Eğitim Sitesi

Online Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Terimleri Sözlüğü

Mukâbele 1. Kur'an-ı Kerim'i, birinin yüzünden veya ezbere okuması, diğerlerinin de onu takip etmesidir.

2. Toplu yerlerde yüksek sesle hatim okunurken Kur'an okumasını bilenlerin gözleriyle Kur'an'ı takip etmesi, bilmeyenlerin dinlemesi.

3. Karşılıklı okumak anlamına gelir. Kur’an-ı Kerim'i bir kişinin okuduğu diğerlerinin takip ettiği veya dinlemesine denir. İlk mukabele Peygamberimiz (s.a.s) ile Cebrail (a.s.) arasında gerçekleşmiştir. Efendimiz (s.a.s.) ile Cebrail (a.s.) her yıl Ramazan ayında, o zamana kadar inmiş bulunan Kur'ân-ı Kerim ayetlerini karşılıklı okurlardı.

Mukadderat 1. Alın yazısı, kader, yazgı.

2. İnsanın cinsiyet, renk, vücut organlarının yapısı, hangi anne babadan doğacağı ve ne kadar yaşayacağının belirlenmesi gibi seçme alanına girme- yen şeylerin tümü.

3. Allah’ın evrenle ilgili koymuş olduğu ve kimsenin değiştirmeye gücünün yetmeyeceği kanunlar, sünnetullah.

Mukaddesât 1. Kutsal, mübarek, temiz ve kutlu şeyler.

2. Yüce Allah’la ilgili ve manevi büyüklüğü olan; din, iman, namus, Kâbe, peygamber, melek, kitap, cami, mescit, vatan, millet, bayrak vb. dinî ve millî değerler.

Mukallit Müçtehidi taklit eden, onun sözlerine göre hareket eden.

Mukedderat Kaderimizde yazılı olan şeyler.

Açıklamalarıyla 1549 Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Terimi

Mukim Bir yerde oturan, yerleşik halde bulunan.

Musahere Evlenmeden dolayı meydana gelen akrabalığa denir.

Musalla Camilerde cenaze namazı kılınan yer.

Musevilik Musa (as) peygamberleri olduğu için Yahudiliğe verilen diğer isim.

Mushaf 1. Kur'an-ı Kerim'in iki kapak arasına alınmış hâline verilen ad. Kuran-ı Kerim'in diğer adlarından birisi.

2. Sözlükte iki kapak arasında toplanmış sayfalar demektir. Terim olarak kitap haline getirilmiş olan Kur'anın özel adıdır. Kur'an-ı Kerim; Hz. Ebu Bekir zamanında Zeyd bin Sabit başkanlığında oluşturulan komisyon tarafından kitap haline getirilmiştir. Kur'an-ı Kerim'in kitap haline getirilen ilk nüshasına Mushaf denir

Musibet Ansızın gelen felaket, sıkıntı veren şey.

Mustafa Peygamber (sav)' in isimlerinden birisi.

Mutaassıp 1. Tutucu, bağnaz, kendi tarafını tutmakta aşırı giden.

2. Daha çok kendi din ve görüşlerini tutmakta aşırı gitmekle birlikte başka din ve düşüncede olanlara düşmanlık gösteren.

3. Hiçbir ilerleme ve yenilik kabul etmeyen, eski âdet ve gelenekleri devam ettirmede katı davranan, bilinçsiz bir tutum izleyen.

Mutasavvıf 1. Tasavvufçu, tasavvufu yaymaya ve tanıtmaya çalışan, tasavvuf yoluna giren kimse.

2. İslam’ın ahlaki değerlerini hayata katmayı ön plana çıkaran; insanın benliğini karartan, inançsızlık, cimrilik, korkaklık, kin, haset ve dedikodu gibi kötü davranışlardan kişiyi uzaklaştırmaya çalışan kimse.

3. Nefsin bütün mertebelerini geçmeye çalışarak nihai hakikati elde etmeye ve Hakk’a ulaşmaya çalışan, insani davranışlarda İslam’ın ahlaki prensiplerini huy ve karakter hâline dönüştürmeyi amaçlayan ve bütün bunları gerçekleştirmek için tasavvuf yoluna giren kimse.

Mute Savaşı Bizanslılarla Müslümanların 629-630 tarihinde yaptığı ilk savaştır.

Mutlak Su Meyve ve benzeri şeylerden elde edilmeyen ve başka bir şeyle su denmeyecek şekilde karışmamış olan su.

Mutmain İnanmış, gönlü kanmış, emin olan.

Muttasıl Bitişik, ayrı olmayan.

Muvahhit 1. Birleyen, bir tek kabul eden.

2. Allah’ın varlığına ve birliğine inanan, imanını her türlü şirkten koruyan mümin.

3. Yaratmada ve emretmede yalnızca Allah’a iman eden, inanç, ibadet, muamelat ve ahlaki konularda yalnızca Allah’ı rab olarak kabul eden kişi.

Muvâlât Yapılacak fiili ara vermeden peş peşe yapmaktır. Peş peşe, ard arda yapmak; namazın bölümlerini ara vermeden peş peşe yerine getirmek.

Diğer Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Terimleri

İlk Sayfa ... 48 49 [50]51 52 ... Son Sayfa

Terimler Sözlüğü Ana Sayfa

Açıklamalı Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Terimleri Sözlüğü