Çeşitli şeylerin bir araya getirildiği, kaynaştırıldığı yer.
İnceleme için hazırlanmış lam, lamel ve doku örneğinden oluşan nesne.
1. Hristiyanlıkta reform hareketi sonucu doğan mezhep.
2. Bu mezhebe bağlı olan kimse.
Detaylı bilgiyi Protestanlık adı altında bulabilirsiniz.
Uygun zaman, fırsat.
Açıklamalarıyla 377 Genel Türkçe Terimi
Bazı ilkel toplumlarda doğaüstü güç ve etkisi olduğuna inanılan canlı
veya cansız nesne, tapınılacak, sanem.
Genellikle uçak ve gemilerde kullanılan cisimlerin uzaklığını ve yerini belirlemeye yarayan cihaz.
Peygamber (sav) Efendimizin ilk cuma namazını kıldığı bölge.
Gözlemevi.
1. Bazı bitkilerde özellikle çamlarda oluşan, katı veya yarı akışkan, organik salgı maddesi, ağaç sakızı. Sonsuz polimerleşme ile elde edilen büyük moleküllü yapay madde.
2. Çam, elma, erik gibi bazı odunlu bitkilerin salgıladıkları katı ya da yarı akışkan, yarı saydam, suda çözülmeyen salgı maddeleri.
Gelen ışıkları yansıtan araç.
1. Kılavuz.
2. (mecaz) Birinin doğruyu bulmasına yardımcı olan, yol gösteren kimse veya şey, delil.
Bir borcun ödeneceğine teminat olarak ödenince, geri alınmak şartıyla borçlunun alacaklıya verdiği değerli şey, tulu, ipotek.
Hacılara yiyecek temin etme vazifesi.
Zarara uğrama ihtimali, riziko.
İnandığı, düşündüğü gibi davranmama, özü sözü bir olmama, ikiyüzlülük, mürailik.
"Riyakârlık yaparak geldiğin makamda fazla kalamazsın."
"Bu akşam ekranlardan riyakârlık akıyor."
"İşleri güçleri iftira atmak, riyakârlık yapmak."
Bağıntılılık öğretisi, özellikle bilginin bağıntılı olduğunu ileri süren her türlü felsefe öğretisi, görececilik, bağıntıcılık, izafiye, görecelik.
Aydın, parlak.
Çalışma. Amel. İslam dininde hac ve umre ziyaretinde Safa ile Merve arasında gidip gelme.
Evre, faz.
Hz. Muhammed'in meclislerinde ve konuşmalarında bulunan kimseler.
Diğer Genel Türkçe Terimleri
Terimler Sözlüğü Ana Sayfa
Açıklamalı Genel Türkçe Terimleri Sözlüğü