İzlenimcilik.
Nesneyi doğrudan doğruya tasvir ve analiz etme yerine, onun uyandırdığı duyguları anlatma yolu. XIX yüzyılın sonlarında Fransa'da doğdu. Önce resimde, sonra diğer sanatlarda tesiri görüldü.
Empresyonistler dış dünyanın kendi içlerinde bıraktığı izlenimi dile getirirler. Bu âlem, sanatçıya sadece heyecan ve duygusal dalgalanmalar veren bir uyarıcıdır. Önemli olan sanatçının kendi algılamaları ve bunları anlatma yöntemidir. Edebiyatın bir amaca hizmet edemeyeceğini savunur. Empresyonist edebiyatçılar şiir, kısa hikaye, tek perdelik manzum piyes gibi kısa çalışmaları tercih etmişlerdir.
"Ben Tanrı'yım" anlamına gelen Enelhak, evrendeki tüm varlıkların bir ve bütün olduğuna inananların, Tanrı'yı gönüllerinde, kendi benliklerini de duyumsayanların, özellikle tasavvuf uluların kullandığı bir sözcüktür.
İçtencilik.
Açıklamalarıyla 793 Edebiyat Terimi
İçtencilik. İnsan ruhunun mahrem ve gizli sırlarını içtenlikle anlatma eğilimi. Bu sanat anlayışına sahip edebiyatçılara entimist denir.
Cümlede heceler, kelimeler ve daha büyük anlamlı gruplar üzerindeki seslerin alçalıp yükselmesi. Konuşmacının anlatmak istediği anlama yardımcı olur. Dinleyicileri duygulandıran, heyecanlandıran, coşturan özellikler taşır. Cümlenin yapısına göre değişiklikler gösterir. Bazen cümlelerin anlamını da belirler.
Bir sözlü ya da yazılı eserde anlatılanların hikmetli bir sözle son bulması.
Bir yapının özelliklerini belirten ve genellikle bir plaka üzerine binanın ön yüzüne iliştirilen yazıya (kitabe) bir kitabın, bir kitabı meydana getiren bölümlerin başına konan, o kitapta veya bölümdeki yazılanları özetler mahiyette sözler, şiir parçaları, atasözleri, vecizeler.
Yazıtları inceleyen bilim dalı.
Eski Yunan'da mezar taşlarına yazılan kısa ve epik nazım şekli. Romalılar'da çok kısa hiciv manzumesi.
Geleneksel şiir sınıflandırmasında lirik ve dramatiğe karşıt olarak konusu kahramanlık ve yiğitlik olan şiirlerdir.
Geleneksel tiyatro ile modern tiyatronun özelliklerini harmanlayan, manzum ve mensur anlatımın bir arada bulunduğu, ders vermeyi amaçlayan ve bu nedenle izleyicinin kendini oyuna kaptırmasını istemeyen, toplumcu gerçekçilik akımı etkisinde gelişen, izlenenlerin gerçek değil oyun olduğunun hatırlatıldığı çağdaş tiyatro türü.
Yiğitlik, kahramanlık savaş temalarını işleyen şiir türü.
Seyirciye toplumsal bilinç kazandırmak, onu uyarmak, çevresindeki yolsuzlukları göstermek amacında olan, öncülüğünü alman tiyatro yazarı Bertold Brecht'in yaptığı tiyatro türü.
Son deyiş.
Bir hikâyede, şiirde asıl olaya karışan ikinci derecede önemli bir olay.
1- Hikaye, roman veya şiirde ana konuya bağlı ikinci derecede olay; müzikte temaları birbirinden ayıran serbest yazılmış bölümler; tiyatroda bir aksiyona (harekete) katılmış ikinci derecede bir aksiyon; Yunan trajedisinin unsurlarını meydana getiren diyaloglu bölümlerin her biri. Bu bölümler modern tiyatroda perde adıyla bilinir.
2- Bir roman, öykü ya da destanda olay örgüsü içinde başlıbaşına konusal bir bütünlük taşıyan ikinci derecedeki eylem ya da eylemler için Epizot kelimesi kullanılır.
Kahramanlık konusunu işleyen uzun şiirler. Kelimenin aslı "konuşma, nutuk, sohbet" anlamına gelen Yunanca epospoien'e dayanır.
Sevgiliye, aşka yönelik tüm cinsel tutkuları ve düşleri içeren kavramdır. Erotizmi salt cinsel zevkleri betimleyen, insanın şehvet duygularını kamçılayıp utanma duygusunu inciten müstehcenlikle karşılaştırmamak gerekir. Erotik ürünlerde iki cinsin birbirine duyduğu sevgi ve bu sevginin kişiler üzerindeki etkisi anlatılır.
Aruzdaki fe'ülün cüzünden fe ve n'yi kaldırıp ûlu yerine getiren fa'lü cüzü.
Diğer Edebiyat Terimleri
Terimler Sözlüğü Ana Sayfa
Açıklamalı Edebiyat Terimleri Sözlüğü