicdanımızı özgür bıraksak
Kandırmasak onu yön bulur kendince
Çözeriz tüm bu sorunları
Bu kadar kolay benimsemeyiz ölümü
Kafa tutarız o yollardaki her metreye gizlenmiş canavara
Elif KAYA
Kırgınım Kadere
Tercih hakkım yoktu getirdiler dünyaya
Bir anam oldu bir de babam mecburiyetten
Anlaşamıyorlarmış şiddetle geçinememezlikten
Her gün bir fırtına bir boran ortalık tozla duman
O fırtına tozlar arasında ben çaresizlikten
Bir o köşeye bir bu köşeye savrulmaktan
Neyi anlaşamamışlar neyi paylaşamamışlar
Anlamış da değildim ama çığlık çığlığa bir ortam
Derler ya kaderde ne varsa o yaşanırmış
Bu yüzden kırgınım kadere kaderde bunlar varmış
Bir gün yine şiddetli bir fırtına
Savurdu beni öylesine uzaklarda bir yere
Bir de baktım yeni bir hayat fırtınalar arasında
Olsun dedim her yer iyidir feryat figanlı cehennemden
O savaş meydanından o işkence evlerinden
Meğer hiç bir şey değişmemiş eskisinden
Oyunlar oynamış oyuna gelmiş nedeni ben
Doğru yol bulamamış şaşırmış nedeni ben
Her şeyi kırmış dökmüş dağıtmış nedeni ben
Adam gibi adam olamamış nedeni ben
Velhasıl her şeyin sorumlusu günahlısı ben
Benim ki de aslında kaderden
Bu yüzden kadere kırgınım
Elif KAYA