Mîrâs hukûkunun klâsik İslâm hukûk literatüründeki adıdır.
Dokuzuncu yüzyılda yaşamış, ekliptik eğimi ve Güneşin de kendine göre hareketli olduğunu keşfeden büyük astronomi ve matematik alimidir. Türkistan'ın Fergana bölgesinden olan Fergani, astronomi, matematik, coğrafya ve mekanik alanlarında deneye dayanan araştırmalar yaptı. Ancak astronomiye daha çok ağırlık verdi. Gök cisimlerinin hareketlerini inceledi ve Batlamyusun astronomi biliminde kabul gören iddiaları hakkında yankı uyandıran yorumlar yazdı.
Kainatın ve gezegenlerin hacim ve büyüklükleri ile birbirleri arasındaki mesafeleri araştırdı. Araştırmaları sonucu yaptığı saptamalar, Batı astronomisinde Kopernike kadar değişmez ölçüler olarak kabul edilerek yüzlerce yıl kullanıldı.
Ferganinin araştırmaları sonucu ilk kez Güneşin de bir yörüngesi bulunduğu ve kendi etrafında batıdan doğuya doğru döndüğü ortaya konmuştur. Ayrıca 41 yıl boyunca devam eden astronomi araştırmaları sonucunda enlemler arasındaki mesafeyi de saptamıştır.
Ferganinin en dikkat çeken çalışmalarından biri ise, Güneş tutulmasını önceden belirlemek için keşfettiği yöntemdir. 842 yılında bu yöntemle Güneş tutulmasını önceden saptamıştır.
Astronomi, matematik, coğrafya ve mekanik alanlarındaki çalışmaları bu ilim dallarının gelişmesine ve temellerinin güçlenmesine vesile olmuştur. O devirdeki tüm Türkistanlı alimler ve Avrupalı bilginler üzerinde Ferganinin etkisi görülmektedir. Latinceye tercüme edilen eserleri, asırlarca Avrupa üniversitelerinde okutuldu.
Ferganinin astronomi ile ilgili eserlerinden yalnızca altısı günümüze kadar ulaşabilmiştir. Bu eserlerin en önemlisi Cevamiu ilm-in Nücum vel-Hareket-is-Semaviyyedir. Gök cisimlerinin hareketiyle ilgili bir astronomi kitabı olan bu eserin yazma nüshası Oxford, Paris, Kahire ve Amerika'da Princeton Üniversitesi Kütüphanesinde bulunmaktadır.
Açık ve düzgün konuşma.
1- Peygamberlerin çok akıllı ve zeki kimseler olmalarıdır.
2- Zihin açıklığı, anlayışlık.
Açıklamalarıyla 1545 Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Terimi
1. Şer'î hükümlerde müçtehidin belirttiği görüş. Herhangi bir işin dîne (İslâmiyet'e) uygun olup olmadığına dâir müftî tarafından verilen cevap.
2. İslam hukuku ile ilgili bir sorunun dinsel hukuk kurallarına göre çözümünü açıklayan belge.
Sözlükte yitirmek, zamanını kaçırmak anlamlarına gelen "fevat", süresi içinde Arafat vakfesine yetişememek, vakfenin zamanını kaçırmak demektir.
Yere dikilen çıtanın güneş tam tepedeyken yere düşen gölgesinin uzunluğuna fey-i zevâl denir.
1- Verimlilik, gürlük, ongunluk.
2- Akma, taşma, taşıp çoğalma.
3- İçten gelen sevgi ve saygı ile Allah'a yönelen kimsenin kalbine doğan manevi haz, ilham, onu kuşatıp içine alan iç huzur.
Verimlilik, bolluk, bereket. Artma, çoğalma. İlerleme, kültürel gelişme.
1- Kişinin amel yönünden faydasına ve zararına olan şeyleri bilmesidir.
2- Dinde yapılması ve sakınılması lâzım gelen işleri bildiren ilim. İslam Hukuku.
Sapık inançta olanlardır.
1-Ehl-i sünnet vel cemaat yolundan ayrılmayan Müslümanlar. 2-Cehennem'den kurtulacağı bildirilen fırka. İslâm dîninde doğru îtikâd üzere olanlar.
Peygamber Efendimiz ve Ashâbının yolunda olanlar demektir.
Ramazan ayını yaşama, onun ecrine kavuşmanın şükran borcu olarak en geç bayram namazından önce verilmesi gereken vacib olan sadaka, miktarı; bir kişinin bir günlük sabahlı akşamlı yiyecek miktarıdır.
Ramazan ayını yaşama, onun ecrine kavuşmanın şükran borcu olarak en geç bayram namazından önce verilmesi gereken, vacip olan sadaka, miktarı; bir kişinin bir günlük sabahlı akşamlı yiyecek miktarıdır.
1. Yokken var etme, yaratma.
2. İnsanın yaratılıştan sahip olduğu fiziki özellikler.
3. İnsanın doğuştan sahip olduğu ahlak, huy, karakter, tabiat.
4. Allah'ın, tüm varlıkları kendi varlığını ve birliğini tanıyabilme gücü ve yeteneği ile yaratması,
5. İnsanın doğuştan sahip olduğu fiziki özellikler. Yaradılış, hilkat.
Doğuştan.
Haram aylarda yapılan savaşa denir.
Araplar Zilkade, Zilhicce, Muharrem ve Receb aylarında savaş yapmazlardı. Bu aylarda savaş olursa bu savaşlara ficar savaşları denirdi.
1- Meşru mazeretler sebebiyle bazı ibadetlerin yapılamaması veya ibadet sırasında eksikliklerin oluşması sebebiyle yerine getirilmesi gereken dinî yükümlülük.
2- Dinî bir mükellefiyeti yerine getirmeme hâlinde bir fakire verilen bedel. Bir özür nedeniyle ramazan ayının veya kazasının orucu tutulmadığı takdirde, tutulmayan her bir güne karşılık yaklaşık 750 gram buğday ve arpa gibi yiyecek maddelerinden fakirlere verilmesi gereken keffaret gibi.
Hz. Muhammed’in (s.a.v) bizzat yaptığı ibadetler ve diğer tüm dini işler.
Diğer Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Terimleri
Terimler Sözlüğü Ana Sayfa
Açıklamalı Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Terimleri Sözlüğü