1. Yer, zaman, neden, etki ve sonuç bakımından aralarında birlik, benzerlik ya da karşıtlık gibi ilişkiler bulunması dolayısıyla düşüncelerin kendiliğinden birbirini ansıtması olayı.
2. Ruhsal etkinlikler ve durumlar arasında kurulan görevsel ilişkiler.
1. Tüm zihinsel işlemleri ve usun bütün ilkelerini düşüncelerin çağrışımı ile açıklamaya çalışan felsefe görüşü.
2. Nedensellik ve ereklilik gibi zihinsel ilkelerin aslında sürekli yaşantılar sonucu elde edilen alışkanlıkların ürünü olduğunu ileri süren öğreti.
Uyaran ile tepki arasındaki bağlantı dolayısıyla kimi durumlarda rasgele oluşan öğrenme.
Bir dağılımın, bakışımlı durumdan ya da aritmetik ortalama çevresindeki dengeden uzaklaşma eğilimi göstermesi.
Açıklamalarıyla 556 Eğitim-Öğretim Terimi
1. Aynı anda ortaya çıkan birbirine karşıt ya da eşit derecede çekici dilek ve isteklerin bireyde yarattığı ruhsal durum.
2. Birbirleriyle uyuşmayan dilek, istek ya da ereklerin yarışmasından ortaya çıkan üzücü ya da kıvanç vermekten uzak bilinç durumu.
Bir meslek alanında ve/veya dalında modüler yapıda hazırlanan öğretim programının tanıtımı ve uygulanmasıyla ilgili açıklamaları, haftalık ders çizelgeleri, programda yer alan dersleri, dersleri oluşturan modülleri, modülde kazandırılacak bilgi ve becerileri gösteren program yapısı.
1. Üniversitelerde sözlü ve yazılı çeviri işlerinde geçici ya da sürekli olarak çalıştırılan kimse.
2. Resmî ya da özel olarak çeviri işleriyle uğraşan kişi.
1. Bireyi etkileyen canlı ve cansız varlıklar ile bütün güç ve koşulların toplamı.
2. Organizmayı içten ya da dıştan uyaran şeylerin toplu adı.
3. Varlığın, içinde oluştuğu ve yaşamını sürdürdüğü ortam.
Dünyada bulunan canlı varlıkların ısı, ışın, yel gibi doğa koşullarına uymada karşılaştıkları sorunlar ile bitki, hayvan ve insanların fiziksel ve doğal çevreyle olan karşılıklı ilişkilerini inceleyen bilim.
Çocuğun özellikle kitaplardan ve kuramsal derslerden bilgi edinerek yetişmesi yerine, gerçek ve kişisel yaşantılar kazanmasını öngören, bunun için de okul çalışmalarında öğrencinin kendi kendini yönetmesine, işbirliğine, kişisel girişim ve yaratıcılığa, liderliğe, program ve planlarda esnekliğe ağırlık veren eğitim.
Çocuklar için yazılmış eğitsel ve eğlendirici oyunlar oynayan; sahne düzeni, oyuncuların tutumu ve oturma yerleri bakımından çocukların gereksinme ve ilgilerini karşılayacak biçimde kurulmuş olan tiyatro.
Eğitimi yapılmak istenen bir konudaki başarım, o konunun çeşitli yanlarının anlaşılmasına yarayan araçlar (yollar, yaklaşımlar, metotlar) kullanılarak artırılabilir. Yalnızca dershane, yalnızca videokaset, yalnızca kendi kendine öğrenme gibi yollar, bir konunun bazı yanlarının eksik kavranmasına yol açabilir. Bir eğitim programı tasarımlanırken, eğitilecek olanın öğrenme stili, eğitim ihtiyacı gibi özel durumlar dikkate alınarak, tek araca dayalı yaklaşımlardan kaçınılmalıdır.
Bilişsel bilim, gelişimsel psikoloji ve nörobilimden yararlanarak her bireyin zeka düzeyinin özerk güçler ya da yetenekler tarafından oluşturulduğunu ve en az sekiz gücün (zekanın) var olduğunu savunan kuram.
Bir konunun daha iyi ve tam olarak öğrenilmesi ya da öğretilmesi için konuyu bölüm bölüm ve ayrı yönlerden inceleme temeline dayanan öğretim yöntemi.
Mesleki ve teknik ortaöğretim programlarında uygulanan bir alan altında belirli konularda uzmanlaşmaya yönelik bilgi, beceri, tutum, davranış gerektiren ve istihdam imkânı sağlayan işkollarından her biri.
İng. counseling service
Çocuğu testlerde aldığı sonuçlara, ders notlarına ve olay yazımlarındaki bilgilere göre tüm olarak değerlendirmesini bilen bir danışmanın yönteminde çalışan ve öğrencilerin danışma gereksinimini karşılayan kılavuzluk bölümü.
Bir uyarıcı karşısında organizmada meydana gelen fizyolojik ya da psikolojik değişme.
1. Bir tutumun, yaşama geçirilmiş ve alışkanlık edinilmiş halidir (behavior)
2. Organizmanın her hareketi ya da organizmanın etkiye karşı gösterdiği tepki.
1. Bir varlığın ruhsal, toplumsal, ahlaksal ya da güzellik yönünden taşıdığı düşünülen yüksek ya da yararlı nitelik.
2. Bir değişkenin ya da bilinmeyenin sayı ile anlatımı.
1. Bir şeyin nitelik ya da niceliği üstüne yapılan çalışma sonucu varılan yargı.
2. Aynı biçimdeki olayların, birtakım ölçünlere göre, önemini belirtme.
3. Türlü öğretim amaçlarının gerçekleşme oranını değişik yollarla ölçme ve ortaya çıkan sonuçlar üzerinde değer biçme.
Diğer Eğitim-Öğretim Terimleri
Terimler Sözlüğü Ana Sayfa
Açıklamalı Eğitim-Öğretim Terimleri Sözlüğü