Sella etrafı çepeçevre bir sütun dizisiyle çevrili Yunan tapınağı.
Antik mimaride tapınak ya da avlu etrafını dolanan sürekli sütun dizisi.
1- Varlıkları, resmin iki boyutlu ortamında, üç boyut hissi (derinlik) vermek için, belli kurallara bağlı kalarak çizme, gösterme.
2- Üç boyutlu gerçeklikleri iki boyutlu resim düzlemi üzerinde betimleyerek, üçüncü boyut yanılsaması yaratma işine yarayan bir resim ve çizim tekniği. Antikite de bugünkü anlamıyla perspektif tekniği kullanıldığı söylenemezse de, örneğin, Pompei duvar resimlerinde üçüncü boyut verme çabası önemli bir yer tutar. Fakat, gerçek perspektifin ancak 15. yüzyılda Rönesans'la birlikte ortaya çıktığı kesindir.
3- Resmin iki boyutlu ortamında, üçüncü boyut (derinlik), yanılsaması vermek için kullanılan teknik.
Konusu açık alanlardaki doğa görünümleri olan resim, manzara resmi. Bir yerin doğal görünüşü.
Açıklamalarıyla 1044 Sanat Terimi
Her türlü boyanın renk verici ana maddesi.
Bir nesneyi ya da düşünceyi bir resimle sembolleştirmek. Piktografik, yani resimli yazılar yazının en eski örnekleridir.
Görsel etkinin, fırçanın geniş hareketleriyle verilmesi.
Yeni krallık döneminde Mısır tapınaklarının kuleli geçit kısmı.
Osmanlı camilerinde ana kubbeyi taşıyan büyük ayak. Fil ayağı.
Resimde yer alan figür, şekil ve tasvirlerin bir eşkenar üçgenin sınırları içinde yerleşik biçimde düzenlenmiş olması.
Bir resimde yer alan betileri bir eşkenar üçgenin sınırları içine yerleşecek biçimde resmeden kompozisyon.
Eski Mısır'daki anıtsal mezar yapıları.
Estetik etkiyi matematiksel düzen bağıntılarıyla değil de, doğadaki gibi bir rastlantısallıkla elde etmeye çalışan her tür sanatsal tutumu niteler. 18. Yüzyıl İngiliz bahçe tasarımı Yakınçağ'da pitoresk tutumun ilk örneklerini vermiştir. Bu dönemde doğanın Barok'taki gibi geometrik biçimde düzenlenmesi yadsınıp doğal öğeler kullanılarak "düzenlenmemiş", "el değmemiş" doğa izlenimi yaratacak bahçeler oluşturulmaya çalışılmıştır. Aynı tutum hemen hemen zamandaş olarak resim sanatında da görülür. Bu anlayıştaki resimler doğayı bir yandan "olduğu gibi" yansıtmaya çabalarken, öte yandan da, onu "yabani" olmaktan uzaklaştırmışlardır. Dolayısıyla, pitoreski romantizmden bağımsız düşünmek olanaksızdır.
Bir bölümü duvara gömülmüş sütun ya da ayak.
Bir nesnenin ya da yapıtın yatay bir düzlem üzerindeki izdüşümü. Milattan 1500 yıl öncesine ait Mezopotamya tabletleri üzerinde bile planlara rastlandığına göre, kullanımının çok eski olduğu anlaşılmaktadır. Eski Mısır'da da bilinirdi. Antikite'de özellikle de Roma'da plan yapımı mimari etkinliğin önemli bir parçasıydı.
Güzel sanatlar kapsamında "plastik", biçimin işlenmiş, boyutluluk ve hareket kazanmış niteliği için kullanılan bir sıfattır. Daha çok "plastik bir biçim" ya da "plastik" (yoğrulabilirlik) olarak tanımlanan bu nitelik, resimde olduğu gibi iki boyutlu biçimin derinlik yanılsamasıyla algılanan, mekân içindeki üç boyutu biçimlenişi ya da heykelde olduğu gibi biçimlerin oylumları, dolgunlukları ve üç boyutluluğu gibi kütleye verilen çeşitliliği tanımlar.
Genel olarak boşlukta yer kaplayan sanatlara verilen ad. Mimarı, heykeltıraşlık plastik sanatlardır. Resim de hacim ve kabartma etkisi uyandırdığı için plastik sanatlara girer.
Güzel Sanatlar. Genel olarak boşlukta yer kaplayan sanatlara verilen-ad. Mimari, Resim, Heykel plastik sanatlardır. Resim de, hacim ve kabartma etkisi uyandırdığı için plastik sanatlara girer.
Heykelin ya da inşa edilmiş bir formun üç boyutlu niteliği. Plastisite daha çok elle biçimlendirilebilen, kalıp alınabilen malzemenin niteliğine gönderme yapar.
Saydam ya da yarı saydam cama benzer plastik esaslı levha.
Diğer Sanat Terimleri
Terimler Sözlüğü Ana Sayfa
Açıklamalı Sanat Terimleri Sözlüğü