Kan hücrelerinin kümeleşerek pıhtılaşması.
Göz yuvarlağının en iç kısmında bulunan üçüncü tabaka olup asıl görme olayının gerçekleştiği yerdir.
Ağaçların gövdelerinde yaşayan ve ağacın gövdesindeki küçük kurtlar ve böcekler ile beslenen sivri gagalı, siyah-beyaz tüylü, ayakları tırmanmaya uygun gelişmiş kuşlardır.
Bir cisme yer tarafından uygulanan çekme kuvvetine o cismin ağırlığı denir. Yani; bir cisme etki eden yer çekimi kuvvetidir.
Açıklamalarıyla 1655 Fen Bilimleri Terimi
Sindim sisteminin ilk bölümünü meydana getiren ağız, beslenme, solunum ve konuşma ile ilgili fonksiyonları yapar.
Önde dudaklar, arkada yutak ve sindirim kanalı ile sınırlı olan boşluktur. Oval şekilde olup diş çukurları ve dişlerin yan yana dizilmesi ile iki kısma ayrılır.
Ağıza alınan besinler; dişler tarafından parçalanır. Yine ağızda bulunan tükürük bezlerinin salgıları ve dilin de yardımı ile dişler arasında parçalanan besin parçaları arasında yapıştırılıp lokma haline getirilir. Buna mekanik sindirim denir. Tükrükte (pityalin) bulunan amilaz enzimi sayesinde nişasta(karbonhidrat)'lı besinler küçük şekerlere ayrılırlar. Buna ise kimyasal sindirim denir.
Damarların vücutta örümcek ağına benzer şekilde kılcallaşma veya dallanma olayıdır.
Evcil büyükbaş hayvanların (sığır, manda, at, eşek)barındırıldığı kapalı yer.
Ağaçtan, tahtadan yapılmış.
1-Lenf sisteminde dolaşan,kan plazması ve akyuvar hücrelerinden oluşan sıvı.
2-Lenf.
Merkezi sinir sistemini meydana getiren sinir tellerinin bir araya gelmesi ile ortaya çıkan beyaz renkli maddedir.
Vücudun ön kısmında, göğüs boşluğunda kaburgalar ile korunmuş, solunum organlarıdır. Sağ ve sol olmak üzere iki tanedir. Sağ akciğer üç lop, sol ise iki loptan oluşmuştur. Çünkü üçüncünün yerini kalp almıştır.
Akciğerleri içinde bulunduran göğüs boşluğu birbirine ardışık genişler ve daralır. Göğüs genişlediği zaman akciğerlerde bulunan gaz basıncı düşer ve daraldığında gaz basıncı artar. Eğer akciğerimizdeki gaz basıncı dışarıya oranla küçük ise akciğerlere hava girer, böylece soluk alınmış olur. Eğer göğüs daralmış ise hacim azaldığından ve akciğerlerde bulunan gazın basıncı dışarıdan fazla olduğundan soluk verilir.
1. Hava, su gibi akışkan maddelerin veya elektrik yüklerinin belli bir yönde akışı, yer değiştirmesi, cereyan.
2. Bir yerden başka bir yere hareket anlamına gelen akım; fizikte elektrik akımı anlamına gelmektedir.(-) eksi yüklü (yani fazla elektronla yüklü) bir A cismini (+) pozitif yüklü (yani elektron kaybetmiş) bir B cismine iletken bir telle bağlayacak olursak elektronlar A cisminden B cismine doğru akarlar. Böylece iletken telde akım meydana gelmiş olur.
Silindir şeklindeki bir cismin üzerine sarılmış bulunan bir iletken telin meydana getirdiği makaradır.
A ve B cismi bir iletkenle değil de, iki veya daha fazla iletkenle birleştirilirse A cisminden B cismine giden elektronlar bu iletken tellerin her birinden geçerek B cismine ulaşır. Böylece akım kollara ayrılmış olur.
İçinden doğru akım geçen bir telin yanına bir pusula yaklaştıracak olursak, pusulanın iğnesinin saptığı gözlenir. Burada elektrik akımının bir mıknatıs alanı meydana getirdiği ortaya çıkar.
Kendilerine özgü bir biçimi olmayıp içinde bulundukları kabın biçimini alan maddeler.
1- Işık saçacak beyazlığa varıncaya kadar ısıtılmış olan.
2- Yüksek sıcaklık etkisi ile ışıklı duruma giren cisimlerin özelliği.
3- Yüksek sıcaklıkta parlak beyaz veya kırmızı ışık saçan cisimlerin niteliği.
Diğer Fen Bilimleri Terimleri
Terimler Sözlüğü Ana Sayfa
Açıklamalı Fen Bilimleri Terimleri Sözlüğü