Sindirim sistemi gibi bazı organların çeperlerinde görülen ritmik ve kuvvetli kasılıp gevşeme hareketleri. Bu ritmik kasılma dalgaları organ içindeki maddeyi hareket ettirmeye yardımcı olur.
Yemek borusu ve bağırsaklarda besinin ilerlemesini sağlayan düzenli kasılıp gevşeme hareketi.
Yosunlarda (Bryofitler) kapsül açıldıktan sonra ağızda bir ya da iki sıralı silli halka yapısı. Silyat protozoonlarda, denizyıldızlarında, halkalı solucanlarda, böceklerde, derisi dikenlilerde, vb. ağız çevresi bölgesi.
Karındaki organları saran, karnın iç yüzeyini örten iki katlı karın zarı.
Açıklamalarıyla 2079 Biyoloji Terimi
Karnın iç kısmını astarlayan zar, iki katlı karın zarı.
Geçirgenlik. Bir zarın belli maddeleri geçirebilme yeteneği.
Hücrelerde zehir etkisi yapan H2O2 yi su ve oksijene çeviren katalaz enzimini taşıyan organeldir.
* Protistlerde, mantarlarda, yüksek yapılı bitkilerin hücrelerinde, hayvanlarda özellikle karaciğer, kalp ve böbrek hücrelerinde bulunur.
* Tek katlı zardan oluşmuş olup içinde dört çeşit enzim bulunur. Üçü H2O2 nin oluşumunu, biri de parçalanmasını sağlar.
Oksidaz enzimi içerir. Hücre için zararlı maddeleri oksitleyerek zararsız hâle getirir. Peroksizomların sayıları, karaciğer ve böbrek hücrelerinde çoktur.
1. Tarım bitkilerine zarar veren hayvansal ve bitkisel asalaklara karşı kullanılan kimyasal maddeler.
2. Zararlı organizmaların artışını engellemek, kontrol altına almak ya da ortadan kaldırmak için kullanılan maddeler ya da maddelerden oluşan karışımlara pestisit denir.
Taç yapraklar. Bir çiçeğin başkalaşıma uğramış renkli yapraklardan oluşmuş halkası. Sepal halkasıyla stamen halkalarının arasında bulunur. Tipik parlak renkleri ve çekici kokularıyla tozlaşmayı sağlamak için böcek ve kuşları çeker.
Yaprak sapı. Yaprağı gövdeye bağlayan sap.
Bir arazi parçasının ekolojik, biyolojik, yapısal ve tüm doğal özelliklerinin topluca anlatımı.
Bir sıvının asit ya da bazlık derecesini gösteren hidrojen iyonu konsantrasyonunun negatif logaritması.
Tek ve çift konjuge bağlar sisteminde yer alan hareketli elektronlar. Yalnız tek bir atom ya da bağla değil, bir bütün olarak konjuge sistemle birlikte bulunurlar.
1. Hücrelere özgü görünür ışığın belli dalga boylarını emen, diğerlerini yansıtarak renk veren madde.
2. Bitkilerde ve hayvanlarda bulunan renk maddelerinin genel adı.
Omurgalılarda midenin onikiparmak bağırsağına açıldığı yer, mide kapısı.
Latince saç anlamına gelir, çoğul hali pili de kullanılır. Bakterilerin birbirine ve yüzeylere tutunmasını sağlayan kısa uzantılardır. Piluslar iki bakteri arasında gen aktarımında da görev yaparlar.
Pinositoz (içme), büyük moleküllü sıvı maddelerin enerji harcanarak hücre içine alınmasıdır. Bu olayda yalancı ayak oluşturulmaz. Sıvı moleküller hücre zarına değdiğinde zar içeri doğru çöküntü yapar, oluşan bu çöküntüye pinositik cep denir.
1. Hücre zarından doğrudan geçemeyecek kadar büyük moleküllü sıvı maddelerin hücreye alınması.
2. Ökaryot yapıya sahip bazı bir hücrelilerde ve bazı hayvansal hücrelerde büyük moleküllü sıvı (besinlerin veya yok edilecek yabancı) maddelerin, hücre zarından koful oluşturarak hücre içerisine alması.
3. Büyük sıvı moleküllerin pinositik cep oluşturularak hücre içine alınması olayıdır.
* Sıvı moleküllerin zara değmesi ile zar içeri doğru çöküntü yaparak pinositoz cebini meydana getirir
* Sıvı moleküller pinositoz cebine dolar ve cebin boğumlanması ile pinositik koful oluşur.
* Sonrasında sıvı besin sitoplazma içine alınır. Pinositozda oluşan kofullar, fagositozda oluşan kofullardan daha küçüktür.
* Kan yoluyla taşınan hormonların ilgili doku hücreleri tarafından alınması genellikle bu yolla olmaktadır.
Hücre içmesi. Hücreler tarafından sıvı damlalarının absorbe edilmesi ve yutulması.
Diğer Biyoloji Terimleri
Terimler Sözlüğü Ana Sayfa
Açıklamalı Biyoloji Terimleri Sözlüğü