Eğitim Sitesi

Öfkem Şiiri

Öfkem

Öylesine öfkeliyim ki sana

Kızgın şişlerle dağlayabilirim gözlerini

Başka birine bakmasın diye

Darağacında ilmekte olsan

Hiç düşünmeden tekmeleyebilirim altındaki iskemleyi

Bir başkasıyla nefes almayasın diye

Senden öyle nefret ediyorum ki

Zindanlara kör kuyulara atabilirim sonsuza kadar

Bir başkasıyla aydınlık gün yaşama diye

Yüz kez müebbet verebilirim sana

Bir başkasıyla özgürce dolaşma diye

Sana öyle öfkeliyim ki

Beddualar ediyorum

Tanrıya yakarıyorum

Dayanılmaz acılar versin

Kahretsin korlar düşüsün yüreğine için yansın

Sonsuz mutsuzluklara mahkum etsin

Biliyor musun çok öfkeliyim

Ama seni öyle seviyorum ki

Ne beddualar edebilirim

Ne acılar çektirebilirim

Kıyamam incitmeye

Tahammül edemem kulağındaki

Bir başka sese başka nefese

Başkasının dokunmasına öpmesine

Göz bebeklerini görmesine katlanamam

Aslında biliyorum sen bir hiçsin

Sadece boş bir yalancı öylesinesin

Değmezsin sevmeye layık değilsin

Ne sözün var ne yüzün

Aslında biliyor musun sana değil bana kızgınım

Kalbime yüreğime kızgınım

Kabahat onların onlar seni sevmese

Sen gerçekten hiç bir şeysin

Elif KAYA Şiirleri

  

Henüz Yorum Yazılmamış.
İlk Yorumu Siz Yazabilirsiniz.

Benzer Elif KAYA Şiirleri:

