Sembolleştirilmiş önermelere belli bir doğruluk değeri kazandıran anlam belirleme işlemi.
Herhangi bir konuda tutulacak yol için üst makamlardan alt makamlara belli bir esasa dayanarak verilen buyruk, talimat, direktif. Bu buyrukların yazılı olduğu belge. Yönetmeliklerde değinilmeyen konulara açıklık getirmek için düzenlenen resmî belge.
Bir amaca erişmek için izlenen, tutulan yol. Bilimlerde belli bir sonuca erişmek üzere, bir plana göre gidilen yol.
Özellikle felsefe ve bilim alanında yöntem araştırmak ve yeni yöntemler yaratmak üzere ilkeler geliştiren bilgi dalı.
Açıklamalarıyla 1082 Felsefe, Psikoloji, Sosyoloji, Mantık Terimi
Yüce; Büyük, ulu, ulvi. Hayranlık uyandıran, ulaşılması zor olan şey. Yaratıcıya verilen en üstün sıfattır.
Cinsellik ve saldırganlık gibi ilkel nitelikteki eğilim ve isteklerin doğal amaçlarından çevrilerek, toplumca beğenilen etkinliklere dönüştürülmesidir. Örneğin, birey saldırganlık eğilimini boksör olarak doyurabilir.
Yaşadığımız zaman diliminin içinde bulunduğumuz duruma göre, olduğundan daha uzun ya da kısa algılanmasıdır.
Bireyin, gerek sorunları çözerken gerek çevreye uyum sağlarken var olan tüm yetenek ve becerilerini kullanması ile ortaya çıkan düzeydir. Örneğin, bir öğrenci bir matematik problemini çok kısa sürede çözerken bir başkası çok uzun sürede çözebilir. Bir başkası ise problemi çözemeyebilir.
Anlama ve bilgi edinme,düşünme gücü. Anlık. Duyu ve istençten ayrı olarak düşünülen bilme yetisi, akıl yürütme, yargılama ve anlama gücü.
Karşılaşılan problemlere hep aynı davranış kalıplarıyla, yöntemlerle çözüm aranması.
Zihinsel Tutum ve Kültürel Ortam
Kültürel ortamın yarattığı zihinsel tutum, nesne ya da olayların algılanmasını etkiler.
Farsça, hayat, dirilik demektir. Hakk'ın kulunu kabul edip, ona, derece derece ebedî olarak sürecek şekilde yönelmesi.
Arapça ışık demektir.
Yabancı bir kültürün baskısı yoluyla kültür değişmesinin sağlanması.
Stres. Organizmada gerginlik, düzen bozukluğu yaratan güç.
1- Varlığı hiçbir şeye bağlı olmayan, varlık nedenini kendinde barındıran, bunun sonucu olarak da kendi başına, nedensiz olarak var olan. Tanrı.
2- Kaynağı, nedeni bakımından, başka şeyler karşısında nedensel ve mutlak bir bağımsızlığı bulunan, özü varoluşunu içeren, var olmayışı düşünülemeyen varlık.
1- Olduğundan başka olmama durumu. Mecburiyet.
2- Bir çıkarımda sonucun öncül veya öncüllerden kesinlikle çıkması.
Arapça, karanlık demektir. Madde, maddi âlem. Allah'ın nurundan nasibi olmamak, mahrum kalmak.
Arapça, dalgınlık anlamındadır. Kendinden geçmek, gaflet.
Farsça, yanağın iki yanına sarkan saça denir. Hiç kimsenin ulaşamadığı gaybî hüviyyet
Diğer Felsefe, Psikoloji, Sosyoloji, Mantık Terimleri
Terimler Sözlüğü Ana Sayfa
Açıklamalı Felsefe, Psikoloji, Sosyoloji, Mantık Terimleri Sözlüğü