Her öğrenciye kendine özgü bir hızla ilerleme olanağı sağlayan çalışma programı.
Danışman ile yalnız bir kişi (öğrenci) arasında geçen görüşme.
Çocuğun, arkadaşa gerekseme duymadan kendi kendine oynayabileceği oyun.
1. Her çocuğun kişisel gereksinmelerini karşılamak ve sorunlarını çözebilmek amacıyla kılavuzluk etkinliklerinden yararlanmaya çalışan öğretim tutumu.
2. Öğretim gereçlerinin, her öğrencinin kişisel yetenek ve ilgisine karşılık verecek biçimde hazırlanıp kullanılmasına önem veren öğretim uygulaması.
Açıklamalarıyla 556 Eğitim-Öğretim Terimi
Bireysel Öz-Yetkinlikler Tabanı
Kişilerin çalışma alanlarının gerektirdiği zihinsel, düşünsel ve fiziksel yetkinlikleri oluşturan öz, birbirinden türetilemeyen özellik, bilgi-becerilerdir.
1. Bireyler arasında var olan ayrılıkları konu alan ruhbilim dalı.
2. Alfred Adler'in, hastalık belirtilerinin gözlemlerine önem veren, bireysel ayrılıklar üzerinde duran ruhçözümsel kuramına verilen ad.
Dikkatlice not almayı ve sözlü yanıtı gerektirdiğinden ya da başka bir nedenle yalnızca bir kişiye uygulanabilen testler.
Bir kimsenin, kendi gereksinme ve yeteneklerine uygun biçimde, bedensel, ruhsal ve toplumsal yönden içinde bulunduğu çevrenin isteklerini karşılaması eylemi.
Öğrenciler arasındaki bireysel ayrılıkları göz önünde tutan, her öğrenciye kendi anıklığı ve yeteneği ölçüsünde ilerleme olanağını sağlayan öğretim.
Bir kimseyi başkalarından ayıran özelliklerin, öğrenme ve olgunlaşma süreci içinde geliştirilmesi.
Bir ölçekte deneklerin yüzde 25'inin üzerinde bulunduğu varsayılan nokta yüzde 25'lik nokta.
Bir sınıfa düşen öğrenci sayısının azlığı ve bu gibi sınıflara ayrı birer öğretmen verilemeyişi nedeniyle birden çok sınıfın birleşmesinden oluşan ve tek bir öğretmenin yönetiminde bulunan sınıf.
Birçok sınıfın bir araya getirilerek bir öğretmence yetiştirilmesi.
1. Birbirine uymayan, birbiriyle kaynaşmayan ilke ve verilere dayalı düşünce.
2. İlkel insanda ya da çocukta, nesnelerin açık ve seçik algılanmasından önce gelen karışık ve bulanık düşünce biçimi.
Genellikle felsefe ve din konularında birbirine benzemeyen birtakım görüşleri ya da birbiriyle çelişkili durumda bulunan düşünceleri uzlaştırmaya, birleştirmeye çalışan öğreti.
Bir ya da birçok öğrencinin durumunun öğretmen ile birlikte öteki öğrenciler ya da ilgililerce birlikte değerlendirilmesi.
1. İşbirliği yapmayı ve yarışmayı gerektiren oyun.
2. Eğlendirici ve dinlendirici niteliği yanında toplum yaşamının gerektirdiği yardımlaşma, dayanışma gibi eğitsel değerleri de içeren oyun.
Belli öğretim basamaklarında bulunan okulları bitirme durumunda olan öğrencilerin, bir diploma ya da derece almak için girdikleri sınav.
1. Canlı varlıkların doğma, büyüme ve üreme ile ilgili özelliklerini ve onların yaşayışlarını inceleyen bilim dalı.
2. Orta dereceli okullarda öğrencilere canlı varlıkların yaşayışını, canlılar arasındaki ilişkileri gözlem ve deneylere dayalı olarak öğretmek amacıyla okutulan ders.
Küçük çocukların yapım, yaratma ve imgeleme güçlerini geliştirmeye yardımcı olmak üzere daha çok anaokullarında kullanılan ve genellikle tahtadan yapılan bir oyun aracı.
Diğer Eğitim-Öğretim Terimleri
Terimler Sözlüğü Ana Sayfa
Açıklamalı Eğitim-Öğretim Terimleri Sözlüğü