Bedence gelişmenin son ya da en yüksek basamağına erişmiş olma durumu.
Kişisel kanı, düşünce ve genellemeler yerine daha çok ya da tümüyle belgelere dayalı olarak yapılan araştırma.
Gerçek bir olayı, bir sorunu, kendi doğal ortamı ve akışı içinde ya da buna en yakın bir görünüm sağlayan dekorlar arasında ele alıp yansıtan film.
1. Bir kavramı, onun özünü oluşturan öğeleri söyleyerek tanımlama.
2. Bir kavramı sınırlandırarak alanını daraltma.
3. Bir şeyi başkalarından ayırmak için açıklama.
Açıklamalarıyla 556 Eğitim-Öğretim Terimi
1. Eskiden görülmüş, işitilmiş, koklanmış, tadılmış nesneleri ve türlü yaşantıları yeniden anımsama yetisi.
2. Algılanan nesnelerin ve yaşantıların bilinçte iz bırakması, saklanması ve gereğinde yeniden üretilmesi yeteneği.
3. Zihnin, belleme ve anımsama gücü.
Anımsama yetisinin azalması, bellek karışıklığı, bellek yitimi gibi belirtileri olan ve sinir bozukluğu, ateşli bir hastalık ya da bir kaza sonucu ortaya çıkan olağandışı durum.
Genellikle yeni, bilinmeyen bilgiler ile çok iyi bilinen sözcük, fikir ya da imajların birleştirilmesi esasına dayalı, bilginin daha kolay hatırlanmasını sağlayan teknikler.
Belleğin, yaşa ve kişisel özelliklere göre değişen sınırı ya da alanı.
Sözcük ve cümlelerin doğru anlamını anımsayamamak ya da ilk kez görülen bir şeyi daha önce görmüş olmak yanılsamasına kapılmak biçiminde beliren hastalık.
1. Herhangi bir çarpma, sarsıntı, düşme ya da aşırı yorgunluk gibi nedenlerle bellek yetisinin bozulup yitmesi biçiminde beliren ruh hastalığı.
2. Belleğin bir an görevini yapamaması.
1. Belleğe özgü.
2. Bellemeye ya da belleğin güçlenmesine yardım eden herhangi bir şey.
Bir bilginin herhangi bir şekilde belleğe kaydedilmesi.
Yapma bir düzen içinde birtakım çağrışımlar ile belleği güçlendirme yolu.
Eğitim kurumlarında etütleri denetleyen kimse, belletici.
Kendi görüşünün olabilecek tek görüş olduğuna inanma.
1. Bireylerin kendi çıkarlarını düşünmelerini haklı gören ve böyle bir tutumu doğru bir amaç olarak benimseyen ahlak öğretisi.
2. Bireyin kendini savunma ve geliştirme eğiliminin bilinçli bütün eylemlerin temel güdüsü olduğunu ileri süren ruhbilim görüşü.
1. Bireyin benliğini evrenin odağı olarak görmek temeline dayanan felsefe görüşü.
2. Benlik ile dış dünya arasında bir ayırım yapamayış biçiminde beliren ve genellikle dört ile altı yaş arasındaki çocukların doğal özelliği sayılan bir zihin durumu.
3. Bir kimsenin, gösterdiği tepkilerin sonuçlarını ve toplumsal yönlerini tümüyle kavrayamayışı.
bireyin kendisini algılayış biçimi.
Kişilik duygusunun ve benlik bilincinin yitirilmesi biçiminde beliren ruh hastalığı.
Çocukların ve gençlerin olağan büyümelerine, toplumsal ve akademik gelişmelerine engel olan ve beslenme ya da sindirim yetersizliği sonucu ortaya çıkan durum.
Diğer Eğitim-Öğretim Terimleri
Terimler Sözlüğü Ana Sayfa
Açıklamalı Eğitim-Öğretim Terimleri Sözlüğü