Letrizm 20. yüzyılda, Romen asıllı İsodore İsou'nun öncülüğünü yaptığı, sözcükleri, sözcüklerin anlamsal değerlerini hiçe sayan şiirde temel birim olarak harfi benimseyen edebiyat akımı.
Lirik Duyguların coşkunluğuyla ilgili olan edebî ürünler.
Lirik Şiir
1. Din, doğa, aşk, özlem, gurbet, vatan, ölüm gibi konularda kişisel duygulanımların dile getirildiği, coşkulu bir anlatımın kullanıldığı şiirlerdir. Eski Yunan edebiyatında şairler şiirlerini genellikle lir eşliğinde söylediği için isim buradan kaynaklanır. Türk edebiyatında bir dönem bir tür telli saz olan rebab ile şiir söylendiği için lirik şiire "rebabi" denildi. Divan edebiyatında gazel, murabba, şarkı, halk edebiyatımızda koşma ve semailer lirik şiire örnek verilebilir.
2. Kişinin içten gelen duygularını coşkulu bir dille anlattığı şiir türü.
Lirizm İnsan duygularının çok etkili ve coşkun olarak anlatılması.
Lüff ü Neşr Bir beyit içinde iki ya da daha çok şeyi andıktan sonra onlarla ilgili şeyleri sıralama sanatı.
Açıklamalarıyla 793 Edebiyat Terimi
Lügaz Herhangi bir varlık ya da nesnenin özelliklerini anlatarak şiir biçiminde oluşturulan bilmece.
Mahlas Kimi şair ve yazarların yapıtlarında kullandıkları takma ad. Özellikle divan edebiyatı şairleri tarafından kullanılmıştır.
Mahlas Beyti Şairin mahlas olarak seçtiği adın geçtiği beyte denir.
Makalat Makalat, 13. yüzyılda Hacı Bektaş Veli'nin İslam dininin genel hükümlerini Türklerin anlayabileceği bir yorumla işlediği kitabıdır. Alevi-Bektaşi inancındaki dört kapı ve kırk makam Makalat'ın ana konusudur. Kitap Arapça kaleme alınmıştır. Tasavvuf konularını işleyen makalelerden oluşmaktadır.
Makale
1- Bir sonuca varmak amacıyla herhangi bir konuda bir düşünceyi, görüşü açıklamak, savunmak ya da bilgi vermek için kanıtlara, belgelere dayanılarak yazılan yazı.
2- Bir görüş ya da savı öne süren, gazete ve dergilerde bilgi vermek için yazılan, başlıklı ve imzalı yazı.
Maklub Harfleri tersten sıralandığında yine aynı sözcük çıkan sözcükler. Örneğin mum, bab, aba gibi.
Makta Gazel ya da kasidenin son beyti.
Mâni
1. Çoğunlukla 7'li hece kalıbıyla söylenen, anonim halk edebiyatının en yaygın ve en küçük nazım biçimi.
2. Anonim halk şiirinin en küçük nazım şekli. Genel olarak yedi heceli ve dört mısradan, aaxa kafiye düzeniyle oluşan şiir.
Manzum
1- Şiir biçiminde yazılmış olan.
2- Nazımla yazılmış veya nazım biçimine konmuş, nesirden ayrı özellikler içeren eserlere verilen ortak isim.
Manzume
1- Alt alta sıralanmış mısralardan oluşan, her mısrası büyük harfle başlayan, sanatsal bir değer taşıma zorunluluğu olmayan, ölçülü ve kafiyeli metinlerdir. Manzumelerde duygudan ziyade olay ön plandadır.
2- Nazım biçiminde yazılan, imge ve sanat değeri taşımayan dil ürünlerine denir.
Martaval Hıdrellez sabahı, mani küpünden, niyet edip mani çekerek, niyet sahibine okumak.
Masal
1- Hayalî olayları anlatan olağanüstü ögelerle bezenmiş, anonim nitelik taşıyan halk edebiyatı ürünü.
2- Genellikle halkın ortak söylenceleri olan, ağızdan ağıza, kuşaktan kuşağa geçen, olağanüstü olay ve durumları, olağanüstü kişilerin başından geçirerek anlatan bir tür halk hikayesi.
Matla Gazel ya da kasidenin ilk beyti.
Maupassant Tarzı Hikâye Vaka (olay) hikâyesi. Hayatı etkileyen veya seyrini değiştiren, kahramanların üzerinde derin izler bırakan bir olay etrafında gelişen bu hikâyelerde, olay, gelişim evreleriyle; kişi, zaman, çevre bağlantısı içinde irdelenir. Yazar bir plana bağlı kalır. Önemli, olağanüstü ya da olağan dışı bir olay üzerine tutulmuş bir büyüteç olan ve ilk önemli örneklerine Poe'da rastlanılan bu teknik, Fransız yazar Guy de Maupassant tarafından yaygınlaştırılmış ve onun ismiyle anılır olmuştur.
Mazmun
Belli bir kavramı anlatan, onu düşündürüp çağrıştıran kalıplaşmış söz ve benzetmeler. Bir dizenin bir ifadenin taşıdığı ve onlardan herkesin anladığı gerçek ya da mecaz anlama, asıl anlamı yanında taşıyan bir isme, bir atasözüne, âyete, hâdise, olaya, bir şeyi onun özelliklerini çağrıştıracak sözcük ya da sözcük gruplarının veya dizelerin içine yerleştirmeye mazmun denir. Örnek:
Çıhma yârim giceler ağyar te'nından sakın
Sen meh-i evc-i melâhatsin bu noksândır sana
Fuzulî
(Sevgilim, gece yarıları dışarı çıkma, yabancıların ayıplarından sakın. Sen güzellik göğünün en yüksek yerindeki dolunaysın, gece çıkmak sana yakışmaz, kusur sayılır.)
Fuzuli'nin bu beytinde sevgili, güzelliğin doruğundaki aya benzetiliyor. Ayın en güzel hali dolunaydır. Dolunay güneşin batmasından önce doğar. Dolunayın gece yarısı çıkması ay tutulmasıyla olabilir. Ay tutulduğunda noksandır, kusurludur, güzelliğini kaybeder. Fuzulî, bu beytinde "noksan" ve "ta'n" sözcükleriyle bir ay tutulması mazmunu yapıyor.
Diğer Edebiyat Terimleri
Terimler Sözlüğü Ana Sayfa
Açıklamalı Edebiyat Terimleri Sözlüğü