Yazıt.
1- Modayla değişmeyen, gelip geçici olmayan, üzerinde en az iki kuşak geçmesine karşın değerini koruyan türünde örnek niteliği taşıyan yapıt.
2- Eski Yunan ve Latin sanat ve edebiyatıyla ilgili.
17. yüzyıl Avrupa'da, özellikle de Fransa'da gelişen; eski Yunan ve Latin edebiyatları geleneğine bağlı kalarak anlatımda sadelik ve açıklığa ulaşmayı amaçlayan edebiyat akımı.
Sözlü ya da yazılı anlatımda çok kullanılan basmakalıp sözleri belirtmek için kullanılır.
Açıklamalarıyla 793 Edebiyat Terimi
1. Halk şiirinde coşkulu ve yiğitçe bir söyleyişle kahramanları öven, savaş ve dövüşleri anlatan, kahramanlık duygularını canlandıran şiir biçimi.
2. Biçimi ne olursa olsun, konusu yiğitlik, savaş ve kahramanlık olan ya da bir kahramanı öven, kahramanlık duygularını canlandıran halk koşuğu, buna yiğitleme de denir.
3. Yiğitlik, kahramanlık temalarını işleyen koşma türü.
İnsanların ve olayların gülünç yanlarını ortaya koyan sahne eseri.
Hitabet türü içinde yer alan, herhangi bir konuda dinleyenleri aydınlatıp bilgilendirme, onlara kimi gerçekleri anlatma amacıyla yapılan konuşma türü.
1. Dörtlükler halinde ve 11'lik hece ölçüsüyle yazılan; aşk, sevgi, tabiat, kahramanlık, güzellik gibi konuları işleyen; halk edebiyatının yaygın nazım şekillerinden biri.
2. Halk edebiyatında, hece ölçüsü (6 + 5) ya da (4+4+3) duraklı kalıbıyla sevgi ve doğa üzerine söyledikleri şiir türü ya da biçimi.
3. Halk şiiri nazım şekli. Hece ölçüsünün 6 + 5 veya 4 + 4 + 3 duraklı kalıbıyla yazılan koşma, en yaygın halk şiiri biçimi.
1. İslamiyet'in kabulünden önceki Türk edebiyatındaki aşk, doğa temalarını işleyen şiir türü.
2. Eski Türklerin "sığır" adını verdikleri şölenlerde halkı heyecana getirmek için daha çok tabiat ve aşk duygularının etkisi altında kalarak söyledikleri şiirler.
3. Dörtlükler hâlinde ve 11'li hece ölçüsüyle yazılan; aşk, sevgi, tabiat, kahramanlık, güzellik gibi konuları işleyen sözlü edebiyat ürünü.
Köy yaşayışını, köylülerin toplumsal sorunlarını konu edinen roman türü.
Günlük yaşamın her yerde ve her zaman karşılaşılan durumlarını değiştirmeden anlatan yazılara verilen ad.
1- Gerçekleşmediği halde, gerçekleşmiş gibi tasarlanarak yazılan edebî metin.
2- Belirtilen, dile getirilen anlam ya da anlam katmanlarıyla metin dışı gerçek yaşamın somut olguları, olay ve durumları arasında doğrudan doğruya bir özdeşlik ilişkisi kurulmasına elverişli olmayan söylem biçimi ve bu tür bir söylemin niteliği.
20. yüzyılın başlarında önce resimde başlayan, sonra öteki sanat dallarıyla birlikte edebiyatta etkisini gösteren sanat akımı.
Kimin tarafından söylendiği ya da yazıldığı bilinmeyen şiirlerin altına "bilmiyorum" anlamında yazılan sözcük.
Arapça sözcük anlamı "bilmiyorum" demek. Yazarı bilinmeyen eserler için kullanılır.
Özellikle yazılı edebiyatta anlatımı gereksiz sözlerle doldurma ve bunu alışkanlık edinme.
Söylenmek istenileni en az sözcük ya da en kısa biçimde anlatma yolu.
İçinde "dudak sessiz harfleri" (yani b, f, m, p, v) diye tanımlanan harfler bulunmayan sözcüklerle yazılmış şiirlerdir. "Dudakdeğmez" adı da verilir. Divan edebiyatında az başvurulan bir yöntemdir. Asıl halk edebiyatımızda kullanılır. Bu türde şiirler söylemek bir ustalık işareti sayılır. Örnek:
Tarik-i aşka gir ehl-i Hüdâ ol
Gönül gel layık-i her itilâ ol
Dilersen dehrde âzâde serlik
Gurur-i câhı terk eyle gedâ ol
Cidâl-i kîl ukale yok nihâyet
Ricalû'llah ile hâl-âşina ol
Çekil izzetle uzlet gûşesine
Azîz ol derd-î şöhretten cûda ol
Dokunmaz leb lebe Remzi okurken
Dehân-i dil-bere nükte nümâ ol
Ahmet Remzi Dede
(Sadece son beyitte dudak sessiz harfleri var)
Bir beyit içinde iki ya da daha çok şeyi andıktan sonra onlarla ilgili şeyleri sırlama sanatı.
1. Bir dilin tarihsel, toplumsal, kültürel nedenlerle dilbilgisi ve sözlük açılarından ayrımlaşmış biçimi.
2. Bir dilin bilinen ve izlenebilen tarihinden önce, karanlık bir devrinde kendisinden ayrılmış olup çok büyük ayrılık gösteren kolları.
Diğer Edebiyat Terimleri
Terimler Sözlüğü Ana Sayfa
Açıklamalı Edebiyat Terimleri Sözlüğü