Matematiğin sayılarla ilgili bölümünü temel alan, sayıların özellik ve işlemlerini anlatan ders.
Bir diziyi oluşturan sayısal değerler toplamının o dizide yer alan değerler sayısına bölünmesiyle elde edilen sonuç.
Elişi çalışmalarında kullanılan kutu, ip, şişe, mantar, parça kumaş vb. gereçlere verilen ad.
Stajyerlik dönemi sonunda olumlu tutumu ve öğretim yeteneği okul yönetmeninin raporu ve ders denetimi ile saptanarak öğretmen sanını alan kimse.
Açıklamalarıyla 556 Eğitim-Öğretim Terimi
Öğrencileri harp okullarına hazırlayan, programlarında fen derslerine ağırlık veren, ortaokula dayalı ve üç yıl süreli eğitim kurumu.
Başlıca amacı, orduya astsubay ya da subay yetiştirmek olan ve öğretim programı buna göre düzenlenmiş bulunan okullara verilen genel ad.
1. Bir askerî okulda verilen ve daha çok akademik yönü önem taşıyan eğitim.
2. Askerlik çağına gelen ve silah altına alınan gençlere uygulanan eğitim.
3. Henüz okul çağında bulunan ve orta dereceli ya da yüksek okullarda okuyan öğrencilere gerekli askerî bilgi ve becerileri kazandırmayı öngören eğitim.
Silâhlı kuvvetlere alınacak kimselerin seçiminde, yetiştirilmesinde ve görevlendirilmesinde ordunun barış ve savaş sırasında işgücünün sağlam tutulmasında uyulması gereken ruhsal ilke ve yöntemleri inceleyen ruhbilim kolu.
1. Önem ve değer bakımından giderek yükselen basamaklar dizisi.
2. Zihinsel, bedensel ya da toplumsal bakımdan aşamalı biçimde oluşan herhangi bir örgütlenme durumu.
1. Belleme yetisinin olağanüstü biçimde gelişmiş olması.
2. Unutulmuş anıların canlandırılması ve hiç etki yapmadığı sanılan izlenimlerin gereksiz olarak anımsanması biçiminde kendini gösteren bir ruh hastalığı.
1. Toplum yaşamında bireylerin ya da kümelerin, yetenek ve güçlerine uygun biçimde belirli birtakım görevlere yöneltilmesi.
2. Okuma öğretiminde üzerinde durulan konuya ya da soruna uygun okuma parçalarını seçme işi.
3. Usa uygun seçim.
1. Bireylerin ya da kümelerin doğal olarak işbölümü yapması.
2. Canlı varlıklarda ortamın koşullarına en iyi uyan bireylerin ya da türlerin yaşamalarını sürdürüp uymayanların ise yok olması.
Bir test maddesinin, kimi özellikleri bakımından kişiler arasında ayırım yapabilme niteliği.
Öğrenmenin belli bir konu, iş ya da etkinlik için belli zaman.
Bütün düzeltmelere karşın her iki gözündeki görme gücü onda üçten aşağı olan (1 /10 ile 3/10 arası), özel birtakım araç ve yöntemler kullanmadan eğitim-öğretim çalışmalarından yararlanma olanağı bulunmayan kimseler.
Tavan, duvar ve mobilyanın rengi, aydınlatma özellikleri, sıraların yapımı, ders araç ve gereçleri bakımından az gören çocukların gereksemesini karşılayacak biçimde donatılan ve düzenlenen derslik, bk. göz koruma sınıfları.
Soy, dil ve din bakımından azınlık niteliği gösteren herhangi bir topluluğun çocuklarına öğrenim sağlayan ve özel yasaya göre açılmış bulunan okul.
1. İstenilen yönde gelişebilmek için ana babası ve çevresindeki başka kimseler ile iyi ilişkiler kurmaya gereksinme duyan çocuk.
2. Ana babasından, içinde yaşadığı toplumdan paraca ya da başka türlü yardım bekleyen çocuk.
3. Kendi kendine yetmeyen ve hareketlerinde bağımsız olamayan çocuk.
1. Karlaşılan sorunları yalnız başına çözmek ve kendine yön seçmek için gerekli yetenekten yoksun olma durumu.
2. Ekonomik ve ruhsal desteğe gereksinme duyma.
3. Kendi kendine yetmezlik.
Ekonomik ve ruhsal desteğe gereksinme duymak, ilgi görmek ve yön seçmek bakımından başkalarına bağlı olmama durumu.
Diğer Eğitim-Öğretim Terimleri
Terimler Sözlüğü Ana Sayfa
Açıklamalı Eğitim-Öğretim Terimleri Sözlüğü