Kur'an-ı Kerim'i bütünüyle ezbere bilen kişiye hafız denir. Peygamberimize Kur'an-ı Kerim ayetleri birer birer indikçe inananlar bu ayetleri yazıyorlardı. İçlerinden bazıları da gelen ayetleri ezberliyordu. Böylece ta o zamanda Kur'an-ı Kerim'i ezberleme geleneği ortaya çıkmıştı. Bu gelenek yüzlerce yıldır Müslümanlar arasında hâlâ devam etmektedir.
Kur'ân-ı Kerim'in bütün ayetlerini ezberlemektir. Kur'an'ı ezberleyen kimselere hâfız denir.
Gizli, saklı.
Yahudi din adamı.
Açıklamalarıyla 1545 Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Terimi
Bir ülkedeki Yahudi topluluğunun dinsel başkanı.
1-Adalet.
2-Adaletin, hukukun getirdiği veya birine ayırdığı şey, kazanç.
3-Geçmiş ve harcanmış emek.
Birinin ardından gelip onun yerine geçen kimse.
1. Birinin yerine geçen, vekil; vekili olduğu kişi adına görev yapan kimse.
2. Allah’ın emir ve yasaklarının muhatabı olan üstün varlık, insan.
3. Hz. Peygamber’in vefatından sonra onun yerine devlet başkanlığına geçen yöneticilerin ortak adı.
4. Tarihte bütün Müslümanların ortak iradesiyle işbaşına geçen ve yönetimde İslami kurallara uyma konusunda titizlik gösteren, işlerini istişare ile yürüten, toplumda adaletle hükmeden.
5. Şeyhin yetkilendirmesiyle tarikata girenleri eğitme faaliyetinde bulunan ve
onun ölümünden sonra tarikat sorumluluğunu üstlenen kimse.
Yaratıcı.
Peygamber (sav)'in süt annesi.
1. Dinen evlenmelerinde bir sakınca olmayan bir erkekle bir kadının bir yerde üçüncü bir şahıs olmadan baş başa kalmaları.
2. Nikâh yapıldıktan sonra ve zifaftan önce kadın ve erkeğin baş başa kalmaları.
3. Tasavvuf yoluna giren birinin zihnini ve duygularını dağınıklıktan koruyabilmesi ve günahlardan uzak kalabilmesi için, belirli bir süre mürşidin denetiminde tenha bir yerde yalnız başına kalıp, kendisini bütün varlığıyla Allah’a vermesi.
1. Aile, namus, şeref, din, vatan gibi üstün değerlere yönelik saldırılar karşısında öfkelenme.
2. Utanç verici işleri yapmaktan kaçınma ve Allah’ın koyduğu yasak sınırlarına riayet etme.
Medine'nin güneyinde bir yer adı, Hz Peygamber Uhud Savaşı'ndan sonra takip için gittiği yer.
İslamiyet'ten, Peygamber (s.a.v.) Efendimizin peygamberliğinden önce Allahın birliğine inanan ve ona ortak koşmayan, Arabistan'da putlara tapmayıp Hz. İbrahim'in dini üzerine bulunan kişilere verilen isim.
Ölen kimsenin alnına, ellerinin içine, dizlerinin kapağına ve ayak baş parmaklarının ucuna kâfur sürmek.
1. Ücret, mükâfat.
2. Ticari mallardan alınan gümrük veya pazar vergisi.
3. Tarihte gayrimüslimlerden alınan ve miktarı şartlara göre belirlenen toprak vergisi.
4. Bir yerden, bir kimseden zorbalıkla alınan para.
Bir şeyin yapılması, kullanılması ve yenilip içilmesinin İslam dininde kesin bir delille yasaklanmış olmasıdır. Haramın yapılmamasından sevap kazanılır. Yapılması ise, azabı gerektirir.
İslamiyet'ten önce savaşılması yasak olan, (zilkade, zilhicce, muharrem, recep) aylarına denir.
1. Korunan yer, korunan şey, yasak bölge.
2. Herkesin girmesine izin verilmeyen, saygıdeğer ve kutsal yer.
3. Hac ve umre için ihrama girilen yerlerden itibaren Mekke’de Kâbe’ye doğru olan kısım, Kâbe ve çevresi.
4. Mekke ve Medine’nin sınırları, Hz. Peygamber tarafından belirlenen çevresi.
5. Erkeğin hanımı, eşi.
6. Müslümanların evlerinde yabancıların girmesi yasak olan, kadınlara ayrılmış daire veya bölüm.
7. Eski saray ve konaklarda kadınlara ayrılan bölüm, daire.
Sözlükte yasak bölge anlamına gelen "Harem Bölgesi" Mekke ve çevresine verilen bir isimdir. Mekke ve çevresine bu ismin verilmesi, zararlılar dışındaki hayvanlarının öldürülmesinin ve bitkilerinin koparılmasının yasak olması sebebiyledir.Harem bölgesinin sınırlarını ilk defa Cibrîl'in rehberliğiyle Hz. İbrâhim (a.s.) belirlemiş, sınırları gösteren işaretler daha sonra Hz. Peygamber (a.s.) tarafından yenilenmiştir. Bu sınırların Kâ'be'ye en yakını, Mekke'ye 8 km. mesafede Medine istikametinde"Ten'îm"; en uzak olanları ise Tâif yönünde "Ci'râne"ve Cidde istikametinde Hudeybiye yakınlarında "Aşâir"dir.Diğerleri; Irak yolu üzerinde "Seniyyetülcebel", Yemen yolu üzerinde "Edâtü Libn" ve Arafat sınırında "Batn-ı Nemîre"dir. Kur'ân-ı Kerîm'de Kâ'be'ye "el-beytü'l-harâm" (Mâide5/2) onu çevreleyen mescide "el-mescidü'l-harâm" (İsrâ 17/1)denildiği gibi, bu mescidin içinde bulunduğu Mekke şehri de"harem" (Kasas 28/57, Ankebût 29/67) yani "saygıya lâyık" sözüyle vasıflandırılmıştır.
Diğer Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Terimleri
Terimler Sözlüğü Ana Sayfa
Açıklamalı Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Terimleri Sözlüğü