bakmak kelimesinin mecaz anlamı

bakmak kelimesinin mecaz anlamı:
1. Beslemek, geçindirmek.

2. Gözetlemek, ilgilenmek.

3. Anlamak, farkına varmak.

İstediğiniz Kelimenin Mecaz Anlamını Arayın

Sözcüklerin cümle, dize veya deyim içine girdiklerinde, gerçek anlamlarından tamamen sıyrılarak başka bir sözcük ya da kavram yerine kullanılmasıyla kazandığı anlama mecaz (değişmece) anlam denir. Mecaz anlam, Sözcüğün sürekli olmayan, kullanım içinde geçici olarak üstlendiği anlamdır.

Bu sözlük çalışması Türk Dil Kurumunun (TDK) en son değişikliklerine uygun olarak düzenlenmiştir.

ağır aksak kelimesinin mecaz anlamı Kesintili, düzensiz.

aydınlık kelimesinin mecaz anlamı 1. Kolay anlaşılacak derecede açık olan, vazıh. 2. Kötülükten uzak, temiz, saf.

nazik kelimesinin mecaz anlamı Dikkat isteyen.

yırtık kelimesinin mecaz anlamı Utanması, çekinmesi olmayan, arsız.

farmason kelimesinin mecaz anlamı Dinsiz, imansız.

sahiplenmek kelimesinin mecaz anlamı Korumak, arka çıkmak, gözetmek.

eloğlu kelimesinin mecaz anlamı 1. Damat. 2. Koca.

göz kamaştırıcı kelimesinin mecaz anlamı Muhteşem, çok güzel, parlak, görkemli.

alev almak kelimesinin mecaz anlamı 1. Coşmak, heyecanlanmak, heyecana gelmek. 2. Öfkelenmek, kızmak. 3. Telaşlanmak.

damga kelimesinin mecaz anlamı Bir kimsenin adını kötüye çıkaran, yüz kızartıcı durum.

çuvallamak kelimesinin mecaz anlamı Başaramamak.

alınmak kelimesinin mecaz anlamı Eleştirel ya da benzeri bir sözün veya kendince olağan olmayan bir davranışın kendisine karşı olduğunu sanarak bunu kırgınlıkla göstermek.

çapanoğlu kelimesinin mecaz anlamı Başa dert olacak durum.

ham kelimesinin mecaz anlamı 1. Gerçekleşme kolaylığı veya imkânı olmayan. 2. Kaba, toplum kurallarını bilmeyen, incelmemiş.

harika kelimesinin mecaz anlamı Çok büyük bir hayranlık uyandıran, eksiksiz, kusursuz, tam, mükemmel.

denk kelimesinin mecaz anlamı Uygun, nitelik yönünden eşi.

Kâbe kelimesinin mecaz anlamı Bir kimsenin taptığı, kutsal saydığı yer.

karanlık kelimesinin mecaz anlamı 1. Üzüntü, sıkıntı, perişanlık. 2. Yasalara, töreye uygun olmayan. 3. Gereğince anlaşılıp bilinemeyen, ne olacağı, sonu belli olmayan (durum). 4. Karışık.

esaret kelimesinin mecaz anlamı Hâkimiyet altında.

çile kelimesinin mecaz anlamı Zahmet, sıkıntı.

hapsetmek kelimesinin mecaz anlamı Bir kimseyi veya bir şeyi boşu boşuna tutmak, alıkoymak.

kesmek kelimesinin mecaz anlamı 1. Birini yermek, kötülemek. 2. Karşı cinsten birisini sürekli olarak süzmek, dikkatli bir biçimde bakmak. 3. Vahşice öldürmek.

katı kelimesinin mecaz anlamı 1. Hoşgörüsüz, acımasız, merhametsiz, zalim. 2. Düşünce ve davranışlarında belli ilkelere sıkı sıkıya bağlı olan.

kelimesinin mecaz anlamı Düzen, tuzak.

titremek kelimesinin mecaz anlamı Birinden ya da bir şeyden korkmak.

zalim kelimesinin mecaz anlamı Acımasız, kıyıcı.

tezgâhlamak kelimesinin mecaz anlamı Bir iş için hazırlık yapmak, işi hazırlamak ya da işe girişmek.

mıhlamak kelimesinin mecaz anlamı Birini bir yerden ayrılamayacak hale sokmak.

soğuk kelimesinin mecaz anlamı 1. Bizi kendinden uzaklaştıracak bir etki oluşturan. 2. Gönül okşatmayan, sokulgan olmayan, sevimsiz.

yoğunlaşmak kelimesinin mecaz anlamı Bütün dikkatini bir konu üzerinde toplamak.

Mecaz Anlamlı Kelimeler Sözlüğü