Tuana İrem şiir çok güzel çok sevdim.Elif KAYA çok güzel şiirler yazıyor.İnsanın okuyunca ağlayası geliyor.Okuyunca çok duygulandım.
Öksüz
Annem hani seninle acılar yaşar ağlardık
Bazen aç bazen tok yatardık
Birbirimize sarılır saatlerce kalırdık
Yüreğimiz dağlanırdı korkudan susardık
Sen kollarına alır sıkıca sarardın
Melek olur ninni olurdun
Gözlerin ilaçtı derdime çare olur
Huzur olur güven olurdun annem
Hani beni bırakmayacaktın söz vermiştin
Bir gün hiç bir şeyi düşünmedin öylece gittin
Beni kime bıraktın kime güvendin
Sensiz ne yaparım nasıl yaşarım
Ortaya bırakıp gittin ya annem
O gün ben öksüz yetim kız oldum
Kendimi yıkayamadım tarayamadım saçlarımı
Böcekler olmuş kestiler
Bazıları uzun bazıları kısa
Yetimin saçı böyle olurmuş biliyor muydun
Kazağım sökük şalvarımın dizi yırtık
Çorabımın da ökçesi delinmiş
Ayakkabılarımla çok dolaşmışım bilmeden uçları açık
Öksüzün üstü başı böyle olurmuş biliyor muydun annem
Şimdi yatağımda senin kokun yerine ıslaklığın
Sıcaklığın yerine kabus ve öksüzlüğüm var
Çocuklar söyledi kötü kokuyormuşum
Yetimlerin kokusunu biliyor muydun annem
Bayram geldi annem birileri fistan aldı bana
Sevapmış bayramda öksüz giydirmek
Bir de ayakkabı vardı biraz büyüktü ama olsun açık değiller
Elime şeker de verdiler anlamadın tadını yoktu ki
Yetimlerin bayramı buruk yüreği yanık olurmuş
Şekerleri şekersiz olurmuş biliyor muydun annem
Bu gün okul açıldı defter kalem çantam var
Komşular verdi çocukları kullanmıyormuş
Önlüğümü giydim tam bana göre oldu
Bir saçlarıma takacak kurdelem
Birde kurdele takacak saçlarım yok
Hani kesmişler di ya tutam tutam
Okulun bahçesi tıklım tıklım
Anneler babalar çocuklar
Bir köşeye çekildim sessizce seni babamı aradım
Ne gelen var ne giden
İçime akıttım gözyaşlarımı
Biliyor muydun böyle olurmuş yetimin ilk okul günü annem
Beslenme dersimiz var arkadaşlarım açtı oyalı peçetelerini
Pasta börek çörek sütleri var
Ben açamadım naylona sarılı akşamdan kalan ekmeğimi
Usulca çantama koydum ben acıkmam dedim
Başımı sıraya yasladım öylece için için ağladım
Bak böyle oluyor yetimin beslenmesi biliyor muydun annem
Anne bu gün bir el uzandı okşadı saçlarımı
Kucakladı sıkıca sarıldı gözlerimin içine baktı
Bir an seni sandım sokuldum sarıldım
Öyle kalmak istedim sonsuza kadar
Geri çekildi kollarını çekti öylece kalakaldım
Bu kadar olurmuş öksüzün sevinci annem anladım
Anne yine sağnaklar yağıyor şimşekler çakıyor gök gürlüyor
Kimse korkma geçecek demiyor koynuna almıyor
Ben yağmur altında şimşek parıltısında yalnız
Gözlerimi kulaklarımı kapadım
Başımı dizlerimin arasına sakladım
Sensiz korkuyorum seni istiyorum annem
Anne ağlamak istiyorum hıçkıra hıçkıra sonra vazgeçiyorum
Gözyaşımı yüreğime akıtıp saklıyorum
Yalnız olduğumda ağlıyorum
Korkuyorum sana kızacaklar
Bu öksüzü neden nasıl kime bıraktın
Annem seni çok özledim
Yanında olmak o toprağın altında da olsa
Koynunda uyumak istiyorum
Annem seni çok özlüyorum
Elif Kaya
Elif KAYA Şiirleri
Yazılan son 4 yorum gösteriliyor.
