Yıldızlar ve galaksilerin hareketleriyle kişilik ve insan davranışları arasında ilişki kurarak, doğum veya önemli olayların meydana geliş tarihine göre insanları gruplara ayıran bilim dalı, doğum tarihlerini esas alarak insanların karakter yapılarına ilişkin çözümlemeler yapmayı konu edinen dal yıldız falcılığı, müneccimlik.
Gök bilimi.
Atılmış, atılan. Atık su, atık kâğıt.
1. Gözü bir şeyden yılmayan, azgın.
2. (mecaz) Çok şiddetli, korkunç.
Açıklamalarıyla 377 Genel Türkçe Terimi
Bir işteki engelleri yenme kararı.
Sevgide üstün tutulan, muazzez, ermiş, eren.
Parlamak, parıldamak.
1. İşlenecek kumaşlar üzerine kalıplara resim basan kimse.
2.Matbaacılıkta baskı işlerini yapan kimse.
3. Kısıtlayıcı.
1. Basmak işi.
2. Gazete, dergi, kitap vb. bası ile hazırlanmış yazılı şeyler, matbua.
3. İskambil kâğıdı ile oynanan bir oyun.
4. Üzerinde bası ile yapılmış renkli biçimler bulunan pamuklu kumaş.
5. (sıfat) Bu kumaştan yapılmış olan.
6. (jeoloji) Yerin alçalmasıyla bu yeri örten deniz sularının yükselmesi, çekilme karşıtı.
7. (sıfat) Basılmış, matbu.
8. (halk ağzında) Gübre, tezek.
1. Baygın duruma girmek, uyur gibi olmak, kendinden geçmek, kendini kaybetmek.
"Bir an bayılıp yere düştü, biz de heyecanlandık."
2. Çok hoşlanmak, çok sevmek.
"Ben bu model arabalara bayılırım."
3. Sıcak, açlık, susuzluk, yorgunluk vb. etkenlerle dayanma gücünü yitirmek.
"Yürümekten bayılacağım artık, biraz oturup dinlenelim."
4. Vermek, ödemek.
"Kırdığın vazonun parasını bayılacaksın."
Deney yapmakta kullanılan çeşitli büyüklükteki cam kap.
1.Yalnız kendini düşünen, kendi çıkarlarını herkesinkinden üstün tutan, hodbin, hodkâm, egoist.
2. (felsefe) Bencilik öğretisine inanan.
Bir kimsenin öz varlığı, kendi kişiliğine önem verme.
Duru, temiz, aydınlık, açık.
1. Açık, apaçık, çok belli.
2. (zarf) Anlaşıldığına göre, anlaşılıyor ki.
İyi beslenmiş, semiz, semirtilmiş.
"Sizin kurbanlık bizimkinden daha besili görünüyor."
İnsanoğlu, insan.
1. Karşılık olarak.
"Bilmukabele ile fırsatta biz de geliriz."
2. Birinin söylediği söze karşılık söylenen "ben de, size de, sizlere de" anlamında kullanılan bir söz.
"Allah sizden razı olsun. -Bilmukabele."
1. Açık toprak rengi.
2. Kül rengi, gri.
3. (sıfat) Bu renklerde olan.
4. (sıfat) Açılmamış, sürülmemiş (toprak).
Boza yapılan yer.
boza: Arpa, darı, mısır, buğday vb. tahılların hamurunun ekşitilmesiyle yapılan koyuca, tatlı veya mayhoş içecek.
Diğer Genel Türkçe Terimleri
Terimler Sözlüğü Ana Sayfa
Açıklamalı Genel Türkçe Terimleri Sözlüğü