18. yüzyıldan 19. yüzyılın ortalarına kadar olan endüstriyel gelişme.
Su dağıtma sandığı ve lüleler yardımıyla suyun çevredeki çeşmelere ve diğer yapılara dağıtımının yapıldığı yer.
Yapıların daha çok iç yüzeylerinde kullanılan ve yüzeysel alçı kabartmanın renklendirilmesi ile elde edilen bir süsleme tekniği.
Gereç.
Açıklamalarıyla 1044 Sanat Terimi
Hıristiyan din adamlarının tapınma amacıyla kent hayatından uzakta, kırlık ve dağlık yerlerde yaptıkları dinsel yapı.
1- Tek bir kumandanın kolaylıkla sevk ve idare edebileceği kadar erden kurulu küçük askerî birlik. (Yaklaşık olarak on erden kurulabilecek olan mangada birkaç makineli tüfek veya tabanca ile avcı erleri bulunur.).
2-Savaş gemilerinde erlerin yattığı koğuş.
1- Özentili sanat, uyanış çağı ile Barok arasındaki yapmacıkçılık.
2- Rönesans anlayışını takip eden süreçte ve daha sonrasında Avrupa'ya ve Avrupa ülkelerinin deniz aşırı sömürgelerine uzun sure hakim olan barok sanattan önce kısa bir sure için etkin olan akıma manierizm denir.
Ortak eğilime sahip bir sanatçı grubunun düşünce ve yönelimlerini kamuya duyurmak amacıyla yayınladığı bildiri.
Doğru düşünme sanatı ve bilimi.
Mantıkla ilgili olan, mantığa uygun, mantıklı.
Kalıbı alınarak sadece başın yüz kısmını tasvir eden heykel.
Ana su isale hattının kollara ayrıldığı yer.
Eski Mısır mimarisinde kesik piramit biçimli bir mezar yapısı.
Hıristiyan mezarlıklarına verilen isimdir.
Yazılı, sözlü, görüntülü, kaydedilmiş her türlü belge. Gereç.
Batı dillerinde anıtsal mezarlara verilen addır. Türkçede ise bu konuda kümbet ve türbe gibi terimler daha ayrıntılı bir anlam taşıdığından mausoleum genellikle Antik Çağ için kullanılmıştır. Kelime M.Ö. 350 dolaylarında Halikarnasos'ta Kral Mausolos için yapılan anıt mezarın adı olan Mousoleum'dan gelmektedir. Bu terim daha sonra tüm anıt mezarların genel adı olmuştur.
Gemilere ve yakın kıyılara yük taşıyan, güvertesiz büyük tekne.
Kale ya da sur duvarlarında yer alan, dışarıdan gelebilecek saldırılara karşı ok vb. atmak için yapılmış, içe doğru gittikçe daralan küçük delik, pencere.
1- Toplanıp biriktirilmiş, tertip ve tanzim edilmiş şeylerin hepsi.
2- Seçilmiş yazılardan meydana getirilen kitap. Risâle.
3- Kolleksiyon.
Bugünkü orta ve yüksek öğrenime denk düzeyde eğitim veren İslam eğitim yapısı. İslamiyetin erken dönemlerinde camiilerde yapılan eğitim Büyük Selçuklular zamanında belirli bir sistem içerisinde medreselerde verilmeye başlanmıştır. Medreselerin ortaya çıkışındaki en önemli etken gittikçe yayılan şii inanç karşısında sünni inancı güçlendirmek ve devlet yönetimine bu inanca sahip kadrolar yetiştirmekti. İlk olarak Büyük Selçuklu veziri Nizamül Mülk tarafından Horasan'da kurulan ve Nizamiye Medreseleri olarak adlandırılan bu yapıların dört eyvanlı bir şemaya sahip oldukları görülür. Bu yapı türünün kaynağı hakkında farklı görüşler ileri sürülmekle birlikte yine zaman içerisinde toplumlara göre farklı plan türlerinin geliştiği bir gerçektir. Anadolu türk mimarisinde medrese yapılarının temelde iki farklı plan şemasını sahip oldukları günümüze ulaşan örneklerden anaşılmaktadır. Bunlar açık avlulu medreseler ve avlusu kubbe ile örtülü kapalı avlulu medreselerdir. Medreselerde dini eğitim verilebildiği gibi pozitif bilimlerle ilgili eğitim de verilmiştir. Bu amaca yönelik inşaa edilen medrese yapılarının plan kuruluşunda belirgin bir farklılık olmayıp medrese mimarisinin genel gelişimi içerisinde yorumlanmışlardır. Darüşifalar, tıp medreseleri ve rasathaneler bu tür medrese yapılarının örnekleridir.
Diğer Sanat Terimleri
Terimler Sözlüğü Ana Sayfa
Açıklamalı Sanat Terimleri Sözlüğü