1. Duyum, heyecan, düşünme ya da başka bir ruh etkinliğiyle nitelenen durum,
2. Ben'in kendi etkinlik ve duygulanmalarını sezebilmesi.
3. Geniş anlamda zihin.
4. Bir topluluktaki ruhsal etkinliğin ya da ruhsal durumların tümü.
1. Bilinçte hiç yer almayan ya da henüz bilinç yüzüne çıkmayan ruh durumlarının niteliği.
2. Bilinçte hiç yer almayan ya da henüz bilinç yüzüne çıkmayan.
1. İnsan ruhunun, baskı altında tutulan isteklerle bunlara bağlı düşüncelerden oluşan ve bilince ulaşamayan bölümü.
2. Bilinçten yoksun olan ya da henüz bilincine erişilmemiş olan.
1. Bilginin salt ve güvenilir olmadığını ileri süren türlü öğretilere verilen genel ad.
2. Dinsel ve fizikötesi konularda kuşkucu bir düşüncenin belirtilerini taşıyan felsefe görüşü.
Açıklamalarıyla 556 Eğitim-Öğretim Terimi
İnsan zihninin dünyayı ve çevresindeki olayları anlamaya yönelik yaptığı işlemlerin tümü.
Bireyin kendi bilişsel süreç ve ürünleriyle ilgili bilgisi.
Ses ve görüntü kaydı yapma özelliği olan cep telefonu ve kamerayla bilgi toplama, saklama, tasarlama, işleme, aktarma ve çoğaltmada kullanılan bilgisayar, internet, veri depolama aygıtları çağrı cihazı ve benzeri araçlar.
Zihinsel öğrenmelerin çoğunlukta olduğu ve zihinsel yetilerin geliştirildiği alan.
Anlama ve kavramada kullanılan zihinsel yetilerin gelişimi.
Eldeki öğrenme ünitesi ya da ünitelerin öğrenebilmesi için gerekli olduğu kabul edilen ön öğrenmeler.
Algı ve düşüncelerin yeniden düzenlenmesine dayalı olarak gerçekleştirilen öğrenme.
Bireyde o anda var olan zihinsel organizasyon ya da zihinsel yetiler.
1. Bir şeyi anlamış ya da öğrenmiş bulunma.
2. Bir şeyi yapmaya alışmış olma, elinden gelme.
3. Tanıma, anımsama.
Kimi toplumsal sınıfların belli bir eğitim düzeyini aşmaması ve aydınlatıcı birtakım bilgilerle donatılmaması gerektiğini ileri süren ve genellikle özgür düşüncelere karşı koyanların tutumuna verilen ad.
1. Ayrı ayrı düşünce ve duyum öğelerinin birleşip bir bütün oluşturması.
2. Türlü bulgu ve görüşlerin, genel bir düşünceye varmak amacıyla, karşılaştırılıp değerlendirilmesinden sonra birleştirilmesi işlemi.
3. Sözcük bölüklerinin bir araya getirilerek okunması.
1. Belirli bir tür içinde kimi özellikleriyle öbürlerinden ayrılan ve bölünmez bir bütünlüğü olan varlık.
2. Bir toplumu oluşturan birimlere verilen ad.
1. Toplum yaşayışında temel amacın, bireylerin başarı ve mutlulukları olduğu düşüncesini ileri süren öğreti.
2. Toplumun, bireylere ve kümelere geniş bir özgürlük tanıdığında gelişeceğine ve mutluluğa kavuşacağına inanan toplumbilim görüşü.
3. Bütün değerlerin, hak ve ödevlerin kaynağı olarak bireyi kabul eden ahlak görüşü.
Her bir öğrenciyi birey olarak başkalarından ayırmaya ve onun gelişimini gerçeğe uygun biçimde göstermeye yarayan bilginin toplanması, yazılması ve değerlendirilmesi ile görevli rehberlik bölümü.
1. Bireyler arasında yetenek, ilgi, erek ve gereksinmeler yönünden görülen başkalıklar.
2. Bütünü ile bir kimseyi başkalarından ayıran özellikler.
3. Bir ya da daha çok özellik bakımından bireyler arasında görülen değişiklikler ya da sapmalar.
1. Öğrencinin karşılaştığı bir güçlüğü yenmesi, bir sorunu çözmesi için kendisine doğrudan doğruya kişisel olarak yol gösterme.
2. Bu gibi konularla ilgili rehberlik hizmetlerine verilen ad.
Diğer Eğitim-Öğretim Terimleri
Terimler Sözlüğü Ana Sayfa
Açıklamalı Eğitim-Öğretim Terimleri Sözlüğü