Uyumsuz ses bileşimi. Kakışım. Cacophonie (Fr.).
Antil adalarına özgü halk şarkısı.
Vücut dik, eller yapışık halde havaya sıçrayarak yere parelel halde dönmek.
Oda müziği. Kammermusik (Alm.)
Açıklamalarıyla 1164 Müzik-Dans Terimi
Her yeni giren sesin önceki ezgiyi taklit etmesiyle oluşan bir çoksesli müzik (polifoni) türü. Ses girişleri, dizinin türlü katlarında tekrarlama yoluyla birbirini izler. İki, üç veya daha çok seslerin aynı melodiyle birbiri arkasından aynı zamanda çalınması veya söylenmesi. Canon (Yun.).
1- Başlangıçtaki anlamına göre söylemek, "teganni" edilmek için yazılmış parça. Bugünkü anlamına göre, operada olduğu gibi, metni bir olayı bir konuyu anlatan, fakat sahnede oynamak için hazırlanmamış, bir ya da birkaç solo şarkıcı ve orkestra (ve bazı kere de koro) için yazılmış yapıt.
2- İki ya da daha çok ses için yazılmış dramatik şarkı türü. 17. yüzyılda sürekli bas eşliğinde bir sesin okuduğu dramatik şarkı. Sonradan aryalar ve resitatifler de eklenerek daha çok çalgı ve daha çok ses için düzenlenen, dekor ve kostüm gerektirmeyen bir mini operaya dönüşmüştür. Cantata (İt.).
Şarkı.
Baş şarkıcı. Luther mezhebinde dini ayinleri yöneten, beste yapan, org çalan, öğrenci yetiştiren kişi. Cantor (Lat.).
Kanun'u aslen bir Türk olan ve Türkistan'ın Farab kasabasında doğan (870-950) zamanının büyük filozofu ve musiki bilgini olarak tanınan Farabi'nin icat ettiğini birçok kaynaklar belirtmektedir. Kanunda teller her ses için üçerli olarak 24-25 ses sıralanır. Toplam olarak 72 ile 75 tel takılır. Kanun her iki elin işaret parmaklarına takılan özel yüksüklere tutturulmuş 'BAĞA' mızraplarla tellere vurularak çalınır.kanunda 3.5 oktav ses aralığı vardır.
Bir müzik eserinin toplu bir halde çeşitli çalgıların ve vokallerin katılımıyla sunulması. Orkestra.
1- Orkestra yöneticisi.
2- Kilise müziği yöneticisi.
Orkestra şefi.
Besteyi ölçü dışında serbest bırakan neşeli fantezi.
Türk müziğinde kullanılan bileşik bir makam. Bir kuş türü.
Akşam saatlerinde, küçük topluluklarla, açık havada çalınan, süit biçimindeki bir çeşit serenat. Cassazione (İt.).
18. Yüzyılda süitin türlerinden.
Bünyesinde bulundurduğu/temsil ettiği dansçıları, televizyon, sinema, tiyatro vb. projeler için, işveren kurum/kuruluşların talebi üzerine, bu kurum/kuruluşların görevlendirdiği kişilere tanıtmak amacıyla, oyuncuların portfolyolarını hazırlayan, sunan ve istendiği takdir de bu oyuncuları deneme çekimine gönderen, işe ilişkin finansal ve hukuksal süreçlerin yürütülmesini sağlayan kurumlar.
İspanya ve Güney İtalya'da halk müziğinden yayılan kestaneye benzeyen, birbirine bağlı iki tahta parçası. Bolero, fondago ve tarello gibi halk danslarında süsleyici bir ritm unsuru olarak çalınır. Sert iki tahta parçasından oluşan bir ritim çalgısı.
Üstü kapalı, dar, uzun ve karmaşık geçitlerden oluşan, mezarların bulunduğu yeraltı şehirlerine verilen isim.
İlk nefesli sazlardandır. Yurdumuzun her yerinde zevkle çalınıp dinlenen en hisli nefesli sazlarımızdandır. 30 ile 80 cm arasında çok çeşitli boyları vardır. Kamıştan, kemikten, ağaç ve metalden yapılır. En güzeli erik ağacından yapılan kavaldır. Kavallar dilli ve dilsiz olarak ikiye ayrılır. Üst yüzeyde 7 Altta 1 delik mevcuttur.
Kavallarda 2,5-3 oktav ses sahaları vardır. Ayrıca her yarım ses için yapılmış kavallar vardır.
Diğer Müzik-Dans Terimleri
Terimler Sözlüğü Ana Sayfa
Açıklamalı Müzik-Dans Terimleri Sözlüğü