Hecelerin uzunluğu ve kısalığı esasına dayanan, özel ahengi olan çeşitli söz kalıplarından ibaret nazım ölçüsü.
Edebi eserlerde terbiye dışı, çirkin, bayağı, müstehcen ve galiz sayılan sözcüklerden kaçınmak. Edeb-i kelam ya da mümtaziyet de denir. Tersi eserlere hasaset adı verilir.
Halk edebiyatında saz şairleri aralarındaki şiir yarışmalarında kazananlara verilmek üzere duvara tüfek, kılıç, heybe, saz gibi şeyler asardı. Bunlara "askı", askıyı kazanmaya da "askı indirmek" denir.
Aynı aksanı veren ünlüyü ondan sonra veya önce gelen ünsüzü dikkate almadan her dizenin sonunda tekrarlama biçiminde yapılan uyak. Yarım kafiye.
Açıklamalarıyla 793 Edebiyat Terimi
Şiirde aynı ünlü harflerin tekrarlanmasıyla sağlanan uyumdur. Aynı aksanı veren ünlüyü ondan sonra veya önce gelen ünsüzü dikkate almadan her dizenin sonunda tekrarlama biçiminde yapılan uyak.
Bir kimseye ya da bir şeye karşı aşırı sevgi ve bağlılık duyan, vurgun, tutkun kimse, halk ozanı, saz şairi.
Saz eşliğinde şiir söyleyen âşıkların şiirleri.
Aşkı ve sevgilinin güzelliğini anlatan gazel türü.
Halk şiirinde kafiye yerine kullanılan terim.
Avrupa'da XVII. Yüzyılın ikinci yarısı ile XIX. Yüzyılın ilk çeyreğini kapsayan, önde gelen filozofların, aklı insan hayatının kesin yol göstericisi yapma; bireyi ve toplumu bilimsel bilgi ile aydınlatma yönündeki çabalarıyla seçkinleşen; evrensellik, hümanizm, modern bilim, ilerlemecilik terimleriyle tanımlanan bilimsel keşif ve felsefi eleştiri çağı.
Sözcük anlamı "aynı" yani aynadır. Herhangi bir şeyi veya hâli yansıtan, göz önünde canlandıran anlamında kullanılır. (Âyînesi iştir kişinin lafa bakılmaz, Ziya Paşa). Tasavvuf edebiyatında dünya, Allah'ın tecelli ettiği bir aynadır.
Bir edebi eserin düzenlenmesinde, konuların ele alınıp işlenmesine göre ayrıldığı bölümlerden en geniş olanı.
Halk ve Divan edebiyatında "şarap" anlamında kullanılır. Ama tasavvuf edebiyatında aşk anlamındadır.
Fiillerden oluşan, cümlede belirteç olarak kullanılan fiil soylu sözcük.
1- Bir sözcüğün cümle, cümlenin paragraf, paragrafın metin içindeki yerini belirleyen, ondan önce veya sonra gelen sözkonusu sözcük, cümle ya da paragrafın anlamını, değerini belirleyen öğeler bütünü.
2- Bir dil birimini çevreleyen, ondan önce veya sonra gelen, birçok durumda söz konusu birimi etkileyen, onun anlamını, değerini belirleyen birim veya birimin tümü; kontekst.
Türkü nazım biçiminde nakarat.
Divan edebiyatında, bahar tasviri ile başlayan kaside.
Vezinli, kafiyeli uzun nesir cümlelerden kurulan Divan edebiyatı nazım türü. Fe'ilatün, mefa'ilün, müstef'ilün gibi cüzler arka arkaya tekrarlanır. Türk edebiyatında çok az kullanılmıştır.
Eski Fransız şiiri nazım biçimlerinden biri.Üç uzun bir kısa bendden oluşan Batı edebiyatı nazım türü. Uzun bendlerin dize sayısı 6-10 arasında değişir. Kısa bend ise 4-5 dizedir. Bu bend tanrıya, krala, prense ithaf bendidir. Her bendin sonundaki mısra bir tür nakarattır. Masal ve hikaye niteliğindeki bendleri ele alıp işleyen, kısa ve hikayesi olan şiirlerdir.
Eski Türklerde kişinin anılması için mezarının veya bazı kurganların etrafına dikilen taş.
Diğer Edebiyat Terimleri
Terimler Sözlüğü Ana Sayfa
Açıklamalı Edebiyat Terimleri Sözlüğü