Köyüm

Köyüm kartal yuvasıdır dağ başında kurulu

Kışları sert boyunca kar gecesi ayaz

Fırtınası dağları taşları söker yıkar

Baharı bahardır çiçekler kokar

Dereleri çağlayan köpük köpük coşar

Koyunu kuzusu ağıllar dolusu

Çobanları karabaşlar

Koyun kuzu meleşir ta yüreğinin içini titretir

Yazları ekini elması kirazı şeftalisi

Buz gibi taze nefes havası

Düğünleri bayramları sevenleri sayanları

Güz ekinler derilir sergiler serilir

İnsanları da mevsimleri gibidir

Bahar kokar mis kokar duyguları his kokar

Fırtına koparır ayaz tutar buz tutar

Sis tutar pus tutar yas tutar

Yazları eli açık cömerttir sınırsızca

Bir mevsim güzdür yaprak döker çiçekleri solar

Hazan olur viran olur ümitler solar

İşte o mevsimler köyümün son mevsimi olur

Hezeyanı heyelanı olur

Bahar kokmaz fırtına kopmaz

Pus tutar sis tutar ve sonuçta cehalet yutar

Köyümü ta yüz yıl öncesine götürür

Elleri tutmaz gözleri görmez aklı ermez olur

İşte bu mevsim köyümün son mevsimi olur

Okul nedir neye gereklidir bilmez

Çocuk nedir ne için yapılır düşünmez

Gelecek nedir neler yapılmalı sormaz

Sisler kara dumanlar çöker başlarına ayaklarına yüreklerine

Ne yol bulur ne yön ne de yarın düşünür

İşte bu mevsim köyümün hiçliği olur

Sesi yürekleri dağlayan karabaşa teslim bir köy olur

O köy işte böyle bir köyüm olur


Elif KAYA

Nasıl Da Alıştık Ölüme

Yakıştık Ölüme

Nasıl da yakıştık ölüme

Nasıl da alıştık

Nasıl da çatıştık kaderle

Nasıl da rahatladık



Her gün her yerde kazalar

…..yönünden …..plakalı araç

…..mevkiinde ….yaptı

…..kişi öldü … kişi yaralı

O an belki duyar belki duymayız

Belki görür belki de görmeyiz



Nasıl da yakıştırdık ölümü herkese

Beş onbeş yirmibeş yaşında

Kırk yaşında yetmiş yaşında

Herkese her an her yerde yakıştırdık

Zamanı dedik ölümün zamanı



Ekmek yemek su içmek kadar doğal saydık

Hiç sormuyor sorgulamıyoruz

Sorarsak da cevap vermiyoruz

Bir de suçu kadere yükledik mi

Vicdanımız öyle rahat öyle rahat ki

Değmeyin keyfimize



Neden … yapılmadı ….bakılmadı

…. İzin verilmeseydi ….olsaydı

Bunları konuştuk

Sadece konuşmak için

Ne sorduk ne cevap verdik

Çünkü gönlümüz rahat

Suçumuz yok ki

Kabahat kaderin

Kaderinde böyle yazıyormuş

Kaderden kaçılmaz ki

Kader doğmadan yazılırmış

Biz çok masum ve günahsızız

İnandırdık ya vicdanımızı

Biz çok çok rahatız



Geçmiş olsun diyoruz

Ya … olsaydın ya … kalsaydın

Ya …seydin ….dın …din ….

Şükret haline …

Kaderinde bu varmış

Suçluyu bulduk bir kere

Biz sütten çıkmış ak kaşık

Bu yüzden çok rahatız



Baş sağlığı diliyoruz

Emir Allahın (kaderin)

Başın sağ olsun

Allah başka acı göstermesin

Allah sabır versin

Oysa ateş bir kere düştü mü bir yere

Bir daha sönmez asla

Yandıkça yanar korlanır

Korlandıkça yakar kavurur

Suçu kadere atar

Üstüne bir de dilekler tutar

Sustururuz vicdanımızı



Oysa bir sorsak nedenini

Bir anlatsak kendimize

Hep boşuna konuşmak yerine

Bir kere dolusuna bir şeyler yapsak

Kandırmasak bizi

Neden öyle kolay öyle basit ki

Kaderin değil de bizim suçumuz olduğunu

Bir itiraf edebilsek bize

Bir bulsak o yüreği ömrümüzde

Ölümü bu kadar yakıştırmayız

Bu kadar suçlamayız o masum kaderi

Bu kadar kandırmayız o gariban vicdanımızı



Bu kadar ucuz sanmayız insan hayatını

Bu kadar basit harcamayız canlarımızı

Bu kadar değersiz kılmayız kendimizi



Sadece vicdanımızı özgür bıraksak

Kandırmasak onu yön bulur kendince

Çözeriz tüm bu sorunları

Bu kadar kolay benimsemeyiz ölümü

Kafa tutarız o yollardaki her metreye gizlenmiş canavara


Elif KAYA

Kırgınım Kadere

Tercih hakkım yoktu getirdiler dünyaya

Bir anam oldu bir de babam mecburiyetten

Anlaşamıyorlarmış şiddetle geçinememezlikten

Her gün bir fırtına bir boran ortalık tozla duman

O fırtına tozlar arasında ben çaresizlikten

Bir o köşeye bir bu köşeye savrulmaktan

Neyi anlaşamamışlar neyi paylaşamamışlar

Anlamış da değildim ama çığlık çığlığa bir ortam

Derler ya kaderde ne varsa o yaşanırmış

Bu yüzden kırgınım kadere kaderde bunlar varmış

Bir gün yine şiddetli bir fırtına

Savurdu beni öylesine uzaklarda bir yere

Bir de baktım yeni bir hayat fırtınalar arasında

Olsun dedim her yer iyidir feryat figanlı cehennemden

O savaş meydanından o işkence evlerinden

Meğer hiç bir şey değişmemiş eskisinden

Oyunlar oynamış oyuna gelmiş nedeni ben

Doğru yol bulamamış şaşırmış nedeni ben

Her şeyi kırmış dökmüş dağıtmış nedeni ben

Adam gibi adam olamamış nedeni ben

Velhasıl her şeyin sorumlusu günahlısı ben

Benim ki de aslında kaderden

Bu yüzden kadere kırgınım


Elif KAYA

Öfkem Şiiri