Adab, edep kelimesinin çoğuludur. Edep, "incelik, kibarlık, iyi davranış" gibi anlamlara gelir. Adab kelimesi dinin gerekli gördüğü ve aklın güzel bulduğu bütün söz ve davranışlardır. Bu kelime, yeme içme adabı, uyuma âdâbı gibi genellikle ... adabı şeklinde kullanılır. Bu durumda kendisinden önce gelen kelimeye ait özel kuralları, incelikleri ve uyulması gereken dinî esasları ifade eder. Her şeyin bir yolu yordamı vardır. İşte adab bu yolu yordamı gösterir.
Toplumda yaşama kuralları.
1- Kişinin dinen yükümlü olmadığı halde, farz veya vacip türünden bir ibadet yapacağına dair Allah'a söz vermesidir.
2- Nezr, Allahü teâlânın rızâsının elde edilmesi veya bir isteğin yerine gelmesi veya bir belâ ve musîbetin giderilmesi maksadıyla Allahü teâlâ için oruç tutmak, kurban kesmek gibi başlıbaşına ibâdet olan veyâ benzeyen bir şeyi kendisine vâcib kabûl etme.
Bir işin veya isteğin olması halinde kesileceğine dair Allah'a söz verilen kurbandır. Adak kurbanının etinden adağı adayan kişi ve bakmakla yükümlü olduğu kimseler yiyemezler.
Açıklamalarıyla 1545 Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Terimi
1. Hak ve hukuka uygunluk, hakkı gözetme, doğruluk, türe.
2. Haklı olana hakkını verme haksız olanı ise cezalandırma.
3. İnsanı, Allah'ın haram kıldığı şeyleri terk edip farz kıldığı şeyleri yapmaya sevk eden yerleşik içsel nitelik.
4. Her işte hakkı gözetme ve orta yolu tutma. Haklıya hakkını verme. Haksızlıktan sakınma. Zulmün zıddı, kânun önünde eşitlik.
5. Yasalarla sahip olunan hakların herkes tarafından kullanılmasının sağlanması.
Sosyal adâlet; Herkesin; çalışması, bilgi ve kâbiliyeti, gördüğü iş nisbetinde ve derecesinde hakkını alması; hiç kimsenin ezilip sömürülmemesi.
Düşmanlık demektir.
Düşmanlık demektir.
1- Yokluk, varlığın zıddı. Kâinâtın aslı ademdir. Âlemler yâni her şey var olmadan önce ademde idiler. (Kemahlı Feyzullah Efendi)
2- Tasavvufda sâlikin (tasavvuf yolcusunun) kendisini kaplayan mânevî hal sebebiyle kendinden geçmesi hâli.
Kur'ân-ı kerîmde ismi geçen peygamberlerden. Yeryüzünde yaratılan ilk insan ve ilk peygamber, bütün insanların babası.
1- Topluluk içinde eskiden beri uyulan kural, töre, görenek.
2- Teamül, herkesçe iyi olarak kabul edilen ve daima halk tarafından tekrarlanan genel ve hukukî davranışlar.
Allahu Teala'nın yeryüzü ve kainattaki düzeni anlamına gelir. Ağaçların sonbaharda yapraklarını dökmesi ve ilkbahar mevsimi geldiğinde çiçek açması buna örnektir.
Adaletten, doğruluktan ayrılmayan, adaletli, adalet niteliğine sahip olan , adaletle davranan kimse.
Cennetin tabakalarından, bölümlerinden birisi.
Mîkât sınırları dışında kalan bölgelere, "âfakî" ise bu bölgede yaşayanlara denir. Mekke dışında başka yerlerde oturanlara afaki denir.
1. Bela, hastalık, kusur, büyük felaket, musibet, hastalıkların dokularda yaptığı bozukluk, kıran.
2. İnsan müdahalesi olmadan meydana gelen deprem, sel, fırtına vb. musibet ve zararlar.
Hıristiyanlıkta kilise tarafından verilen “cemaatten kovulma” cezası. Aforoz edilen kişi cemaatten uzaklaştırılır. Kilise birliğinden çıkartılır. Hristiyanlığın ilk dönemlerinden beri uygulanan bu ceza; dinden ayrılanlara, büyük günah işleyenlere, kilisenin dogmalarına karşı gelenlere ve bilim adamlarına verilmiştir. Orta Çağ’da bu ceza kilise yöneticileri tarafından, devleti idare edenlere bir baskı aracı olarak kullanılmıştır.
Başkaları, yabancılar.
Meşhur hadislerin şartlarını haiz olmayan hadis veya haber. Bazılarına göre; Tevatür derecesine ulaşmamış olan haber veya hadis. Ahâd Hadîs.
Bir işi üstlenip, söz vermek; iyi bir işi yapmak veya kötü bir işi terk etmek için belli kelimelerle yüce Allah ile ahitleşmek, yüce Allah'a söz vermek.
Diğer Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Terimleri
Terimler Sözlüğü Ana Sayfa
Açıklamalı Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Terimleri Sözlüğü