1- Bir iş yapmak, bir eyleme geçmek için duyulan ve bireyin engelleyemeyeceği kadar güçlü istek.
2- Bireyi, doğrudan doğruya eyleme geçmeye zorlayan güçlü dürtü.
Fikir, düşünce.
1. Maddi cinsten olmayan. Platon'un felsefesinde, idealar âleminde var olan ve bu âlemdeki varlıkların özünü oluşturan gerçek varlık veya varlıklar.
2. Her türlü zihni temsil şekli, Subjektiflik taşıyan görüş,soyut olan.
3. Platon'a göre algılarla kavradığımız nesnelerin orijinal formları, örnekleri.
1- Amaç, yargı ölçüsü, kılavuz, ilke, örnek, insanı duyular dünyasının üstüne yükselten en yüksek amaç.
2- Yetkinliğin tümü; en yüksek, en yetkin gerçeklik.
3- Soyut olarak düşünülmüş şey.
4- Düşüncenin tasarlayabileceği bütün üstün nitelikleri kendinde toplayan.
Açıklamalarıyla 1083 Felsefe, Psikoloji, Sosyoloji, Mantık Terimi
Düşünülen varlık. (Uzay - zaman dışıdır, duyularla algılanamaz, elle tutulur gerçekliği yoktur; bu anlamda değerler, matematik ve mantığın kavramları düşünülen varlıklardır.)
İdealizm felsefesini benimsemiş kişi.
1. Gerçekte var olan düşünce ve ruhtur. Madde, düşünce ve ruhun ürünüdür.
2. Gerçekliği tasarım (idea) ve ülkülere (ideal) göre biçimlendirmek isteyen görüş. Varlığın maddi cinsten olmadığını savunan görüş.
3. Var olan her şeyi düşünceye bağlayan, düşünce dışında nesnel bir gerçekliğin var olduğunu kabul etmeyen felsefe öğretisi.
Varlığın zihinde anlam kazandığını savunan akım.Düşünsel olan.Düşünce ile temellendirme.
1- Siyasal veya toplumsal bir öğreti oluşturan, bir hükümetin, bir partinin, bir grubun davranışlarına yön veren politik, hukuki, bilimsel, felsefi, dinî, moral, estetik düşünceler bütünü.
2- Belli bir toplumdan en genel olarak toplumlara kadar uzanan bölümdeki tüm yapılar hakkında birbiriyle tümüyle tutarlı bilgi ve inançlardan oluşan düşünce sistemi.
Yaklaşık 0 - 19 zeka bölümüne sahip insanlardır. Bunlar sürekli bakıma muhtaçtırlar. Kendi başlarına hiçbir gereksinimlerini karşılayamazlar. İleri yaşlarda bile yaklaşık 1 - 2 yaş grubundaki çocukların düzeyinde davranırlar.
1- Bozma, zarar verme.
2- Yasa ve düzene uymama.
Yerleşme yeri, yerleşke.
Doğru ve yanlış değerlerinden başka doğruluk değerine yer vermeyen mantık sistemi.
Birbirinden ayrı, birbirinden bağımsız, birbirine geri götürülemeyen, birbirinin yanında ya da karşısında bulunan iki ilkenin varlığını kabul eden görüş.
Herhangi bir alanda birbirine indirgenemeyen iki karşıt ilkenin varlığını ileri sürme.
İki öncülden de aynı sonuca ulaşılan çıkarım türü.
Devletin yasama, yürütme ve yargı yetkilerini elinde bulunduran kişi, zümre veya kesim.
Eski öğrenilen bilgilerin yeni öğrenilenleri unutturmasıdır. Örneğin, arkadaşınızın eski telefon numarası yeni öğrendiğiniz telefon numarasını unutturabilir.
En az iki kişi arasındaki karşılıklı düşünce ve bilgi alışverişi.
Bir şeyin gerçek doğası için özsel olmayan, o şeyin her ne ise o olması için kendisine ihtiyaç duymadığı, kendi özsel doğasından çıkarsanamayan nitelik.
Diğer Felsefe, Psikoloji, Sosyoloji, Mantık Terimleri
Terimler Sözlüğü Ana Sayfa
Açıklamalı Felsefe, Psikoloji, Sosyoloji, Mantık Terimleri Sözlüğü