Öyle Ya
Zaman ki ne zaman, nasıl edersin
Kendiyle kavgalı olsun öyle ya!
Günahlar onunsa kime ne dersin
Akılı obadan alsın öyle ya!
Tanrı dağlarından inmiştir düze
Hoyrat bakışlarda gelmiştir göze
Sevda ki ne sevda olmuştur bize
Koy ver sevdalara salsın öyle ya!
Gözlerin içine saplansa da ok
Atarda tutanda, boşboğazlık çok.
Erler şehit olur haberleri yok
Bu düzen yıkılsın, solsun öyle ya!
Bacılar, kardeşler seslenin hele
Seslenin de nefes gitmesin yele
Bilin, biraz sonra kopar velvele
Söz ki düğüm düğüm dolsun öyle ya!
Siz dursanız bile gönlünüz durmaz
Gönlünüzde sen-ben, ikilik vurmaz
Gönül şüpheliyse cennete varmaz
“Git” de belasını bulsun öyle ya!
Yaşı kemalini bulduğu zaman
Hayali karlı dağ, umudu duman
Bilirdi ki kardeş, el olduğu an
Saçını başını yolsun öyle ya!
Sevgiyi nakşeder sözün, işlerin
Taşımak zor gelir yağar taşların
Deme ki “nedendir”? Gözde yaşların
Ağlamışım işte, n’olsun öyle ya!
Görülen şu gayret, görülen heves
Şairin şiirdir aldığı nefes
İster doluyla yağ, ister rüzgâr, es
Sen de benim gibi kulsun öyle ya!
Zülfikar Yapar Kaleli
Zülfikar Yapar KALELİ Şiirleri
Henüz Yorum Yazılmamış.
İlk Yorumu Siz Yazabilirsiniz.
Sen De Bir Kulsun
Senin kaşlarınla, senin gözünle
Vurulan da bir kul, sen de bir kulsun.
Senin izanınla, senin sözünle
Darılan da bir kul, sen de bir kulsun.
Senin endamına, senin nazınla
Senin şiirine, senin yazınla
Senin ikiyüzlü körpe kuzunla!
Sarılan da bir kul, sen de bir kulsun.
Senin bu işveli nazın yüzünden
Kadir bilmez fodul sözün yüzünden
Hiç gülmeyen ablak yüzün yüzünden
Yorulan da bir kul, sen de bir kulsun.
Kendini beğenir keşiği sürmez
Aklın havalarda beşiği örmez
Gözün hep yukarda eşiği görmez
Durulan da bir kul, sen de bir kulsun.
Kimse taş üstüne tohum ekemez
Söz ki taştan ağır, filler çekemez
Hırslı gözler bir damla yaş dökemez
Kırılan da bir kul, sen de bir kulsun.
Keşik: Sıra
Zülfikar Yapar Kaleli
Zülfikar Yapar KALELİ
Yolcusu Olmuşsun Kendi Kendinin
Yarından ümitsiz, geçmişe küskün
Yolcusu olmuşsun kendi kendinin.
Sen “ümit varsın” ya, hayatta baskın
Yolcusu olmuşsun kendi kendinin.
Akıl tımarhane, gönül serseri
İrade itenek ileri geri
Ruhuna haydi “ol” dendikten beri
Yolcusu olmuşsun kendi kendinin.
Düşmüşsün ardına bitmiyor sürek
Kaderin bu senin, söze ne gerek
“Hep benleştik, hep yalnızız” diyerek
Yolcusu olmuşsun kendi kendinin.
Dünya gurbetinde, Hadımköy’desin
Göçmen kuşu musun, acaba nesin?
Kendin bildiğinden beri böylesin
Yolcusu olmuşsun kendi kendinin.
Âlem yaratıldı dendi yolculuk
Gökyüzünden yere indi yolculuk
Üzülme hayatın kendi yolculuk
Yolcusu olmuşsun kendi kendinin.
Zülfikar Yapar Kaleli
Zülfikar Yapar KALELİ
Durma!
Uzun uzun karanlıksa yolunuz
Pir elinden bade sundum iç işte!
Çekmiyorsa bu sancıyı solunuz
Sağ yanımı yol eyledim geç işte!
Karanlıklar ağarmakta tan ili
Vatan salim olur tatlı can ile
Zaman sene ile saat an ile
Gözlerine fer ekmişim seç işte!
Sizin bu sevdanız bizi bağlamaz!
Bir yürek ki vatan ile ağlamaz
Oğul ölür ana kara bağlamaz!
Bir tırpan al, bu sevdayı biç işte!
Bir yetimcik kafasını okşayıp
Sonra “sevap budur” demesi ayıp!
Elin suyu ile bostan sulayıp
Pazarlarda barı satmak suç işte!
Sakın yazma bekle hele geriyi
İtimiz var gözetmiyor sürüyü
Her şeyimiz güzel ve her şey iyi
Saf bildiğin balımızda çeç işte!
Muamma sorulmuş, şiir açılmış
Önünüze mısra mısra saçılmış
Üzerine gül şerbeti içilmiş
“Gül Şahı” nın hayaline uç işte!
Zülfikar Yapar Kaleli
Zülfikar Yapar KALELİ