Uğur Soyer Sevgili Nafiz abi sizi rahmetli Aşık Mahsuni Şerifin cenazesinde görmüştüm. Bu güzel şiirinizi okuyunca hemen aklıma geldin. Böyle gerçekleri dile getirmen çok güzel. Yüreğine sağlık değerli can. Nevşehir Hacıbektaşa selamlar.
Şehir Eşkıyaları
ŞEHİR EŞKIYALARI
Biz önceden eşkıyaları
Dağlarda bilirdik
Şimdi şehirlerde
Kol gezer olmuşlar
Ellerinde silah
Gözlerinde gözlük
Adam korkutarak sindirip
Yol keser olmuşlar
Emiyorlar sülük gibi
Fakirin yoksulun kanını
Alıyorlar acımadan
Milletin hiçe sayarak canını
Batırıyorlar zavallıların düşkünlerin
Bi çaresizlerin ocağını
Başımıza musallat oldu
Şehir eşkıyaları
Bizler yarattık böyle namussuzları
Başımızdan atamadık korku belasını
Unutmuşuz bir kez hak hukuk davasını
Ondan yüz buluyor
Şehir eşkıyaları
Zulme boyun eğmek
Çaresizlik demek
En kutsal kazanç
Arın teri olan emek
Var mı çoluk çocuğun rızkını
Bunlara yedirmek
Kovun vurun başımızdan gitsin
Şehir eşkıyaları
Nafiz YILMAZ
Nafiz YILMAZ Şiirleri
Yazılan son 2 yorum gösteriliyor.
İçerikle ilgili 2 yorum yazılmış.
Benzer Nafiz YILMAZ Şiirleri:
BİR DÜNYA KURULSUN Kİ
Bir dünya kurulsun ki
Çocukça yaşamak istediğim
Bir dünya kurulsun ki
Emekle arın teri ile dilediğim
Bir dünya kurusun ki
Mutlulukla huzurla beklediğim
Bir dünya kurulsun ki
İnsanı insanca sevdiğim
Savaşların vahşetlerin
Üzerinde olmadığı
Renk cümbüşüne dalmış
Çiçeklerin solmadığı
Bir dünya kulusun ki
Öyle altından zümrütten parlak
Haksızlığın adaletsizliğin
Çirkinliğin yer bulmadığı
Bir dünya kurulsun ki
Sevginin barışın yaşadığı
Bir dünya kurulsun ki
Yaşayanların lezzet tattığı
Bir dünya kurulsun ki
Herkesin geleceğe umutla baktığı
Bir dünya kurulsun ki
Yoksulluğun sefilliğin yere battığı
Nafiz YILMAZ
Nafiz YILMAZ
DİLEK AĞACI
Yaşlı kurumaya yüz tutmuş
Kaç asırlar geçirmiş bilinmez
Kaç sevdalar eskitmiş
Sözler verilmiş bezler çaputlar bağlanmış
Kaç yağmurlarla fırtınalarla boğuşmuş
Kaç yolcular kervanlar konmuş göçmüş
Gölgesinde hayvanlar barınmış
XXX
İşte sessiz bir tarih duruyor
Dalları budakları kuru çalıya benzeyen
Sanki durmaktan yorulmuş bıkmış
Dünyanın gamını çilesini çekmekten
Yıldırımlar vurmuş gölgesine
Simsiyah kömür gibi yakmış
Kurumaya yüz tutarken
Gelen geçen sadece bakmış
XXX
Vicdansızlığı sadece insana mahsus sanmayın
Parçalanmış bir kayanın dağıldığı
Gösterişli bir binanın dökülüp harap olduğu
Bir sokak çeşmesinin kesildiği gibi
Yılların asırların hengâmesine direnmek
Zamanla yarışmak yenilmek boyun eğmek
Kolay mı bir geçmişi yangına küle göndermek
XXX
Çaresizsin biliyorum dilek ağacı
Mümkün olsa çabalasam yerinmesem
Ellerimle sana güç versem yeşertsem
Al yeşil saçaklı dallarınla gürleşsen
Sahipsizsin biliyorum dilek ağacı
Bir sevdalı olsan coş sanda sevinsen
XXX
Şu vefasızlık yeryüzünde hangi nesnede yok
Hangi canlıda bir başlangıç gibi
Ölümsüz bir hazin yok
Bu belki de seninle son konuşma
Son ayrılıktır son veda
Gidiyorum belli olmaz dönmem bir daha
Yaralı bezenmiş mazinle sana elveda
Nafiz YILMAZ
Nafiz YILMAZ
DİYETİNİ ÖDETTİLER
Sefaletin diz boyu yaşandığı zamandayız
İyiliklerin yok edilip kötülüklere yer açıldığı
Sözün kıl kadar değerinin olmadığı
Küfrün sevap doğruluğun mubah sayıldığı
Başımızda dönen türlü belalar
Yaşam boyu çekilen kahır işkenceleri
Yok ki; eşim dostum can yoldaşım seninle düşmanlığım
Bir alıp veremediğim nedir bu hiddet tavırları
Nedir, aramıza sokulan kardeşlik kavgaları
Diyetini ödettiler, hesabımızı bir kuruşa kestiler
İnsan varlığı gözüyle görmeden umursamazcasına
Şöyle bir hatırlıyorum da, bundan yirmi yıl öncesinde
Bir dilim ekmeği paylaşmak bir yudum suyu beraber içmek varken
Zalimlerin katmerlice türediği cellâtların çoğalarak baş kestiği
Daha düne kadar esamisi okunmayan varlığı bile hissedilmeyen
Haydutlar eşkıyalar kan kusasıcalar
Ömrü harap olasıcalar sürüneniceler kodoşlar sarmış dört bir yanı
Diyetini ödettiler, çaresizliğimizin emeğimizin
Arın teri döktüğümüz göz nuru ile işlediğimiz
Gece gündüz çalışarak bir yavan kuru aş'a muhtaç
Perişan ser sefil bir köşeye itilmiş
Yoksulluğun duygularla karışan gözyaşı damlalarında
Diyetini ödettiler, haklarımızı gasp ettiler çalarak yok sayarak
Onlar, zevkle sefayla saltanatla utanmadan gezerlerken
Lüks gazinolarda galeryalarda tatil köylerinde
Onlar, fakir halk'a belini büken taşınmaz yükün bedelini ödettiler
Nafiz YILMAZ
Nafiz YILMAZ