1. Ne yapılması gerektiğini bilememek, nasıl davranacağını kestirememek, içinden çıkamamak; tanlamak.
"Çok iyi bir kadın, bizi misafir ettiğinde ne ikram edeceğini şaşırıyor."
2. Herhangi bir durum karşısında şaşkınlık duymak; şaşmak, tanlamak, tuhaflaşmak, hayret etmek.
"Senin yalanlarını kulaklarımla dinleyince ben de şaşırdım kaldım."
3. Doğru, gerçek ve gerekli olanı ayırt edemeyecek duruma gelmek; sapıtmak, tanlamak.
"Allah şaşırmasın, çok başarılı biri olacağına inanıyorum."
Yürekli, yiğit.
Kutsal bir ülkü veya inanç uğruna savaşırken ölen kimse.
Şema biçiminde olan.
Açıklamalarıyla 377 Genel Türkçe Terimi
Demiryolu, demiryolu katarı, tren.
Kaza, beklenmeyen bir olay, bazı ilaç ve uyuşturucuların etkisiyle ortaya çıkan fiziksel veya ruhsal olarak birdenbire karmaşık belirtilerin hepsi.
Bağnazlık.
1. Doğa.
2. Doğal özellik.
3. Güzeli ayırma melekesi, zevk, beğeni.
4. İnsanın büyük abdest bozma kolaylığı veya zorluğu.
5. Huy, karakter.
1- Yola çıkartma, hareket ettirme, kımıldatma.
2- Bir kimseyi körü bir iş yapması için ileri sürme, kışkırtma.
3- Cinsel istek ve arzuları, duyguları uyandırma, artırma.
Bütün günahlardan kendini korumak, dinin yasak ettiği veya haram olduğunda şüpheli şeylerden sakınma.
Öğrenci
1. Yere çukur kazılarak yapılan bir tür fırın.
2. Bazı yerlerde, kışın ayakları ısıtmak amacıyla alçak bir masanın altına mangal konulup üstüne yorgan örtülerek yapılan düzen.
Düzeltme, düzelti.
1- Bir şeyin çevresini dolaşma veya kutsal bir yeri ziyaret etine.
2- İslam dininde hac zamanında Kâbe'nin çevresini dolaşma.
Kıyafet değiştirmek.
Gülümseme.
Düşünme, düşünüş.
Bir sanayi dalı.
Değme, dokunma.
İçinde alışılandan az insan bulunan, kalabalık olmayan yer.
Diğer Genel Türkçe Terimleri
Terimler Sözlüğü Ana Sayfa
Açıklamalı Genel Türkçe Terimleri Sözlüğü