Muallâkat-i Seba (Muallâkati Seba)
Yedi askı. Kur'an henüz nazil olmadan, Cahilliye Devrinde, meşhur Arap şairlerinin en beğenilmiş şiirlerinden, Kâbe'nin duvarına astıkları yedi meşhur kaside.
Muallâkat-i Seba (Muallâkati Seba)
Yedi askı. Kur'an henüz nazil olmadan, Cahilliye Devrinde, meşhur Arap şairlerinin en beğenilmiş şiirlerinden, Kâbe'nin duvarına astıkları yedi meşhur kaside.
Kişilerin karşılıklı olarak kendi aralarında yaptıkları işler.
Alış veriş, herhangi bir anlaşma.
Şer'î açıdan iyi veya kötü sayılmayan bir iş; farz, haram, müstehap ve mekruh işlerin dışında bir iş; helâl olan bir yemeyi veya meyveyi yiyip yememek gibi. Bazen de gasp edilmemiş yer anlamında kullanılır.
Yenileyen, yeni bir şekil veren, yeniden güçlendiren manasına gelir.
Peygamberimizin sünneti terk edilip bid'atlar yayılıncaya insanlara yeniden dinlerini öğreten ve bu bid'atleri bertaraf etmeye çalışan İslâm bilgini; "Ceddedi: " fiilinden ism-i fail.
Cenab-ı Allah, insanlara doğru yolu göstermek için ihtiyaç nisbetinde onlara zaman zaman peygamberler göndermiştir. Bu peygamberlerin sonuncusu Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.s)'dir. Ondan sonra artık peygamber gönderilmeyecektir. "Muhammed adamlarınızdan hiçbirinin babası değildir. O, ancak Allah'ın elçisi ve peygamberlerin sonuncusudur" (el-Ahzâb, 33/10).
Diğer ümmetlerde olduğu gibi Peygamberimizin ümmeti arasında da zamanla bid'at ve hurafeler baş gösterebilir ve bunun neticesinde Müslümanlar dinden ve peygamberimizin sünnetinden uzaklaşmakla karşı karşıya gelebilirler. Ayrıca her gün değişen hayat şartları ve ilerleyen teknikle birlikte birtakım yeni meseleler ortaya çıkar ve bunlara dinî açıdan bir hüküm verme ihtiyacı doğar.
Toplum içinde çıkan bid'atlere karşı koyacak, dine yapılan saldırılar karşısında dini savunacak, yeni meselelere bir çözüm bulabilecek ve müslümanlara yeniden dinlerini öğretip onları yönlendirecek şahsiyetlere de bu ölçüde ihtiyaç hissedilir ki, peygamberlik müessesesi sona erdiğinden ve bundan sonra artık peygamber gelmeyeceğinden bu görev Peygamberimizin ümmetinden çıkan âlimlere düşmektedir. Bu âlimlere dinî literatürde "müceddid" denilmektedir.
Peygamberlerin, peygamber olduklarını ispat için Allah'ın izni ile gösterdikleri hiçbir insanın benzerini yapamayacağı harikulade hallerdir. İnsanları hayran bırakan, tabiatüstü sayılan olay.
Hz. Muhammed'e uyarak Mekke'den Medine'ye göç eden müslümanlar.
Yüce Allah'ın sonradan olanlara, sonradan yaratılmış olanlara benzememesi demektir. Zatî sıfatlardandır.
Yüce Allah'ın sonradan olanlara, sonradan yaratılmış olanlara benzememesi demektir. Zatî sıfatlardandır.
"Yer ve gök ehli tarafından övülen" manasında, Alemlere rahmet olarak gönderilmiş olan en son peygamber.
Hz. Muhammed (s.a.v)'in peygamber olmadan önce çevresindekiler tarafından sevilmesi ve güvenilmesinden dolayı verilen isim.
Muhammed-ül Emin: Güvenilir Muhammed
Hicri yılbaşının ilk ayı, 10. günü Aşure günüdür.
Kendisine söz söylenilen kimse, kendisiyle konuşulan kimse.
Bir akdi veya muameleyi bozma hakkına sahip olma.
Kadınların cemaatle namazdaki saf düzeni ve erkeklerde aynı safta veya hizada olması, ilmihallerde "muhâzâtü'n-nisâ" terimiyle ifade edilir.
Sağlam, anlamı açık, yoruma gerek olmayan, okunduğunda manası hemen anlaşılan.
Hac veya umre ibadetini yapmak için "ihram"a giren kimseye ihramda bulunduğu sürede verilen isimdir.
Son nefesine yaklaşmış ve ölmek üzere olan kişi demektir.
1. Kur'an-ı Kerim'i, birinin yüzünden veya ezbere okuması, diğerlerinin de onu takip etmesidir.
2. Toplu yerlerde yüksek sesle hatim okunurken Kur'an okumasını bilenlerin gözleriyle Kur'an'ı takip etmesi, bilmeyenlerin dinlemesi.
3. Karşılıklı okumak anlamına gelir. Kur’an-ı Kerim'i bir kişinin okuduğu diğerlerinin takip ettiği veya dinlemesine denir. İlk mukabele Peygamberimiz (s.a.s) ile Cebrail (a.s.) arasında gerçekleşmiştir. Efendimiz (s.a.s.) ile Cebrail (a.s.) her yıl Ramazan ayında, o zamana kadar inmiş bulunan Kur'ân-ı Kerim ayetlerini karşılıklı okurlardı.
1. Alın yazısı, kader, yazgı.
2. İnsanın cinsiyet, renk, vücut organlarının yapısı, hangi anne babadan doğacağı ve ne kadar yaşayacağının belirlenmesi gibi seçme alanına girme- yen şeylerin tümü.
3. Allah’ın evrenle ilgili koymuş olduğu ve kimsenin değiştirmeye gücünün yetmeyeceği kanunlar, sünnetullah.
Açıklamalı Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Terimleri Sözlüğü