Eğitim Sitesi

Online Edebiyat Terimleri Sözlüğü

İhtisar

Bir düşüncenin az sözle anlatılmasıdır. Geniş açıklamalara, tanımlamalara girilmeden konu yalın ve doğal bir şekilde anlatılır. Bu bakımdan icaz'a benzer.

İkileme

Dilin çevrimi içinde uzun yıllar birlikte kullanıla kullanıla kalıplaşmış kimi sözlere verilen ad.

İkinci Yeni

Garipçilere bir tepki olarak doğdu. "Şiirde anlam gerekmez" savından hareketle gelişen bu akımı benimseyenlerin şiirlerine 'anlamsız şiir', 'soyut şiir' ya da 'kapalı şiir' gibi adlar da verilmiştir.

İkmal

Bir cümledeki anlamı, ardından gelen cümleyle tamamlamak. Her iki cümlenin öznesi de çoğunlukla ortaktır ve ilk cümlede yer alır. Örnek:

Merd olan kizbe tenezzül etmez
Zillet-i kizbe tahammül etmez

Nabî

Açıklamalarıyla 793 Edebiyat Terimi

İksar

Kusur sayılan sanatlardandır. Bir düşünceyi gereksiz şekilde uzatılan ve tekrarlanan sözcüklerle anlatmaktır. Örneğin "Ali gitti mi?" sorusuna karşılık "evet" ya da "hayır" yerine "Ali gitti, gelmedi" yanıtı vermek gibi.

İktibas

Anlamı güçlendirmek için söze ayet ve hadisler katılmasıyla yapılan sanat. Ayet ve hadisler aynen kullanılabilir ya da çevirisinin bir bölümü tercih edilebilir. Örnek:

Zalimlere bir gün dedirtir kudret-i Mevlâ
"Tallahi lekad âsereke'llahü aleyna"

Ziya Paşa
(Yusuf Suresi ayet 91: Tanrı hakkı için Allah seni bize üstün kıldı.)

İlahi

1. Allah aşkını, dinî, tasavvufi duyguları konu alan, genellikle 3 -7 dörtlükten oluşan, tekke edebiyatı nazım türüdür.

2. Tekke edebiyatında herhangi bir tarikatın izini taşımaksızın Allah'ı övüp yücelten şiir türü.

İleti

Sanatçının ya da yazarın eseriyle iletmek istediği asıl düşünceye verilen addır.

İlmam

Bir şairin, başka bir şairin şiirini biraz değiştirerek sahiplenmesi. Örnek:

Şâdî-i vuslat niçin tahammîl-i nâz eyler bana
Rind-i şâdî-düşmenim ben gam niyâz eyler bana

Nâil-î Kadîm

Tiğ-ı istisnâ çekip gamzen ne nâr eyler bana
Afet-i aşkın kazâ arz-ı niyâz eyler bana

Namık Kemal

İltifat

Sözü konuyla ilgili bir başka yöne çevirme şeklindeki edebi sanat. Bir yeri, olayı, duyguyu, düşünceyi anlatırken birden söz yine konuyla ilgili başka bir yere, olaya, düşünceye, duyguya çevrilir.

İltizam

Şiirde kafiyeyi sağlayan ya da düzyazıda "seci" olarak kullanılan sözcükten önce gelen ve kafiye ile aynı sayıda harf içeren benzer sözcükler kullanarak yapılan sanattır.Örnek: Merasim-i tevkîr-i tevfirinde ihmal-ü taksîr olunmayup hıl-i fâhire ve in'âmât-ı zâhire ve ziyâfât-ı vâfire ile Zülkadiroğlu tâifesi muğtenem oldular.

İmale

Ölçü gereği aruzda açık heceyi kapalı okuma. Hecelerin uzunluk ve kısalık yönünden denkliğine dayanan aruz ölçüsünde kısa bir heceyi ölçü zoruyla uzun okutma biçimi.

İmge

1. Edebiyat ürünlerinde, özellikle de şiirde dile getirilmek istenileni daha canlı ve etkili kılabilmek için anlatılmak istenenle başka şeyler arasında bağlantı kurarak zihinde canlandırılan yeni biçimlere verilen addır.

2. Zihinde tasarlanan ve gerçekleşmesi özlenen şey, düş, hayal, hülya. Günlük hayatta yaşanması mümkün olmayan şeyler.

3. Nesnel gerçekliğin insan zihninde çağrışım yoluyla uyandırdığı öznel yansıma.

İmgecilik

20. yüzyılın başlarında E.Pount öncülüğünde H. Doolittle ve T. E Hulme'un katılımıyla oluşan üçlünün ortaya attığı daha sonra Lawrence ve Huxley'in de katıldığı İngiliz-Amerikan şiir akımı.

İnsicam

Sözün düzgün, tutarlı ve birbirine bağlanak söylenmesi. Sözcükler titizlikle seçilir, art arda gelen cümlelerde anlamlı bir diziliş aranır.

İnşa

Divan edebiyatında edebi sanatlarla yüklü, süslü düzyazılara verilen isim. İnşa yazanlara "münşi" denir. Günümüzdeki anlamı kompozisyon.

İntak

İnsan dışında, hayvanları ya da cansız varlıkları insan gibi konuşturma sanatı.

İntihal

Başkasına ait eserlerden parçalar alıp kendisininmiş gibi gösterme. Aşırma veya ahz u sirkat tabirleri de aynı anlama gelir. İntihal şiirde olursa şirkat-ı şi'r bu işi yapan da düzd-i sühan (söz hırsızı) diye anılır. Sünbülzâde Vehbi, Sirkat-ı şi'r (şiir çalma) olayı için şu beyti söylemiştir:

Sirkat-ı şi'r edene kat'i zeban lâzımdır
Böyledir şer-i belâgatle fetâvâ-yı sühan.

İroni

Tersini söyleyerek alay etme.

İrsal-ı Mesel

Anlamla ilgili sanatlardandır. Söylenen fikri kuvvetlendirmek için araya atasözü veya atasözü değerinde örnekler katmaya denir. İleri sürülen düşünce, kendisiyle ortak nokta bulunmayan başka bir düşünceyle birlikte kullanılır. İrad-ı mesel de denir. Örnekler genellikle herkes tarafından bilinen, söylenen, kabul edilen atasözleri, vecizeler ve hikmetli sözlerden seçilir.

Örnek: Tok olanlar bilemez çektiğini aç kalanın
Sırtı pek kimseye ahvâl-i şita yaz görülür

Samî

Diğer Edebiyat Terimleri

İlk Sayfa ... 16 17 [18]19 20 ... Son Sayfa

Terimler Sözlüğü Ana Sayfa

Açıklamalı Edebiyat Terimleri Sözlüğü