İçerikle ilgili 4 yorum yazılmış.
Benzer Elif KAYA Şiirleri:
Tercih hakkım yoktu getirdiler dünyaya
Bir anam oldu bir de babam mecburiyetten
Anlaşamıyorlarmış şiddetle geçinememezlikten
Her gün bir fırtına bir boran ortalık tozla duman
O fırtına tozlar arasında ben çaresizlikten
Bir o köşeye bir bu köşeye savrulmaktan
Neyi anlaşamamışlar neyi paylaşamamışlar
Anlamış da değildim ama çığlık çığlığa bir ortam
Derler ya kaderde ne varsa o yaşanırmış
Bu yüzden kırgınım kadere kaderde bunlar varmış
Bir gün yine şiddetli bir fırtına
Savurdu beni öylesine uzaklarda bir yere
Bir de baktım yeni bir hayat fırtınalar arasında
Olsun dedim her yer iyidir feryat figanlı cehennemden
O savaş meydanından o işkence evlerinden
Meğer hiç bir şey değişmemiş eskisinden
Oyunlar oynamış oyuna gelmiş nedeni ben
Doğru yol bulamamış şaşırmış nedeni ben
Her şeyi kırmış dökmüş dağıtmış nedeni ben
Adam gibi adam olamamış nedeni ben
Velhasıl her şeyin sorumlusu günahlısı ben
Benim ki de aslında kaderden
Bu yüzden kadere kırgınım
Elif KAYA
Akşamlar vardı eskiden
O akşamlarda insanlar çocuklar vardı
Masallar misaller anlatılır bilmeceler sorulurdu
Bazen bir taklit bazen harbiden bir şaka yapılırdı
Her şeyin tadı vardı o zamanlar
Ocakta kocaman bir kütük bir de sıcacık yürekler vardı
Bir çıra bir fener bir de gülen yüz aydınlatırdı
Büyükler vardı söz anlatır söz dinletir
Küçükler vardı söz söyletir söz işitir
O zaman dost yürekler vardı
Evler vardı kerpiçten kapı pencere tahta
Kırk kilitli çelikten değildi duvarlar
Kuzular da kurttan değildi o zaman
Çocukların bezden topları servi dalından atları
Tahta arabaları papatyadan taçları vardı o zaman
Çelik çomak oynarlar ip atlarlardı
Toz toprak içinde bahar kokan dağlarında
Çocukların çocuk gibi hayatları vardı o zaman
İnsanlar kalabalıklar içinde yalnız değillerdi
Arsızlıktan korkar hırsızlıktan utanırlardı
Hırlı ile hırsız ayrılırdı o zaman
Bir kahve vardı
O kahvenin de kırk yıl hatırı vardı o zaman
O zaman hayat vardı yaşamak vardı
Şimdi hepsi mazide kaldı
Mazide geçmişte kaldı bu zaman
Elif KAYA
Yürek bir başka bu gece
Kırdı saflığın duvarlarını
Gecenin zifiri karanlığında
Utançlar aydınlattı varlığını
Utanıyor kendinden
Utanıyor ihanetinden
Çarpıyor yine deli deli
Ha gitti ha gidecek gibi
Sanki gizlenecek yer bulabilecek gibi
Gözler yalancı yürek yalancı
El yabancı ten yabancı ben yabancı
Yalancıdan yar olmak gibi
Dokunuşa korkup titreyen beden
Eriyip yok olup gidecek gibi
Gözyaşları oluk oluk akarken yüreğine
Ten bir başka bende ben bir başka tende
İhanetin en temizinden en büyüğünden
Kendine ihanet inadına ihanet
Yalanlarına inanmak en yalanından
Susmak binlerce kelimeyi boğazına düğümleyip
Yüreğini susturmak en suskunundan
Haykırışlar en sessizinden
Direnmek en dirençsizinden
Başkaldırmak en boğun eğmişinden
Kendini zincire vurmak en narininden
Esiri olmak ihanetin yalanın en tutuklusundan
En ihanetinin en yalanının en çaresizinden
Barışmak yaşamak en mücadelesizinden
Kabullenmek katlanmak en kabulsüzünden
Bitmek bitirmek en tükenmişinden
Elif Kaya
Elif KAYA