20. yüzyılın başlarında sembolizme tepki olarak doğan, klasik söyleyişi canlandırmayı amaçlayan sanat ve edebiyat akımı. Türk edebiyatında, bu akımın en güçlü temsilcisi, Yahya Kemal Beyatlı'dır. Yahya Kemal'in şiirleri,biçim yönünden eski, öz yönünden yenidir.
20. yüzyıl başlarında Simgeciliğe bir tepki olarak doğan klasik beğeniyi, klasik söyleyişi canlandırmayı amaçlayan sanat ve edebiyat akımı.
Kasidede tasvir yapılan bölüm.
Kasidede tasvir yapılan bölüm.
Açıklamalarıyla 793 Edebiyat Terimi
Duygu, düşünce ve hayallerin dil bilgisi kurallarına uygun cümleler içinde anlatıldığı düz yazı.
Duygu, düşünce ve hayallerin dilgilgisi kurallarına uygun cümleler içinde anlatılması şeklindeki edebi eser. Edebiyatın iki anlatım yolundan biridir. Diğeri nazımdır. Nesirde aklın kontrolü altında duygu, düşünce ve hayallere yer verilir. Nazımdan daha geç doğmuştur. Düşüncelerin fadesi için nazımdan çok daha zengin imkanlara sahiptir. Hikaye, roman, tiyatro, masal, hatırat, makale, sohbet, deneme, gezi yazısı, biyografi gibi edebiyat türlerinde hep nesir kullanılır. Nesrin en küçük birimi tek başına bir anlam ifade eden cümledir. Nesir, kullanılan üslûba göre sade nesir, orta nesir ve süslü nesir olmak üzere çeşitlere ayrılır.
Yazarın, kendisini anlatımın dışında tutması, başka bir deyişle kendisini anlatıma katmaması; nesneleri, kişileri kendi öz nitelikleriyle yansıtması durumu.
Divan edebiyatımızda bir sanat türü. Şairin korku, sevinç, şaşkınlık, acı, ızdırap, öfke gibi pekiştirilmiş, duygu ve düşüncelerini okuyucuya hissettirebilecek şekilde işlemesi. Çokluk "ey!, hey!, vay!" gibi ünlemlerle seslenilir. Tekrîr ve teşhis sanatlarıyla birlikte kullanılır. Örnek:
Ey mi'delerin zehr-i tekazası önünde
Her zilleti bel'eyleyen efvâf kadide;
Ey fazl-ı tabiatle en âmâde ve mün'im
Bir fıtrata makrûn iken aç, âtıl ve âkim
Her ni'meti, her fazlı, hep esbâb-ı rehâyı
Gökten dilenen züll-ı tevekkül ki...
Mürâyî
Hiççilik demektir. Hiç bir şeyin olamayacağı ve bilinemeyeceğini savunan öğretidir.
Ölçü ve uyak yönünden maniye benzeyen, genellikle çocukları uyutmak için özel bir ezgiyle söylenen anonim halk edebiyat ürünü.
Türkiye, Azerbaycan, Türkmenistan ve Gagavuzların yaşadıkları yerler (Güney Moldova başta olmak üzere Ukrayna’nın Odesa ve eski bir Baserabya toprağı olan Bolgrod’dan başka Kabardina - Balkar, Kazakistan, Kırgızistan, Türkiye, Yunanistan ve Romanya’da yaşamaktadırlar.), Balkanlar, Kırım ve İran’ın bazı bölgelerinde kullanılan Türkçeyi içine alan Türk dili grubunun ortak adı.
Öykü, roman, masal, anlatı gibi edebiyat ürünlerinde konuyu geliştiren, boyutlandırıp akışını sağlayan olguların bütünü.
Okuyucuda veya dinleyicide estetik bir etki uyandırmak amacıyla edebî eserlerde konuyu oluşturan olayların birbiriyle bağlantısına verilen ad.
"Olan ne; bundan sonra ne olacak" gibi sorularla okuru gerilim ve merak içinde tutan öykü türü.
Orkestra eşliğinde oynanan, acıklı olayları anlatan, besteli oyun.
Dokusunda acıklıyla gülüncü barındıran müzikli oyun.
Seyirciyi eğlendirmek için gösterilen, konusunu daha çok gülünç olaylardan alan müzikli oyun.
Kutsal konuları işleyen, oyun ögesi bulunmayan, bestelenmiş manzume.
8. yüzyılda Göktürklerce dikilen ve Türk edebiyatının ilk yazılı belgesi sayılan anıtlar.
Sahne olarak kabul edilen ve etrafı seyircilerle kuşatılmış bir alanda, belirli bir konu doğrultusunda fakat yazılı bir metne bağlı kalınmaksızın, dekorsuz, suflörsüz ve karşılıklı konuşmaya dayanan halk tiyatrosu.
Diğer Edebiyat Terimleri
Terimler Sözlüğü Ana Sayfa
Açıklamalı Edebiyat Terimleri Sözlüğü